Özgür-Der: İç Güvenlik Paketine Dair Kaygılar Dikkate Alınsın!

Özgür-Der, “İç Güvenlik Paketi”nin getirdikleri ve içerdiği bazı sakıncalara dair açıklama yaparak; konuya dair ortaya çıkan kaygıların dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya'nın yaptığı açıklama:

İç Güvenlik Yasa Tasarısına Dair Kaygılar Dikkate Alınmalıdır!

16 Şubat 2015

Kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” diye adlandırılan yasa tasarısı bu hafta Meclis’te görüşülecek. Bir dizi kanunda değişiklik içeren düzenlemenin mevcut haliyle birtakım kaygılara yol açtığı ve uzun bir süredir kamuoyu gündeminde tartışmalara yol açtığı biliniyor. Her ne kadar gerekçesinde “özgürlük-güvenlik dengesini bozmadan yeni tedbirler alınması zarureti” beyan edilmiş olsa da tasarının özgürlüklerin kısıtlanmasına ve hak ihlallerinin yaşanmasına kapı aralayacak birtakım düzenlemeler içerdiğine dair yaygın bir kanaat oluşmuş durumdadır. Bu aşamada hükümetin muhalefetle “molotof kokteyli” üzerinden yürüttüğü polemiği bir kenara bırakıp, biriken endişeleri izale etmeye yönelik adımlar atması elzemdir.

Son dönemlerde değişik olaylarda belirginleşen güvenlik boşluğu ve şiddeti bir mücadele yöntemi olarak benimsemiş çevrelerin üçüncü şahısların can ve mal emniyetine yönelik artan ihlalleri, kaçınılmaz olarak halkta devletin korumakla yükümlü olduğu vatandaşların haklarının korunması noktasında aciz kaldığına ilişkin bir tespit ve tepkiye yol açmıştır. Şüphesiz yasal yetki ve düzenlemelerle ilgili atılması gereken adımlar vardır. Bu çerçevede toplantı ve gösteri yasasında yapılması düşünülen değişiklikle molotof, havai fişek, sapan, bilye vb. araçların silah statüsüne sokulması anlaşılabilir. Tüm bu malzemenin ifade özgürlüğü ve beyanıyla bir alakasının olmadığı ve sadece güvenlik güçlerini değil, sivil vatandaşları da sindirmeye yönelik olarak kullanıldıkları açıktır. Aynı şekilde maske takma, “kimlik gizleme amacıyla yüz kapama” vb. eylemlerin yasaklanması da anlaşılabilir düzenlemelerdir.   

Mamafih tasarının arama, dinleme ve gözaltı başlıklarında getirdiği yeni düzenlemelerin ciddi sakıncalar doğurmasından endişe etmemek ise mümkün değildir. Tüm bu konularla ilgili olarak adeta yargıyı bypass ederek kolluk kuvvetlerini tam yetkili kılmak evrensel hukuk ilkeleriyle açıkça çeliştiği gibi, insan hakları sicili hiç de parlak olmayan bir ülke olarak geçmişte sıkça yaşanmış ve artık geçmişte kalması gereken zorbalıklarla, keyfiliklerle yeniden ve yoğun biçimde tanışma riskini de içermektedir.

Bu aşamada arama, dinleme ve gözaltı uygulamalarıyla ilgili olarak “makul şüphe” isnadıyla 24 saat gözaltı, 48 saat dinleme süreleri boyunca yargının tümüyle bir kenara konulmasına dair düzenleme mutlaka gözden geçirilmelidir. 24 saat, 48 saat gibi uzun süreler yerine, gecikmesinde sakınca bulunan, acil durumlarla ilgili olarak gerektiğinde kolluk kuvvetlerine tanınan bu tür yetkilerin en kısa sürede yargı makamlarının bilgisi ve onayına sunularak icra edilmesi sağlanmalıdır.

Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı

 

Basın Açıklaması Haberleri

Devrik Esed yönetimi hakkında İstanbul'da suç duyurusunda bulunuldu
İmam Buhari Vakfı: Halep'in fethi mübarek olsun!
53 STK'dan ortak proje: Kriz bölgeleri için tek havuz oluşturulacak
"İşgalci İsrail’in spor takımları turnuvalardan men edilsin!"
Türkiye’nin göç raporu yayınlandı