Özgür-Der Gençliği Suriye Yolculuğunda (FOTO)

Özgür-Der Gençliği, Dicle Üniversitesi’nde başlattığı un kampanyası sonucunda topladığı yardımları Suriye'ye ulaştırdı.

Özgür-Der Üniversite gençliği bir hafta boyunca Dicle Üniversitesi’nde başlattığı un kampanyası sonucunda topladığı yardımları 20 kişilik bir ekiple Özgür-Der Diyarbakır Şubesi ’Suriye İçin Yardım Komisyonu’ ile birlikte Suriye sınırına ulaştırmak için Diyarbakır'dan yola çıktı. Yola çıkan gençler yol boyunca ezgileriyle ve marşlarıyla Suriye direnişini selamlayarak yol aldılar.

Yaklaşık dört-beş saatlik bir yolculuktan sonra Kilis'e ulaşıldı. Beraberlerinde getirilen bir kamyon unu Kilis Öncüpınar Gümrük kapısından Suriye içlerine gönderen gençler, daha sonra ‘Suriye Müslüman Kardeşler’e bağlı ''Müslümanların Zırhlı Birliği'' komutanı Ebu Vail ile Suriye direnişini konuşma fırsatı yakaladılar. Komutan Ebu Vail ile öğrenciler Kilis'te yemek yedikten sonra bir çay bahçesinde soru-cevap tarzında Suriye direnişi ve Suriye'nin son durumu hakkında merak edilen konular üzerinde konuşmaya başladılar.

Ebu Vail'e genel olarak; Niçin böyle bir direnişe girildi? Suriye halkı temel olarak ne istiyor? Suriye halkının direnişe tepkisi nasıl oldu?  Gelinen süreç ne durumda? Hangi bölgeler özgürleştirildi? Kamuoyuna yansıyan direniş emperyalist ülkelerin güdümünde haberlerinin aslı nedir? Müslümanlardan neler bekliyorsunuz? Ve devrimden sonra Suriye’nin durumu nasıl olacak? vb. sorular soruldu.

Öncelikle Esed’in zulmünden bahseden Komutan Ebu Vail, ‘Babasını da daha önce Hama’da zalim baba Esed’in katlettiğini, kendisinin de 3 yıl boyunca Suriye cezaevlerinde zor şartlarda hapis yattığını belirttikten sonra halkın Esed’in zulmü altında yıllarca inlediğini ve direnişten başka çaresinin kalmadığını belirtti. Dolayısıyla da direnişe Suriye halkının kucak açtığını belirtti.

Ebu Vail ‘Suriye halkı en temelde zalim Esed’i defetme ve İslami bir yaşantı sürdürebilmenin hedefinde. Suriye halkı özgür, zulmün olmadığı ve dinlerini rahatça yaşayacakları bir ülke istiyorlar. Biz mücahidler ise  ‘‘Lailaheillallah Muhammeden Resullullah’’ anlayışını hâkim kılmak ve İslami bir yönetim oluşturarak dinimizi özgürce yaşamak için bu kıyamı başlattık. Halkın ve direnişi silahla yürütenlerin genelinin Müslüman olduğu bir yerde başka hedeflerde olamaz zaten. Gelinen süreçte ülkenin %70'i mücahitlerin hâkimiyeti altında. En şiddetli çatışmalar Şam ve Halep çevrelerinde gerçekleşiyor. Direnişi en çok kıran nokta hava saldırılarıdır. Hava saldırılarından dolayı çok şehit veriyoruz ve yaralı kardeşlerimiz imkânsızlıkların çok fazla olmasından dolayı çoğu şehit ediliyor. Elimizde ağır silahlar olmadığı için hava saldırılarına karşı koyamıyoruz. Buna rağmen 75 uçağı imha ettik. Şu ana kadar yüz binlerce insan katledildi ve milyonlarca insan hapishanelerde ya da hicret etmek zorunda kaldılar. Hapishanelerde olanların akıbetleri de bilinmiyor. Kamuoyuna yansıyan haberlerin aslı yoktur. Suriye halkı emperyalistler güçlerle değil kendi içi dinamikleriyle bu direnişi  başlattı ve sürdürüyor. Müslüman olan bir halkın Allah’tan başka yardımcısı yoktur zaten.’’ diyerek direnişi kısaca özetledi.

Komutan Ebu Vail ‘Kamuoyunda ırkça yer alan liberal tiplerin Müslüman Suriye halkını temsil etmediğini, direnişi ve halkı liberal-sekülerlerin değil mücahidlerin temsil ettiğinin altını çizdi. Biz Müslüman kardeşlerimizden bu direnişimize duyarlı olmalarını diliyoruz ve onlardan bizler için ilk olarak ‘dua etmelerini bekliyoruz. En büyük isteğimiz duadır. Müslümanlar Suriye direnişine sahip çıkmalılar. Maalesef şu ana kadar bu istenilen düzeyde değil’ diyen Ebu Vail ‘İnşallah en kısa zamanda devrimi gerçekleştirme müjdesini sizlere vereceğiz’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Yapılan konuşmadan sonra Ebu Vail ile öğrenciler mücahidlere ulaştırılacak bot, kışlık giyecek ve battaniyeleri teslim ettiler. Daha sonra Özgür-Der Üniversite Gençliği o gece Kilis’te konakladı.

Kilis’ten Reyhanlı’ya Yolculuk:

Özgür-Der Üniversite Gençliği Kilis'te sabah namazını kıldıktan sonra Hatay Reyhanlı yoluna koyuldu. Yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından Reyhanlı'ya varıldı. Orada Ankara, Mardin, Muş, Sivas Özgür-Der şubelerinden gelen kişilerle ve aynı zamanda İHH ekipleriyle Suriye üzerine muhabbet edildi.

İHH'ın organizasyonuyla Özgür-Der Üniversite Gençliği; Atma bölgesi, Yayladağı, Babul Hawa ve Reyhanlı merkez olmak üzere dört farklı bölgeye gitmek için gruplara ayrıldı.

Suriye Bölgelerindeki İzlenimler:

Yayladağı’na giden 15 kişilik grup beraberinde götürdüğü bir kamyon unu orada yetkililere teslim etti. Yayladağı’na giden öğrencilerin programında sınırın diğer tarafına da yardımları ulaştırmak vardı fakat sınırdaki çatışmalardan dolayı güvenlik nedeniyle sınır geçilemedi. Öğrenciler o bölgedeki yetkililerle muhabbet ettikten sonra tekrar Reyhanlı'ya döndüler.

Atma ve Kâh bölgelerine giden ekipler sorun yaşamadan sınırı geçtiler. Atma bölgesinde zeytin bahçeleri içinde zemini çamur olan 15 bin kişilik bir çadır kent kurulmuş. Evleri yıkılmış, köyleri-şehirleri tahrip edilmiş, yiyecek ve barınma sorunu olan sadece daha güvenli bölge isteyerek binlerce kişi bu bölgede barınmaktadır. Burada yaşayan halk gıda, giyecek, ısıtıcı ve ilaç sıkıntısı çekmektedir. Kadın, çocuk ve yaşlıların çoğunlukta olduğu bu bölgede yiyecek ve ilaç yetersizliğinden dolayı bulaşıcı hastalıklar oldukça yaygın bir vaziyette. Temel ihtiyaçlar daha çok ısıtıcı, battaniye, un ve su olarak gözlendi. Halk sadece günlük ihtiyacını karşılayan su tankeri kuyruklarında saatlerce bekleyebiliyor.

