Özür yok, pişkinlik ve şirretlik gani!

Kenan Alpay, Batının ve ideolojik-kültürel olarak olarak Batıya şartlanmış olanların tutarsızlıklarını inceliyor.

Henüz birkaç gün önce Amerika Başkanı Joe Biden Oklahoma eyaletine giderek 1921’de Tulsa şehrinde gerçekleşen katliamın 100. yılı dolayısıyla düzenlenen törenlere katıldı. Bu ziyaret görev başındaki bir Amerikan başkanı için ilkti. Tarih kitaplarında yazmayan, yerel basında bile yer bulamayan ve yüzlerce siyahi insanın ölümüyle sonuçlanan utanç verici kanlı olaylar için Biden “bu bir isyan değildi, katliamdı” ifadesini kullandı. Akabinde ülke içinde siyahi vatandaşlara yönelik ırkçı-ayrımcı polis şiddetini de hedef alarak “Amerika için en ölümcül tehdit İŞİD değil beyaz ırkçılardır” ifadesini kulandı. Evet, Amerika hesabına bu türden beyan ve tutumların oportünist bir siyasete yaslandığı ve son derece riyakarca bir manevra olduğuna ilişkin yüzlerce, binlerce örnek elimizde duruyor. Ancak buna rağmen bu gibi politik manevraları bir kenara not etmek gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass 1884-1915 dönemindeki sömürgeleri Namibya’da işledikleri suçları kabul edip özür dileyerek tazminat ödemeyi kabul etti. Üstelik 1904-1908 arasında Alman ordusu tarafından işlenen vahşeti soykırım olarak tanındığı ilan edildi. Önümüzdeki süreçte Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Namibya Meclis’inde resmen özür dilemesi bekleniyor. Yüz yıl sonra gelen pişmanlık, özür ve tazminat Namibya halkı ve hükümeti için yaşanan kayıpları elbette ki telafi etmeye asla kifayet etmeyecek. Buradaki pragmatizmi ve çifte standardı da unutmuyor, Avrupa adına boş hayaller kurmuyor fakat yine gelişmeleri dikkatle not ediyoruz.

Yazının devamı

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango