HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der’in çağrısıyla düzenlenen eyleme Okur-Der üyeleri, ayrıca Davet-Der, İslami Dayanışma Cemiyeti, Köklü Değişim Dergisi mensuplarıyla birlikte çok sayıda Müslüman destek verdi.
Tünel Meydanı’nda toplanan kalabalık İsveç Konsolosluğu’na sloganlarla yürüdü.
Konsolosluk önünde devam eden eyleme Kur’an’ı Kerim okunarak başlanırken “İslam Ümmeti Kabul Etmez Zilleti!”, “Kur’an’a uzanan eller kırılsın!”, “Kur’an’a hakaret cezasız kalmaz!”, “Alçak İsveç Kur’an seni yakacak!”, “Zalimler için yaşasın cehennem!” sloganları atıldı.
Eylemde konuşan Murat Ayar, “Kur’an bizim canımızdan evladır. Rabbimiz Allah kapitalizmden de, sosyalizmden de ABD’den de, Rusya’dan da büyüktür. Bu suç cezasız kalmaz.” ifadelerini kullandı.
Kur’an yakmanın ifade özgürlüğü değil ancak nefret söylemi olabileceğini söyleyen Ayar, İsveç’in suça özgürlük tanıdığını ifade etti.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya İslam düşmanlığının dünyanın her yerinde farklı şekillerde karşımıza çıktığını, Filistin’de, Keşmir’de, Doğu Türkistan’da işgal ve tehcir; Suriye’de, Mısır’da işkence ve katliam şeklinde tebarüz eden zulmün Batı’da ise ezan ya da hicab yasağı, cami düşmanlığı, Müslümanlara yönelik hakaret ve aşağılama şeklinde kendisini hissettirdiğini, Yeni Zellanda’da olduğu gibi cami basıp katliam yapmaya kadar vardırıldığını ifade etti. Kur’an’a karşı menfur eylemi gerçekleştiren Rasmus Paludan isimli azgının bu iklimden cesaret aldığını söyleyen Kaya, Paludan adlı sapık gibi hastalıklı tiplerin her yerde olabileceğini ama asıl tehlikeli olan şeyin İsveç devletinin bu alçaklığa düşünce özgürlüğü adı altında izin vermesi olduğunu belirtti.
“Bu yapılan İslam düşmanlığının resmîleştirilmesidir. Bunu Müslümanlar asla kabul etmez, sessiz kalmaz.” diyen Kaya, İslam’a karşı düşmanlığın düşünce özgürlüğü kapsamına alınamayacağının altını çizdi. Batıda toplumu ifsad eden, nesilleri helake sürükleyen cinsi sapkınlığa karşı çıktıkları için insanların cezalandırıldığını, onlarca imamın sınırdışı edildiğini hatırlatan Kaya sapıklığa sapıklık diyenlere gelince canavarlaşanların, İslam’ın mukaddeslerine saldırıyı düşünce özgürlüğü diye meşrulaştırmaya kalkmalarının tam bir hukuksuzluk teşkil ettiğinin altını çizdi
Müslümanların değerlerine saygı gösterilmesine yönelik çağrıların, taleplerin her defasında vurdumduymazlıkla karşılandığını, ardından gelişen haklı öfkenin ise terörizm şeklinde yaftalandığını söyleyen Kaya bunun tam bir ahlaksızlık olduğunu belirtti. Batılı devletlerin Müslümanların öfkesini Müslümanları suçlamak için kullandığını anımsattı.
İsveç’te yaşanan rezil eylemin Türkiye kamuoyunda ve siyasetinde olumlu tepkilere yol açtığını belirten Rıdvan Kaya bu vesileyle 2 hususa dikkat çekmek istediğini belirtti. Kuran-ı Kerim’in yakılmasına yönelik tepki vermenin doğru ve güzel olduğunu ama meselenin bazılarının yaptığı gibi sadece mushafa saygıya indirgenmesinin yanlışlığına değinen Kaya alemlere rahmet olarak gönderilen Kitabullah’ın bir hayat kitabı olduğunun ve hayatı her yönüyle tanzim etmesi gerektiğini hatırlattı. Kuran’ın hükümlerini göz ardı eden, bu çağda uygulanamayacağını söyleyen ya da bazı hükümlerini kabul edip bazılarını reddeden yaklaşımların özü itibariyle İsveçli Paludan’ın yaptığından çok da farklı olmadığının altını çizdi.
İkinci olarak da Paludan’ın eylemine yön veren temel saikin ırkçılık olduğunu belirten Kaya, göçmen düşmanlığının, bilhassa Müslüman göçmen düşmanlığının Batı’da yaygınlığının bilindiğine ve bunun Türkiye’de de her fırsatta lanetlendiğine dikkat çekti. Ne var ki Batıdaki ırkçılığı lanetleyenlerin önemli bir kısmının Türkiye’de de giderek azgınlaşan ve bilhassa Suriyeli muhacirleri hedef alan ırkçı-faşist saldırganlığı, tahrikçi tutumları görmezden gelmelerinin bir çelişki olduğunu ifade etti. Kuran’ın kardeşlik hukukunu emreden ayetlerini, hükümlerini yok saymakla onun sayfalarını yakmak arasında mahiyet farkı olmadığını söyleyen Kaya Müslümanların Ümmet bilinciyle mazlum ve muhacir kardeşlerine yönelen ırkçılık zulmüne karşı durmaları gerektiğini hatırlattı.
Rıdvan Kaya’nın konuşmasını müteakip Talip Güler’in okuduğu dua ile eylem son buldu.
Eylem sonunda “Kur’an’ı yakanlar, onaylayanlar bu ateş sizi yakar. Ateşiniz bol olsun!” yazılı pankart konsolosluk kapısına taşındı.