HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der, İstanbul Barosunun dün yapılan olağanüstü genel kurulunda Yeni Akit gazetesi muhabiri Mehmet Özmen’e karşı icra edilen saldırganlık hakkında bir açıklama yaptı. Açıklamada sabahtan akşama kadar düşünce özgürlüğünden, farklılıklara saygıdan söz edenlerin; muhalif anlayış ve yaklaşımlara karşı tahammülsüzlükten yakınanların nasıl bir çelişkiler denizinde yüzdüklerine dikkat çekildi:
İstanbul Barosu Hukuksuzluğun Adresi Olma Yolunda
Emin Adımlarla İlerliyor!
18 Mart 2013
İstanbul Barosunun dün yapılan olağanüstü genel kurulunda yaşanan saldırganlık eylemi baroya hâkim tahammülsüz ve saldırgan ruh halinin bir tezahürü olmuştur.
Ne acıdır ki, İstanbul Barosu hukuk ve adalet mücadelesi ile değil, otoriter-faşizan eğilimleriyle anılır bir kurum haline gelmiştir. İstanbul Barosu son dönemlerde alâmetifarikası sayılabilecek iki konuyla öne çıkmaktaydı. Bunlardan biri bilumum darbeci yapılara verdiği destek, diğeri ise başörtüsü yasağı adlı iğrenç dayatmayı inatla sürdürme çabasıydı. Dün yapılan genel kurulda Yeni Akit gazetesi muhabiri Mehmet Özmen’e karşı icra edilen saldırganlıkla İstanbul Barosu bünyesinde gazeteci düşmanlığı özelliğini de barındırdığını ortaya koymuş oldu.
Genel kurulda yaşanan kürsüden görüntü alıp almama tartışması bahane edilerek bir gazeteci önce tartaklanmış, ardından kartvizitlerinde “hukukçu” yazan amigoların “vur, vur” bağırışları eşliğinde adeta linç edilmeye kalkışılmıştır. Tüm bu olan biten genel kurul dolayısıyla tam kadro salonda bulunan Baro yöneticilerinin önünde gerçekleşmiş, daha vahimi de bizzat başkan yardımcısı ve divan başkanı sıfatlarını taşıyan şahıslarca salonu dolduranlar bu linç operasyonuna yönlendirilmişlerdir.
Anlaşılmaktadır ki, linççi güruh muhabirin Yeni Akit gazetesinde çalışıyor olmasından hareketle öfke ve kinlerini pervasızca sergilemişlerdir. Sabahtan akşama kadar düşünce özgürlüğünden, farklılıklara saygıdan söz edenlerin; muhalif anlayış ve yaklaşımlara karşı tahammülsüzlükten yakınanların bu tavırları nasıl bir çelişkiler denizinde yüzdüklerinin göstergesi olmuştur.
Yayın politikasını benimsememek bir gazeteye karşı bu derece düşmanlık hissi içinde olmayı gerektirmez. Kaldı ki, bir muhabir de gazete yönetimini temsil etmez. Eğer gazeteyle bir sorununuz varsa, yaklaşımlarının haksızlık içerdiğini, yayınlarından ötürü mağdur edildiğinizi düşünüyorsanız yapmanız gereken şey, karşınıza çıkan muhabire sudan bir gerekçeyle acımasızca saldırıp, hastanelik etmek değil, yargıya başvurmaktır.
Bu olay İstanbul Barosunun yöneticilerinin de avukat kimliğiyle ortalıkta gezinen malum şahısların da hukuktan nasipsizliğinin ve haklarında ileri sürülen darbecilik ithamının haklılığının yeni bir göstergesi olmuştur. Akit gazetesi muhabiri Mehmet Özmen’e yapılan saldırıyı kınıyor, faillerinden hesap sorulmasını talep ediyoruz.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı