Özgür-Der’den Yeni Hükümete ve MEB’e Başörtüsü Çağrısı

Özgür-Der: “Yeni hükümetten, özgürleşme süreci önünde ciddi engellerden birini teşkil eden MEB yönetmeliğindeki yasakçı zihniyet kalıntısı sınırlamayı kaldırmasını talep ediyoruz.”

HAKSÖZ-HABER

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığına seslendi. “Kısmi özgürlük yarım adalet demektir.” Açıklamasında bulunan Kaya, ‘Eski Türkiye’nin köhnemiş, kangrenleşmiş bir takıntısı olduğu aşikâr başörtüsü yasağını tümüyle tarihin çöplüğüne yollamanın, ‘Yeni Türkiye’ hedefi için gereken cesaret ve kararlılığın bir göstergesi olacağını belirtti ve MEB Yönetmeliğinin acilen yasakçı anlayıştan temizlenmesini talep etti.

İşte Özgür-Der’in açıklaması:

Yeni Hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığına Çağrı:

YÖNETMELİK DEĞİŞSİN,
OKULLARDA BAŞÖRTÜSÜ SINIRLAMASINA SON VERİLSİN!

2 Eylül 2014

Türkiye Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ve Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığında yeni bir döneme giriyor. Yeni dönemin gerek bu ülkenin gerekse de tüm dünyanın Müslüman ve mazlum halkları için hayırlar getirmesini umuyor; Kemalist resmi ideolojik dayatmaların tasfiyesine, Kürt sorununa çözüm arayışlarının geliştirilmesine, bürokratik tahakkümün sonlandırılmasına yönelik adımların hızlandırılarak sürdürülmesini arzu ediyoruz.

Kemalist ideolojik dayatmanın ve bürokratik oligarşinin en şedid, en zalim yansımalarından biri olan başörtüsü yasağı konusunda AK Parti hükümetleri döneminde önemli gelişmeler yaşandığını, üniversitelerden kamu hizmetlerine kadar pek çok alanda özgürlük ortamının genişletilmesine yönelik hayati adımlar atıldığını kabul ediyoruz.

İslami kimliğe yönelik düşmanlığın açık bir tezahürü olan ve halkı ezen, sindiren bu büyük zulmün geriletilmesi yönünde yapılan düzenlemelerin sadece kişi hak ve özgürlüklerinin tanınması açısından değil, toplumsal yapının daha erdemli, daha insani bir zemine oturtulabilmesi açısından da çok değerli ve anlamlı çabalar olduğu açıktır. Ne var ki, bazı alanlarda ısrarla sürdürülen çekingen tutumların, neye hizmet ettiği anlaşılamayan erteleyici yaklaşımların ise bu yönelimle taban tabana zıt bir görüntü oluşturduğu da tartışmasızdır.

İşte tam bu noktada yeni hükümetten, yeni bir eğitim-öğretim döneminin eşiğinde, özgürleşme süreci önünde ciddi engellerden birini teşkil eden MEB yönetmeliğindeki yasakçı zihniyet kalıntısı sınırlamayı kaldırmasını talep ediyoruz.

Kısmi Özgürlük Yarım Adalet Demektir!

2012 yılı sonunda yapılan düzenlemeyle 2013-2014 eğitim-öğretim dönemine ilişkin olarak başörtüsü yasağı kısmen kaldırılmış, tüm okullarda seçmeli Kur’an derslerine katılan ve İmam Hatip Okullarına devam eden kız öğrencilere başörtüleriyle eğitim görme hakkı tanınmıştı. Bu şekilde yeni açılan İmam-Hatip Ortaokullarında ve İmam-Hatip Liselerinde başörtüsü sorunu ortadan kalkarken, orta ve lise düzeyindeki diğer tüm okullarda ise korunmuştu.

Yasakçılığa kısmi çözüm anlamına gelen bu düzenleme yapıldığı tarih itibariyle de anlamsız ve gereksizdi. Adeta aşırı ürkek, hatta evhamlı bir ruh halinin izlerini taşımaktaydı. Bugün hala bu düzenlemenin korunuyor olmasının ise artık hiçbir mazereti kalmamıştır.

Başörtüsü sadece İmam Hatip okullarına devam eden kızlar için değil, iman eden her mümin genç kız ve hanımın kamusal alanda uygulamak zorunda olduğu Rabbimizin açık, tartışmasız bir emridir. Çeşitli nedenlerle İmam Hatiplere gitmeyen ya da gidemeyen kız öğrencilerin kategorik bir tarzda başörtüsüzlüğe mahkûm edilmesi kabul edilemez.

