Pakistan'ın en batısında bulunan Belucistan Eyaleti'ndeki Ketta kentinde, Afgan, Özbek ve Türkmen sığınmacılar toprak evlerde yaşıyorlar.
Mülteci statüsünden dolayı vatandaşlık alamayan Afganistan göçmenleri, pasaport da çıkartamıyor. Ülke dışına çıkmak isteyen sığınmacılar, 130 kilometre uzaktaki Afganistan'a geçerek oradan yurt dışına çıkabiliyor.
Ketta'nın kenar mahallelerinde tek odalı toprak evlerde ikamet eden sığınmacılar, zor şartlar altında yaşamlarını sürdürüyor.
Yiyecek, giyecek, ilaç insani ihtiyaçlara ulaşmakta güçlük çeken sığınmacılar, kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor.
Yoksulluğun toprak duvarlara, tozlu yollara sindiği dar sokaklarda tek güzel şey işe çocukların gülüşleri.
Yıllardır yaşam şartlarında iyileşme olmayan "mülteci statüsü"nden dolayı engellerle karşılaşan Afganistan göçmenleri seslerini duyurmak istiyor.
Büyük bir çoğunluğu Türkçe bilen sığınmacılar, Türkiye'ye hayranlık duyduklarını ifade ediyor.
Özbek göçmenlerden Türkçe bilen Abdulbari Buhari, AA muhabirine, Ketta'daki Pak-Türk Maarif Okulları'nda çalıştığını söyledi.
Sovyetler Birliği'nin 1980'de Afganistan'a müdahalesinden sonraki yıllarda Afgan, Özbek ve Türkmenler'in Pakistan'a göç ettiklerini anlatan Buhari, "Bugüne kadar orada burada yaşıyoruz, değişik yerlerde. Bu mahalleye geleli 21-22 sene oldu. Bizim burada iyi bir eve ihtiyacımız var ama yapamıyorlar. Bu toprak evlerde yaşıyoruz." diye konuştu.
Sığınmacı oldukları için devletten destek alamadıklarını dile getiren Buhari, elektrik, su ve doğal gaz ücretini ödemekte ise güçlük çektiklerini anlattı.
Yaşadığı mahallede ihtiyaçlı insanların çok olduğuna işaret eden Buhari, "Öyle aileler var ki...Yiyecek bulamadıkları için üç akşamda bir evinde kazanı kaynayan aileler var. Bizim mahallede çocukların kitaba ihtiyacı var. Ekmek ihtiyacı olanlar, ilaca ihtiyacı olanlar var. Çok kötü durumlarda olanlar var. Bu garibanların ihtiyacı giderilirse iyi olur." dedi.