Özgürlükler ülkesi Kanada’nın karanlık tarihi!

Özgürlükler ülkesi Kanada’nın İngiliz Kolombiyası eyaletindeki eski Kamloops Yerli Yatılı Okulu sınırları içinde 215 yerli çocuğun toplu mezarı bulundu.

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Kanada, özgürlükler ülkesi olarak tüm dünyaya nam salmış bir devlet. Ancak bu devletin karanlık geçmişi ve soykırımlarla bezeli tarihi; Kanada’nın muhteşemliğinin neye bedel olduğunu onu, muhteşem ve harika bir devlet görenlere yeniden hatırlatıyor.

Kanada’nın İngiliz Kolombiyası eyaletindeki eski Kamloops Yerli Yatılı Okulu sınırları içerisinde 215 yerli çocuğun toplu mezarı bulundu. Daha önce de farklı eyaletlerde onlarca çocuk ve yetişkinin kalıntıları bulunmuştu.

Bugünlerde; “özgürlüğün en yüksek noktasında yaşandığı” düşünülen ülkelerin geçmişleri birer birer ortaya çıkmaya devam ediyor. Geçmişte bulundukları bölgelerde yerli halkları acımasızca yok eden devletlerin bugün; özgürlük, demokrasi ve insan hakları konularında nutuk verdikleri anları, bu ülkelerin geçmişlerini hatırlayarak dinlemek gerekiyor!

Amerika kıtasının keşfi ile beraber milyonlarca beyaz, ‘siyahları zincirlere takarak’ gemilerle bu kıtaya gelerek yerleşti. Bu kıtanın asıl sahipleri yurtlarının işgal edilmesine karşı koyarken öldürüldü, tecavüzlere ve toplu kıyımlara maruz kaldı. Beyazlar, her alandaki üstünlüklerini öldürmede de kanıtladı!

Geriye; yalanlar ile örtülmeye çalışılmış, inkâr politikaları uygulanmış, uyguladıkları soykırımlar reddedilmiş, yüzlerce yıllık tarihi anlatı, “arenadan” silinmeye çalışılmıştı.

Bugünlerde Almanya, Kanada, Fransa ve diğer birçok Avrupalı devlet soykırımlarını tanımaya başladı. Bu tanıma beraberinde tazminatları doğursa da geriye kalan halkların ataları çoktan öldü. Yeni nesiller ise katliamların anılarını zihinlerinde ve kalplerinde yaşarken, adapte olmaya çalıştıkları bu “yeni dünya’ya” uyum sağlamaya ve haklarını geri almaya çalışıyor.

Kanada’da 1800’lü yılların sonunda başlatılan ve 1990’lı yılların ortasında yürürlükten kaldırılan yatılı okul sisteminde yerli çocuklar diğer topluluklardan ayrı eğitime tabi tutuluyordu. Bu okullarda çocukların istismar, tecavüz, kötü beslenme gibi kötü koşullar altında tutulduğu iddialarıyla ilgili yürütülen 6 yıllık bir soruşturma 2015 yılında sonuçlandı.

Soruşturmayı yürüten yetkililer, yatılı okullardaki yerli çocuklara yapılan hak ihlallerinin “kültürel soykırım” olduğu kararına vardı. Çoğunlukla kiliselerin gözetiminde yönetilen bu okullarda 4 binden fazla çocuğun ölümü kayıtlara geçti.

Ancak ülkedeki en büyük yatılı okul olan Kamloops’daki toplu mezarda bulunan 215 çocuğun kayıtlara geçen ölüm vakalarına şu ana kadar dahil edilmediği tahmin ediliyor. Kanada yönetimi 2008 yılında söz konusu yatılı eğitim sistemi çerçevesinde yaşanan trajediler için resmen özür diledi. Mezarın bulunmasının ardından Başbakan Trudeau dahil birçok yetkili ülkenin “bu karanlık tarihini” bir kez daha kınadı.

Kanada devleti “kalan yerlilerden” resmen özür diledi. Kanada gerçekleştirdiği katliamları “soykırım” olarak tanıyarak resmi ağızdan yapılanların doğru olmadığını belirtti. Bu neyi değiştirir?!

Kanada Başbakanı Trudeau geçtiğimiz pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, "Bir baba olarak, çocuklarımın benden alınmasının nasıl bir his olduğunu hayal bile edemiyorum… Ve başbakan olarak, yerli çocukları ait oldukları ailelerden çalan bu utanç verici politikadan dehşete düşüyorum." ifadelerini kullanarak yaşananların çok kötü bir politikanın ürünü olduğunu söyledi.

Başbakan Trudeau, "Onları bir daha hiç görmeyen topluluklarını düşünün. Umutlarını, hayallerini, potansiyellerini, başaracakları her şeyi, olabilecekleri her şeyi düşünün" dedi.

Başbakan Trudeau, insanlardan yaşanan acıların ne kadar büyük olduğunu anlamalarını istedi. Geriye ise bir yandan acıları anlamaya çalışan insanlar ile ailelerini ve çocuklarını kaybetmiş insanların anıları kaldı.  

Çeviri Haberleri

Clarissa Ward'ın 'kurgulanmış' Suriye haberi CNN'in önyargısını bir kez daha ortaya çıkardı?
Suriye’nin ‘gulyabanisi’ Mahir Esed nerede?
Baas çetesini deviren 11 günün hikayesi
Bir zalim, Filistin'in özgürlüğünün gerçek müttefiki olamaz!
Ölüm her yerdeydi: Kimyasal silah kurbanları yaşadıklarını ilk defa korkusuzca anlatabiliyor!