Özgür Üniversiteli’nin 13. Sayısı Çıktı!

Özgür Üniversiteli Dergisi yürüyüşüne 13.sayısı ile devam ediyor.

Yayın hayatında 1 yılını dolduran Özgür Üniversiteli Dergisi 13. sayısını çıkardı. Bir yılın verdiği özgüvenle yoluna devam eden dergi, biyografi, röportaj, şiir, makale, deneme yazıları ve film tanıtımı ile okuyucularıyla buluştu.

Gençlerin düşüncelerini kalemleriyle dile getirme fırsatı sunan Özgür Üniversiteli Dergisi, 13.sayısında otuz yıllık kısa denecek ömrüne, yoğun bir İslami mücadele anlayışını sığdırabilmiş, bir temmuz günü şahitliği şahadetle taçlandırılmış olan bir ismi, Sedat Yenigün’ü kapağa taşımış.

‘‘Zulümle iktidar kalmayı murad edenler, direnişle alaşağı edileceklerdir, tarih örnekleriyle dolu. Direnen Müslüman Suriye halkı, çağdaş firavunları kan denizlerinde boğacaktır.’’

Harmancı giriş yazısında, derginin içeriğinden kısaca bahsedip, Suriye’de yaşanan katliama ve Ak Parti’nin ‘‘dindar nesil yetiştiriyoruz’’ söylemine dair değerlendirmelerde bulunmuş.

Derginin bu ayki sayısında: Sedat Yenigün’ün hayatını ‘‘Kısa Bir Ömrün Uzun Adanmışlığı: Şehid Sedat Yeni gün’’ biyografisiyle Metin Aldemir kaleme alırken, Hamza Türkmen, Sedat Yenigün’ü anlatan yazısıyla ‘‘Kapıyı Çalan Misafir’’ oldu.

Bu sayıda iki söyleyişi yapıldı. Suriye devrimine ışık tutması bakımından Bülent Şahin Erdeğer ile İsmail Çoktan’ın yaptığı söyleşinin yanında,  Abdullah Önal’ın, TRT6’te yayınlanmak üzere çekilen “Mirinên ji bêhna sêva” “Elma Kokulu Ölümler” adlı belgeseli çeken M. Nurullah Polat ile belgesel, film ve Halepçe üzerine yaptığı Kürtçe röportaj da dergide bulunuyor.

‘’Rabbimizden, Hak üzere yol almayı, batıla karşı durmayı ve bu uğurda galibiyeti ihsan etmesini dilemeliyiz.’’

‘’İslami Bakış Açısıyla ‘Suriye Gerçeği’’ makalesiyle Suat Yıldız, Suriye’de yaşanan katliama dair değerlendirmede bulunmuş. Suriye halkının içerisinde bulunduğu son durumu analiz etmiş.  Ahmet Malkoç, ‘’Son Haykırışlar’’ öyküsüyle dergideki yerini almış. ‘’MİT Ve Kanunsal İyi Çocuklar’’  makalesiyle M.Ali Kaçmaz, Türkiye’nin istihbarat gücü olan MİT’i ve Ak Parti’nin ‘iyi çocuklar’ını yazmış. M.Salih Eşiyok ‘‘Kavramsallaştıramadıklarımızlardan mısınız!’’ makalesiyle, şahitlik kavramını güncel bir perspektif üzerinden yazmış ve bu bağlamında Halepçe’yi unutmamış, unutturmamış.

‘’ Ve gördük ki mekân değildir zamandır önemli olan ve lakin o da değildir eylemdir önemli olan ve o dahi değildir kalb olmadıkça.’’

Mücahit Gökduman, ‘’ İslami mücadelede iki boyut’’  makalesiyle,  Müslüman gençlerin dış dünya ile savaşında başarılı olduğundan, İslami mücadelenin ikinci boyutu olan kendi iç savaşında da başarılı olması gerektiğinden bahsetmiş. Geçen sayıda ölüm kavramına giriş mahiyetinde bir yazı kaleme alan Mirpenç Akşit, ’’ İlkçağ felsefesinde ölüm kavramı(2)’’ makalesiyle ilkçağ felsefecilerinin ölüm kavramına yükledikleri anlamları yazarak konunun detaylarına inmiş.

‘’Zikirle kendini dirilt. Güneşten önce kalk ki o seni geçmesin. Güneşi tut. Bunlar umudun yoldaki işaretleridir. İfsat içeriden başlar. İçinde umudu büyüt. Direnişi içeriden başlat. Tasavvurun umudundur unutma!’’

Harun Çetinkaya, ‘’korkumuz sessizliğe’’ makalesiyle dergideki yerini almış. ‘‘ Fetih’e dair’’ yazısıyla Betül Beyazyüz, bugünlerde üzerinde en çok konuşulan, hakkında yorum ve değerlendirme yapılan ‘’ Fetih 1453’’ filmini analiz etmiş. Recep Şeker, ‘’ Dindar nesil üzerine’’ makalesiyle, Başbakan Erdoğan’ın yakın zamanda dile getirdiği ‘’Dindar nesil yetiştireceğiz’’ söyleminin, toplumun farklı kesimleri üzerinde nasıl bir yankı uyandırdığını ve biz Müslümanların nasıl bakmamız gerektiğini irdelemiş.  ‘’ Ankara’da deniz yok’’ makalesiyle Mevlüt Uğurlu, ‘’Andımız’’ makalesiyle de Abdulvahap Yıldırım dergideki yerini almış.

‘‘Nîvçîrokek Di Dîroka Stembariyê de: Helepçe’’ Kürtçe makalesiyle Abdullah Önal, içerisinde bulunduğumuz mart ayı hasebiyle, 16 Mart 1988’de yapılan Halepçe katliamını unutmamış ve yapılan zulmü bir kez daha gündemimize taşımış. Bilal Demir, ‘’Ah Halepçe’’  yazısıyla, bende Halepçe’yi unutmadım demiş.

Bu sayının şiirleri: ‘‘Subaltern’’ şiiriyle Mehmet Garip Tanyıldız’a, ‘‘Yeter artık!’’ şiiriyle Şêxmus Şenyîğît’e, ‘‘Ölüm-yaşam ve akşam’’ şiiriyle Necip Salacan’a ait.

Genç kalemlerin yüreklerinden dökülen bu nağmelerin, bütün kâfir, zorba ve diktatörlere korku salmaya devam etmesi ümidiyle.

Haber: Ozan Ahras

Kültür Sanat Haberleri

Genç Birikim dergisinin Aralık 2024 sayısı çıktı
Vatanına dönerken yaşadıkları kadar ağır değildi yükü
“Made in Gaza: From Ground Zero” Savaş bölgesinde mahsur kalan film yapımcılarının sesi oluyor
Taksim Camii Filistin Kitap ve Kültür Günlerine ev sahipliği yapacak
Ümraniye Kitap Fuarı cumartesi günü başlıyor