Şüphesiz çocuklarımızın, gençlerimizin dini eğitim görmesi açısından İmam Hatiplere yönlendirilmesini olumlu bir uygulama olarak görüyor, destekliyoruz. Mamafih çeşitli nedenlerle farklı okullarda eğitim görmeyi arzu eden öğrenciler için, örneğin evine daha yakın olduğu için, iyi bir eğitim verdiği için, üniversiteye girişte daha fazla imkân tanıdığı için veya belli bir mesleki beceriye sahip olabilmek için İmam Hatipler haricindeki okulları tercih eden kız öğrencilerin başörtüleri ya da seçtikleri okul arasında bir tercihe zorlanmasını hiçbir şekilde doğru bulmuyor, kabul etmiyoruz.

Aslında gerek orta gerekse de lise seviyesinde birçok okulda yönetmeliğe rağmen pek çok kız öğrencinin başlarını örttüğü bilinmektedir. Genelde idarecilerin göz yumması ile sağlanan bu serbestiyetin birilerinin insafına bırakılmadan genel bir norm haline dönüşmesi aklın ve vicdanın gereğidir. Haddizatında yönetmeliğe rağmen başörtüsüyle devam edilebilen okullarda kimsenin hiçbir zarar görmemesi, hiçbir aksaklık yaşanmaması bu yasağın anlamsızlığına ilave bir delildir.

Sayın Bakan,

Kızlarımızın Rablerine teslimiyetin bir gereği olan başörtüsü emrini yerine getirirken yasakçı, işgüzar öğretmen ya da idarecilerin baskı ve dayatmalarıyla mücadele etmek durumunda kalmaları inanıyoruz ki sizleri de rahatsız etmektedir. Yine okul kapısına kadar başörtüsüyle gidip içeri girerken başörtüsünü çıkartmak mecburiyetinde kalan kızlarımızın yaşadıkları tahkir ve ezikliğin tarifi mümkün değildir. Bu hepimiz için bir vebaldir!

Bu iç parçalayıcı manzaraların sizin vicdanınızda da derin bir sızı oluşturduğundan eminiz. Öyleyse bu vebalden kurtulmak için adım atmalısınız!

MEB’in yapması gereken şey gayet açık ve de basit bir düzenlemedir. Yasağa yasal kılıf oluşturan "Milli Eğitim Bakanlığı'na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" içinde yer alan “okul içinde baş açık” ifadesi yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan kaldırılmalıdır.

Ayrıca bu düzenleme yapılırken, yasakçı zihniyetin bir biçimde etkisini sürdürdüğü bazı okullarda ‘okul kıyafeti’, ‘okul üniforması’ adı altında başörtüsüne izin verilmemesi türünden uygulamalara gidilebileceği kaygısından hareketle yasakçı uygulamalara kapıların tümden kapatılması gerektiğini de hatırlatmak isteriz.

Başörtüsünü engellemeye yönelik her türlü gayretin inanca dönük açık bir saldırı ve kişi özgürlüğüne yönelik bir kısıtlama olduğunun sarih bir tarzda belirtilmesi ile bu tür muhtemel işgüzarlıkların önü alınmalı, çocuklarımızın örtüsü üzerinden İslami kimliğimize savaş açmaya yeltenmiş zalimlere fırsat verilmemelidir.

Başörtüsü Yasağı ‘Eski Türkiye’de Kalsın!

‘Yeni Türkiye’ sloganı son dönemde geniş kesimlere umut aşılamaya yönelik çok sık tekrarlanan bir slogan olarak karşımıza çıkmakta. ‘Eski Türkiye’nin köhnemiş, kangrenleşmiş bir takıntısı olduğu aşikâr başörtüsü yasağını tümüyle tarihin çöplüğüne yollamanın, ‘Yeni Türkiye’ hedefi için gereken cesaret ve kararlılığın bir göstergesi olacağına inanıyor; MEB Yönetmeliğinin acilen yasakçı anlayıştan temizlenmesini talep ediyoruz!

Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı

 

Basın Açıklaması Haberleri

Türkiye’nin göç raporu yayınlandı
“Çocuk katliamlarına, ayrımcılık ve şiddetine dur de!”
İslami STK'lar: Gazze için meydanlara inmekten vazgeçmeyeceğiz
Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
ANFİDAP: “Sisi Gazze’deki soykırıma sessiz kalma utancından kurtulmalıdır”