Kâh bölgesinde ise Katar Kızılayı ve İHH tarafından kurulan 500 çadırlık yaklaşık 3.500 kişinin barındığı çadır kent ziyaret edildi. Burası da Atma köyünden de pek farklı değil. Savaştan kaçan, daha çok İdlib çevresinden olan halk bu bölgeye barınmak için akın etmiş. Temel ihtiyaçlar genel olarak battaniye, ısıtıcı, un, erzak ve su olduğu gözleniyordu. Bulaşıcı hastalıklar zamanında ve yeterli müdahalelerde bulunulmadığı için çok çabuk yayılmaktadır. Bu bölgelerde daha çok yaşlı ve çocuklar sıkıntı çekmekteler. Kış mevsimine de girilmesiyle endişelerin daha da artığı tedirgin bakışlardan anlaşılıyordu.

Bu bölgelere giden grup oradaki halkla ve çocuklarla muhabbet etti. Çocukların zafer işaretleri ve tebessüm eden yüzleri sanki devrimin çok yakında gerçekleşeceği müjdesini veriyordu. Suriye halkı en doğal hakları olan özgürlüklerini kazanmak, zulümlerden ve baskılardan kurtulmak için mücadele ettiklerini dile getiriyorlardı. Müslümanlardan duyarlı olmalarını ve özellikle dualarda unutulmak istemediklerini söylüyorlardı.

Ekiplerden biri Babul Hava bölgesine gitti. Buraya iki tır un ile birlikte giden kişiler sınırı geçerek götürdükleri unu yetkili kişilere teslim ettikten sonra o bölgedeki mücahitler ile muhabbet etme şansını yakalayıp beraber fotoğraf çekme fırsatını yakaladılar.

Reyhanlı merkezde kalan ekip bir kamyon erzak, battaniye, ayakkabı ve elbiseden oluşan yardımları o bölgedeki yardım koordinasyon merkezine teslim ettiler.

Özgür-Der Üniversite Gençliği Darul Şifa Hastanesinde yaralı mücahitlerle beraber:

Suriye’nin farklı bölgelerine giden öğrenciler akşamüzeri yardım faaliyetlerini bitirdikten sonra tekrar Reyhanlı’ya döndüler. Öğrenciler hep birlikte Darul Şifa hastanesinde yatan yaralı kardeşlerini ziyaret etmeye gittiler. Hastaneye giden öğrenciler gerek cihadda yaralananlar ve gerekse de Esed ordusunun çocuk, yaşlı, kadın ve hasta demeden şehirlere ve köylere yağdırdığı bombalardan yaralananlarla muhabbet etti. Öğrencilerin konuştuğu kişilerden biri de savaş esnasında Şebbiha’lı keskin nişancı tarafından vurulan üniversite öğrencisi bir mücahitti. Üniversite öğrencisi yaralı mücahit Yusuf şunları söyledi: ‘’Ben keskin nişancıyım. Aynı zamanda İran’dan gelen keskin nişancılar da çok, ben bir evin üzerine çıkıp kendime mevzi arıyordum. O sırada arkamdan bir keskin nişancı tarafından vuruldum. Kurşun boynumdan girdi ve omuriliklerimi parçaladı. Ben şu anda karından aşağı felçliyim. Sadece kollarım hareket ediyor. Allah’a hamd olsun mutluyum ve durumumdan şikâyetçi değilim. Biz inanıyoruz bu direniş zaferle bitecek. Biz sadece sizlerden dua bekliyoruz. Allah bizimle beraberdir ve zafer bizim olacak inşallah.’’ diyerek konuşmasını bitirdi. Öğrenciler diğer yaralı Müslümanlarla da muhabbet ettikten sonra kardeşlerine Allah’tan şifa duasında bulunarak Daru şifadan ayrıldılar.

Birlikte akşam yemeğini yedikten sonra Özgür-Der Üniversite Gençliği Diyarbakır yoluna girdi ve ‘‘Özgür-Der Üniversite Gençliği Suriye Yolculuğunda’’ programı sonlandırıldı.

Haber:  Sedat TAŞDEMİR
Fotoğraf: Özgür-Der Üniversite Gençliği

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi