HAKSÖZ HABER
‘’Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Asr’a yemin olsun ki insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel işeyenler, birbirine hakkı tavsiye edenler müstesnadır.’’ Asr suresiyle sözlerine başlayan İrem Taşkaya, kitabın bir Müslümanın hayatının merkezinde olması gereken konuları ele aldığına değinerek İsmail Raci Faruki’nin kaleme aldığı Tevhid eserinin gündemle olan ilişkisini vurguladı.
Şehit Faruki’nin kitabı yazarken İslam’ın özü olarak tevhidin daha iyi anlaşılmasını hedeflediğini belirten Taşkaya, tevhidin tek bir kelimeden oluşmasına karşılık bütün İslami kimliği de içinde barındırdığının altını çizdi.
Taşkaya , Filistin gündemi içerisindeyken Raci Faruki’nin Filistinli bir şehit olduğunu hatırlatarak kitabın yazarının nasıl bir kimliğe sahip olduğunu ve yazdıklarını hayatıyla ortaya koyan bir şahitliği üstlendiği kaydetti.
‘’Faruki var olan her şeyin muhakkak mutlak varlığa muhtaç oluşunu ifade etmiştir. Bu bağlamda hiçbir şeye muhtaç olmayan ilah kavramını daha iyi idrak edebiliriz. ‘Tanrı’ bütün son ve gayeler zincirinin değer ve kuramsal zenginidir. Bizim ezeli ve ebedi sonumuz her zaman hak Tealaya’dır.’’ Sözleriyle dini tecrübenin özünü vurgulayan Taşkaya kitabın neredeyse her bölümünde yaratılanlar olarak her zaman bir yaratana muhtaç olduğumuza çokça değinildiğinin altını çizdi.
Allah’ın dünyayı zaten başıboş bırakmadığını, insanın etrafını sorguladığında bu düzenin aslında nihai bir yüce bir varlık tarafından kontrol edildiğini çok rahat anlayabileceğini belirten Taşkaya ‘’Mükemmel düzen işleyişinin farkına varmak ve bunu anlamlandırmak, varlık âleminde her şeyin Allah’ın bilfiil yaratması sonucunu ortaya çıkarır. Filozoflar çok büyük bir kısmı Tanrı’yı devre dışı bırakır buna karşın ilahiyatçılar aktif tanrı anlayışını yaymaya çalışırlar.’’ dedi.
‘’Allah’a kulluk edin ve hiçbir şeyi kendisine şirk koşmayın’’ (Nisa 4/36) ayeti üzerinde duran İrem Taşkaya esas olanın Allah'ın yardımcısı ve eşi olmadığını bilmek ve bu doğrultu üzerinde ilerlemek olduğunu vurguladı. Yaratılan her şeyin tevhidin özünün mahiyetini manidar kıldığına değinen konuşmacı insanın buradaki anlamın peşinde hayatını değerli kılabileceğini ifade etti.
Taşkaya, Faruki'nin tevhidin diğer dinlere bakışını incelediği başlıkları aktarırken; batıda şüpheciliğin eğitimli kesim ve onları taklit eden kesim arasında sıkça görüldüğünü, fakat temelinde iman olmayan bir anlam arayışının sonuca ulaşamayacağını, kişinin aklının dünyayı anlamlandıramamasının onu redde sürükleyeceğini belirtti. ''İman doğruları engelleyici değildir. Tersine eleştirel ve rasyoneldir.'' sözleriyle temelinde iman olan bir anlam arayışının sonuca ulaşabileceğini vurguladı.
Konuşmacı Asiye Meryem Eker, kitabın İsmail Raci el Faruki’nin düşüncelerinin temelini oluşturduğunu söyleyerek ve kitapta tevhidin belli bazı ilkeler çerçevesinde ele alındığını söyleyerek sözlerine başladı. Toplumsal düzen ilkesi doğrultusunda Allah’ın hayata müdahil olduğunu, dünya ve ahiret hayatı arasında bir bütünsellik olduğunu ve İslam hukukunun sosyal düzenle alakalı olduğunu vurguladı.
Yahudilerdeki ırk merkezci toplum anlayışına ve Hristiyanlığın çağımızda herhangi bir toplum teorisine sahip olmayışına değinen Eker ‘’Toplumun her kesiminden dini etkiyi ve belirleyiciliği kaldırmaya çalışan modern sekülerizmden farklı olarak İslam dininin kendisi hayatın asıl amacı, özüdür, hayatın bütününe egemendir.’’ diyerek İslam’ın toplumsal hayatı kapsayıcı özelliğine vurguda bulundu.
Eker, Faruki’nin ümmetin mahiyetinin ırk merkezciliği ret, evrensellik, bütüncüllük, özgürlük, görev gibi 5 maddede toplanabileceğini belirttiğini söyledi. Faruki’nin ‘’ Müslümanlar içinde ümmetçilik bilincini nasıl uyandırabiliriz?’’ sorusuna verdiği cevabı da olduğu gibi aktardı: Söz konusu insanların birbirleriyle tanışmaları, Allah’ı tanıyıp, beraberce ibadet etmeleri, müştereken ilim ve irfan sahibi olmaya çalışmaları, somut neticeleri beraberce elde etmeleri ve son olarak yemeleri, kutlama yapmaları, eğlenmeleri ve aralarında evlenmeleri olacaktır. Bütün bunların hepsi tam bir samimiyet ve teslimiyetle, sadece onun rızası için yapıldığında, artık ümmet olma yolunda temeller atılmış, harç hazırlanmış olacaktır. İşte bu gayretleri ve mücadeleleri neticesinde Allah yardım edecek, Müslümanlar zaferin ve kurtuluşun meyvelerini toplayacaklardır
‘’Ümmetin temel çekirdeğini İslami yapıya uygun aileler oluşturur. Ailenin korunmasının toplumun salahiyeti için çok önemli olduğunu dile getiren Faruki özellikle komünizm ve batılı ideolojilerin saldırılarından savunulduğu oranda ailenin onurlu mevkiini koruyacağını söylüyor.’’ sözleriyle tevhid anlayışı üzerine bir yaşam için ailenin önemini vurgulayan Eker, Faruki’nin ‘’Kur’an insan olma, mükellef kılınma ve hukukî şahsiyet taşıma bakımından erkek ve kadını tam anlamıyla eşit saymaktadır’’ düşüncesini de aktardı. ‘’Ayrıntılarda eşitsizlik gibi görülebilecek hususlar, esasen erkek ve kadının fonksiyonel farklılıklarıyla ilgili olduğu gibi başka düzenlemelerle dengelenmiştir. Kur’an’da çizilen toplum modeli her iki cinsi de göz önüne alan bir yapıdadır.’’ sözleriyle İslam’ın iki cinsin farklılıklarını gözeterek koyduğu sistemde iki cinsten birinin diğerine despotik hâkimiyet kurduğu bir model öngörmeyeceğini belirtti.
Tevhitte estetik ilkesine de değinen Eker, bu ilkenin yaratıcının insan ve tabiatı kuşatıp aşan mutlak kudretini gösterdiğini ifade etti.
“ İslâm sanatında yaratılmış nesneler tabii bağlarından koparılıp soyutlanmış ve yeniden stilize edilmiştir. Sanatçının amacı tabiatı aşmak ve aşkın varlığı hissetmek, hissettirmektir. Bu estetik anlayışın temeli, tevhid inancından hareketle arabesk motifler kullanarak sonsuzluğu yakalama fikrine dayanır.”
Faruki’nin, dini dünyada yaşanabilir kılmak ve tahkiye yaparak gelecek nesillere aktarmak için çabaladığının da altını çizen Meryem Eker, Faruki’nin geçmişte kurduğumuz medeniyeti yeniden inşa etmek için estetik düşünceyi önemsememiz gerektiğini vurguladığı aktarırken bütüncül bir ıslahat gerçekleştireceksek tekrar İslami değerlere kavuşmamız ve bunun estetik bir şekilde sunulmasının zorunluluğunu kaydetti.
Forum, katılımcıların soru ve katkılarıyla sona erdi.
Haber: Rumeysa Çiftçi