Özgür-Der Gençlik Kampı Devam Ediyor

Özgür Üniversiteli Buluşmalarının 3. gününde gençler Cuma namazında bir araya geldi. Gençliğe dönük önemli mesajların yer aldığı Cuma namazını İrfan Sünbül kıldırdı.

Kılınan Cuma namazının akabinde kamp, Edebiyatçı yazar Süleyman Ceran’ın  “İslam Coğrafyasından Manzaralar” konulu semineri ile devam etti. Programın sunuculuğunu ise Mustafa Özçelik yaptı.

Kuran’dan çeşitli sinema-tomografik karelerle konuşmasına başlayan ve gençliğe önemli nasihatlerde bulunan Ceran konuşmasında genel şu noktalara değindi:
> Hayatın içine girmeden önce ciddi birikim kazanımlar edinmeliyiz.
>  Bir derdin ve inceliğin peşinde olmalıyız.
> Halden anlamak, birbirimize merhamet etmemiz lazım.
> Üniversiteli bir gencin mutlaka bir kaç dergiye abone olması lazım.
> Lise, üniversite yılları çok önemli, bu yıllarda ciddi okuma grupları kurarak değerlendirmemiz lazım.
> Gençlik döneminin 10 yılında edindiğimiz kazanımlar, alışkanlıklar ileriki dönemlerde büyük ölçüde karakter ve kişiliğimizi şekillendirmektedir.
> İnsan sanatın hangi alanına atılacaksa, başlayacaksa okuyacağı kaynak edineceği ilk kitap Kur’an’dır.
> İçinde bulunduğumuz coğrafyayı tanımamız lazım doğruları ve yanlışlarıyla.
> Birbirimizi iyi edecek, birbirimizin yaralarını saracak eylemlerde, amellerde bulunmamız lazım.

Libya, Suriye, Burkina Faso gibi ümmet coğrafyasının muhtelif yerlerinden çeşitli anılar ve durumlardan bahseden Süleyman CERAN İslam Coğrafyasında gelişen olaylara karşı takınmamız gereken tavrı şu hadis ile özetledi;

“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
>Suriye halkına yapılan kıyım ve işkencelere binaen “Müslüman kardeşimize yapılan hatta bir insana yapılan bu muameleleri sindirebilmemiz korkunç bir haldir, bozuk bir psikolojinin göstergesidir” vurgusunda bulundu.   

> İnsanın korku filmi izlemesinin nedenini sorgulayan Ceran “ Suriyeli bir çocuk korku filmi izlemek ister mi? Dertsizlik tasasızlık böyle bir şey işte” dedi.

Son olarak aile yapısının önemini belirten şu konuşması ile sözlerine son verdi “ Evlerimiz dizi, film vs. televizyon programları ile kuşatma altında, bu kuşatmanın kilidini kırmanın yolu ise kendi öz aile yapımıza tekrar dönmekten, aile bağlarımızı kuvvetlendirmekten geçer. 

**

Cuma namazında okunan hutbe:

 EŞSİZ SERMAYEMİZ: ÖMÜR

 Cumanız Mübarek Olsun Aziz Müminler!

Yüce Rabbimiz, okuduğum âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Allah, hanginizin daha iyi amel işlediğini ortaya koymak amacıyla sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”[1]

Peygamber Efendimiz (s.a.s) de okuduğum hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Biri Sağlık, diğeri boşa geçirilen vakit.”[2]  

Kardeşlerim!  Rabbimizin dünya imtihanında bizler için takdir ettiği kısa zaman dilimine ömür diyoruz. Ömür, mamur edilmesi, ebedi kazanca dönüştürülmesi gereken hayatı ifade eder. Eğer fani dünya hayatı, Allah’a iman ve salih amellerle donatılmışsa mamur edilmiş demektir. Eğer bu kısacık hayat, emanet ve sorumluluk bilinciyle Allah’ın razı olacağı şekilde yaşanmışsa bereketlenmiş demektir.

Aziz Kardeşlerim! Bugün, yeryüzü her zamankinden daha fazla ilahi imara muhtaç haldedir. Hassaten Müslümanların yaşadığı maddi ve manevi yıkım, maruz kaldığı haksızlıklar, asılsız ithamlar, şiddet ve zulümlerle sarsmaktayız. Varlık amacı yeryüzünde kötülüğü, zulmü, haksızlığı önlemek olan Müslümanlar maalesef nimeti kaybetmiş, etkisiz ve perişan bir haldedir. Bu noktada, Şehid Seyyid Kutub’un ideal bir hedef olarak işaret ettiği “yeniden Kur’an neslini oluşturma” sorumluluğumuz, içinde bulunduğumuz bunalımdan sıyrılabilmek için aciliyet kesbeden bir zaruret olarak önümüzde durmaktadır.

