HAKSÖZ-HABER
The Guardian’dan Martin Chulov haberini sitemiz okuyucuları için Hasan Soylu çevirdi...
Soldan sağa: Muhammed Riyaz 37; A’la 23; Enes 35; Halid 29; Kuteybe 30;
Oturanlar: Rıza 19; Ahmed 25; Rıfat 21; İsam 27; 10. kardeş Enver 39 resimde değil.
2011 Ocak ayında bir akşam taksi şöförlüğü yapan Muhammed Riyaz Suriye’nin kuzeyindeki köy evine kardeşlerini ve yakın arkadaşlarını davet etmiş. Toplam 13 kişiydiler; 9’u kardeşi, diğer 3’ü de amca çocuğuydu.
Yakınları arasında Şeyh Naimi diye adlandırılan Riyaz orada toplananlara, Arap baharının kendileri açısından önemli bir fırsat oluşturduğunu, şu aşamada açığa çıkmamak gerektiğini ama hazırlıklı olunmasının önemini hatırlatmış ve “yıllardır beklediğimiz herşey yakında gerçekleşebilir” diye eklemiş.
O dönemde Zeynelabidin bin Ali’nin devrildiğini, Hünü Mübarek’in çöktüğünü ve Libya’da Kaddafi’nin ve Yemen’de Ali Abdullah Salih’in iktidarlarının sarsıldığını belirtiyor. Sokağın gücünün despotik tek adam yönetimlerinin kırılganlığını ortaya koyduğunu vurguluyor. Her ne kadar henüz erken olsa da Ortadoğu’nun en katı polis devleti olan Suriye’nin de bu gelişmeden etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunun altını çizdiğini ifade ediyor.
Şeyh Naimi “Kahire’den Şam’a isyanın ulaşması 7 hafta sürdü. Daha erken hareket edemezdik ama artık da duramazdık” diyor. 15 Mart’ta Dera’da çocuklar duvara Esed aleyhine yazı yazdıkları için tutuklananınca tepkilerin patladığını söylüyor.
Şeyh Naimi “artık daha fazla saklanmanın mantığı yoktu” diyor. Birkaç gün içinde küçük kardeşleri ve yaşlı babası Halep’teki işlerini bırakıp köylerinin bulunduğu İdlib yakınlarındaki Sermede’ye gelmişler. Çiftçi çocuklarının devrimcilere dönüşmesi Suriye’nin geleceğinin yeniden şekillendiği bu sürecin bir özeti gibi. Suriye’de isyancıların saflarında yer alan kardeşler çok ama 10 kardeşin aynı birlikte buluşmuş olması dikkat çekici.
Şeyh Naimi “Dera’da çocuklara yapılanlar patlamaya yol açtı. Büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun farkındaydık fakat başka seçeneğimiz yoktu. Ama doğrusu ilk başlarda bu kadar uzun süre savaşabileceğimize de inanmıyorduk” diyor.
“Biz önce siyasi yollarla halka seslenmeye çalıştık. Rejim halkı dövmeye, öldürmeye, hapsetmeye başlayınca da barışçıl protestoların bir işe yaramayacağını kavradık. Fakat barışçıl amaçlar taşıdığımızı ifade etmek için daha uzun bir süre barışçıl protestoları sürdürdük” diye ekliyor.
Kardeşler İhvanı Müslimin’e bağlı bir askeri birliğe katılmışlar. Protestoların silahlı isyana dönüşmesi belli bir süreçte gerçekleşmiş. Bu süreçte 7. kardeş Ahmed tutuklanmış ve hapse atılıp çok kötü işkencelere maruz kalmış. “Onu bıraktıklarında tanıyamadık” diyor en yaşlı kardeş olan Enver.
Babası Mustafa (65) ile konuşan kişi bir operasyonda şarapnelle yaralanan A’la (23)
Naimi kardeşler savaşın ilk dönemlerinde Halep ve İdlib kırsalında bulunmuşlar. İsyan Halep’in kapılarını dövdüğünde 2012 Temmuzundan itibaren şehrin güney bölgesine yerleşmişler.
Mustafa Naimi çocuklarının evlerini üs haline getirdikleri Halep’in Firdevs bölgesinde oturuyor. “Onlardan çok memnunum ve gururluyum” diyor. “Ülkemiz özgür olana kadar onlara destek olmayı sürdüreceğim. Onlar yapmaları gerekeni yapıyorlar. Asla sorumluluktan kaçmıyorlar” diyor.
Mustafa’nın hanımı ve çocuklarının annesi 14 yıl önce kanserden ölmüş. 10 erkek çocuktan ayrı olarak bir de kız çocuğu doğurmuş. Kızı isyancılarla birlikte savaşmayan tek çocuğu ama damadı da imkan buldukça savaşta yer alıyor.
Oturduğumuz odada kahve kokusu var. Jeneratör gürültüyle çalışıp, çok az aydınlatoyor. Bazıları sigaralarını yakıyorlar.
Şeyh Naim diye bilinen Muhammed Rias namaz kıldırıyor.
Halep’in hemen güneyindeki Aynel Asefiye bölgesine bir operasyon hazırlığı sürüyor. Ne zaman sinyal gelse Şeyh Naimi’nin cep telefonu çalıyor. Sim kartını Aralık ayında havaalanı operasyonunda öldürülen bir Suriyeli askerin üzerinden almış. Arayan kişi hal hatır sorduktan sonra birden konuşma hararetleniyor. Telefonu sert bir şekilde kapatmadan önce Şeyh Naimi hiddetle bağırıyor: “Burası Suriye ordusu değil, Özgür Suriye Ordusu”
Ocak ayının son günlerinde kardeşler güneye doğru ilerlemişler. Halid (29) “çok iyi bir iş başardık. Destek hatlarını açamamış olsaydık, kazanamazdık” diyor.
İki haftadır kardeşlerin birliği adım adım ilerliyor. Savaş daha çok açık alanlarda ve yollarda sürüyor. Her defasında Suriye MIG’leri gökyüzünden bomba yağdırırken, tanklar ve snaypırlar da kurşun yağdırmayı sürdürüyorlar.
Bir sabah 4. kardeş ve sıkı bir savaşçı olan Kuteybe başından bir şarapnel parçası ile yaralanmış. Kısa bir süre sonra 8. kardeş A’la bacağından yaralanıyor. Şeyh Naimi ise yaralı bir savaşçıyı çatışma alanından uzaklaştırırken ayağını feci şekilde burkmuş.
Geçen hafta tekrar kardeşleri görmeye gittiğimde güneydeki üslerine döndüklerini söylediler. Enver “Rejim güçleri 50 ile 70 arasında adam kaybetti, her gün daha fazla ilerliyoruz. Halep düşmek üzere” diyor.
Şeyh Naimi “Bu savaş uzun, zorlu bir savaş. Ama sonuna kadar sürdüreceğiz. Ve eğer gerekiyorsa ailemiz de bunun bedelini ödeyecek” diyor.