Değerli Kardeşlerim! Gençlik, bir enerji dönemidir. Bu dönemde gençlere iyi rehberlik yapabilen, onları iyi eğitebilen toplumlar daima kazançlı çıkmışlardır. Resulullah(s)’ın “Bana gençliğin yardımı lütfedildi.” ifadesi bu hakikate işaret eder. Ashab-ı Kehf’ten Hz. Ali, Zeyd b. Harise, Talha, Abdurrahman b. Avf, Zübeyr b. Avvam, Mus’ab b. Umeyr. Usâme b. Zeyd, Ukbe b. Nâfi’ye kadar bu örneklere bakıldığında tevhidî mücadele, bir gençlik mücadelesi olarak görülecektir. Bu gençlerin gücü sadece yaşlarında değil eğitimlerindeydi, ahlaklarındaydı, aldıkları örnek modellerindeydi ve bağlandıkları ilahi merkezdeydi.

Bu yönüyle mümin gençler İslam toplumun geleceğidir. Toplumlar isteseler de istemeseler de maddi ve manevi geleceklerini ileride gençlere emanet etmek zorundadırlar. Bu Yüce Allah’ın koyduğu değişmez bir prensiptir. Gençlik bir fırsattır; insan ömrünün en bereketli dönemidir.

Kardeşlerim! Bugünkü şartlarda ortaöğretim kurumları da üniversiteler de gençlik için bir risk alanıdır. Bu risk zemininde oluşan kompleksler, aşırı özgüven, halktan kopuk yaşama vb. zaaflar, İslami mücadelenin yarınları açısından görülmesi gereken önemli sorunlardır. Hayatın iyi algılanması için MalcolmX’in söylediği “Bir gencin yolu ya cezaevine ya da üniversiteye düşmeli!” mealindeki sözü, belki de bu gerçekliğimizi açıklamaktadır..

Kardeşlerim! Gençlerimizin tarihsel sorumluluğu üstlenmede rol model şahsiyetleri tanımaları, onlardan beslenmeleri bir zarurettir. Mahallemizde model şahsiyetler vardır ve bunlar bir değer olarak gereken hürmeti görmelidir. Mus’ab b. Umeyr, Mekke’nin en varlıklı çocuğuyken, en güzel ve en pahalı elbiseler giyinirken Müslüman olduktan sonra onu Mekke sokaklarında evinden kovulmuş ve üzerindeki yamalı elbiselerle dolaşır halde gören Resulullah’ın (s) gözleri dolmuştur. Musab’ın ki bilinçli bir tercihtir. O mal zengini değil; onur, gönül, kimlik, yani şahsiyet zenginidir. Mus’ab b. Umeyr bizler için, günümüz gençleri için çok önemli bir rol model ve iyi bir öğretmendir.

Kardeşlerim! “İnsanlar içinde Allah’ın en çok sevdiği kimse, kötülükleri terk edip iyiliklere yönelmiş olan gençtir.” Unutmayalım ki; uhrevi damarımızın zayıflaması, sorumluluk duygumuzu buharlaştırır. Güçlü bir ahiret inancı, fedakârlık duygumuzun canlı kalmasını sağlar. Şeytanın ileri derecede bilgili olması fakat bunun yanında ahlaksız olması bizi ürkütmelidir. Öyle ki, Ahlaksız gücün erdemi olmayacağına göre, yaptığımız ve yapacağımız eylemlere mutlaka ahlakilik kazandırmalıyız.

Aziz Müminler! Bu mübarek Cuma vaktinde bizleri Müslüman gençler olarak, hayır yolunda bir araya getirdiği için geliniz Rabbimize canı gönülden dua edelim:

Allah’ım! İnsanlığın vicdanı olan İslam gençliğini izzetin ve imarın örneği eyle ve onlardan yardımını esirgeme! Bizlere Ashab-ı Kehf gibi zulme, tuğyana, yerli ve küresel istikbara karşı kıyam etmeyi ve azim ve gayretle dinin uğrunda mücadeleyle geçen onurlu bir hayat sürmeyi nasip eyle.

Allah’ım! Dünyanın çeşitli yerlerinde varlık mücadelesi veren kardeşlerimize rahmetinle, nusretinle muamele eyle! Onların bir an önce sıkıntıdan kurtulmalarını nasip eyle!

Allah’ım dünyanın muhtelif bölgelerindeki katliamlarda hayatını yitiren kardeşlerimize rahmet eyle! Yaralanan kardeşlerimize acil şifalar ihsan eyle!

Ey kalplerin sahibi olan Rabbimiz! Bizleri nefsin, şehvetin, tüketim çarkının, uykunun, boş işlerin, hızın ve hazzın elinde tükenen bencil gençler olmaktan koru. Bizlere sorumluluk duygusu ver.

Allah’ım! Bizleri bu tükenmiş ümmetin dirilen umudu eyle. Sömürülen, katledilen ümmetin derdiyle dertlenip zulme karşı tüm imkanlarıyla hakkın yanında durabilmeyi nasip eyle. Elimizden ve dilimizden hayır üret ve kafirler güruhuna karşı bizleri nusretinle muzaffer eyle.

 

[1]- Mülk, 67/2.

[2]- Buhâri, Rikâk, 1.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi