Özgür-Der: D. Türkistandaki Zulüm Durdurulmalıdır!

Özgür-Der Amasya Temsilciliği Doğu Türkistan'daki zulümle ilgili bir basın açıklaması yayınladı.

Özgür-Der Amasya temsilcisi Serdal Benli Doğu Türkistan'da yaşananlarla ilgili bir açıklama yayınladı. Benli bugün yaptığı açıklamada Doğu Türkistan'daki katliama dikkat çekerek başta Türkiye ve tüm dünya Müslümanlarının bu zülme sezsiz kalmaması gerektiğini belirtti.Basın Açıklamasının Tam Metni: 

DOĞU  TÜRKİSTANLI MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK EMPERYALİST ÇİN ZULMÜ DURDURULMALIDIR!

Gün geçmiyor ki dünyada Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlara dair bir haber basına yansımasın. Bunlardan birisi de ne yazık ki, Doğu Türkistan da yaşanmakta ve Müslümanların bu konuda sessiz kalmaları elbette düşünülemez.

2000 yılı aşkın bir tarihi ve geçmişi olan Doğu Türkistan coğrafyası 12 asırdır İslam kültürüyle yoğrulmuş kadim bir medeniyet merkezi.18.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çin istilaları ile karşılaşan,1955'te resmi olarak Çin'in otonom bölgesi ilan edilen ve ismi “Sincan Uygur Özerk Bölgesi”(İşgal edilmiş topraklar)olarak değiştirilen Doğu Türkistan, halen Çin işgali altında. Dünyada komünizmin çökmesiyle beraber Çin, kapitalist kalkınma yöntemleri ile emperyalist politikalar izlemektedir.

Başta İslami eğitim, sembol ve ibadetlerin yasaklandığı, oruç tutmanın ve camiye gitmenin yasaklandığı, temel insani hakları ellerinden alınan,  eğitim ve sağlık hizmetlerinin kısıtlandığı, genç kızlarının fuhuşa, erkeklerinin uyuşturucu gibi nesilleri ifsad eden sapkınlıklara zorlandığı, yurtlarından sürülen ve sistematik soykırıma maruz kalan kardeşlerimiz yine aynı zulümlerle karşı karşıya.

Şu günlerde Doğu Türkistan'ın Urumçi ve Turban kentinde başlayan olaylarda Doğu Türkistanlı 50 Müslüman kardeşimiz katledildi. Doğu Türkistan'ın Kaşkar kentine bağlı tüm kasaba ve yerleşim birimlerine emperyalist Çin rejimi tarafından tank ve panzerler yürütüldü. Çin yönetimi Doğu Türkistan topraklarında terör estiriyor. Uygurlu yüzlerce Müslüman kardeşimiz Çin zindanlarına götürüldü ve kendilerinden haber alınamıyor. Hastaneler ile taksi ve halk otobüsü gibi araçlara sakallı-peçeli insanların binmesi yasaklanmış durumda. Bütün dükkân, şirket ve ticarethanelere ani baskınlar düzenleyen işgalci Çin yönetimi, İslami DVD, VCD ve kitap gibi sesli görüntülü materyalleri suç kapsamında sayıyor. Hemen her noktaya yerleştirilen seyyar barikatların, katliamdan kaçmak isteyen Uygurlu Müslümanları engellemeyi hedeflediği ortada.

2009 yılındaki Urumçi katliamına benzer katliamın yaşanmasından endişe ediyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, kimden gelirse gelsin, hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın, dini, ırkı, rengi ve coğrafyası ne olursa olsun insanlığa yapılan her türlü zulüm, işkence ve öldürme gibi eylemler asla kabul edilemez. Kaldı ki orada yaşayanlar ümmetin parçası mazlum Müslümanlar kardeşlerimizdir.

İslam’a ve değerlerine karşı birleşen güç odaklarını, dün Gezi Parkında bugün ise Mısır’ın Tahrir Meydanı’nda görmekteyiz. Tüm bu güçler İslam coğrafyalarında yaşanan katliam ve zulümlerin, despotizmin devam etmesini arzuluyorlar. Ancak Müslümanlar artık korku duvarlarını aşıp mücadeleyi üstleniyorlar elhamdülillah. Bizler de parçalara ayrılmış dağınıklıktan kurtulup topluca Yüce Rabbimizin vahyi etrafında kenetlenip sorumluluklarımızın farkında olmalıyız. Artık şu görülmelidir ki küfür milletine karşı Peygamberimizin buyurduğu gibi Müslüman Müslümanın kardeşidir ilkesi gereğince ümmet şuuruyla hareket etmeli, zulüm kimden gelirse gelsin hak adına karşısında durmalıyız.

Filistin, Afganistan, Çeçenistan, Burma, Suriye, Arakan, Doğu Türkistan vb. İslam coğrafyalarında Müslüman kanı akıtılıyor. Hayata dair ilkelerimizi, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi belirleyen en temel değer hayat kitabımız Kur'an'ı Kerim olduğuna göre siyasal, sosyal ve ekonomik yaşam içerisinde gelişen her türlü olay karşısında Rabbimizin rızasını gözeterek konumumuzu belirlemek ve tavır almakla mükellefiz. Başta Türkiyeli Müslümanlar ve tüm dünya Müslümanları Rabbimizin Kitabında emrettiği kardeşlik ilkesi gereğince gücümüzün yettiği her türlü imkânı seferber ederek bu zülüm ve katliamlara karşı durmalarını, ancak bu şekilde ahirette kurtuluşa ereceğimizi hatırlatıyor ve başta Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz olmak üzere tüm mazlumların bu katliam ve zulümlerden biran evvel kurtulmalarını rabbimizden niyaz ediyoruz.  

Basın Açıklaması Haberleri

Devrik Esed yönetimi hakkında İstanbul'da suç duyurusunda bulunuldu
İmam Buhari Vakfı: Halep'in fethi mübarek olsun!
53 STK'dan ortak proje: Kriz bölgeleri için tek havuz oluşturulacak
"İşgalci İsrail’in spor takımları turnuvalardan men edilsin!"
Türkiye’nin göç raporu yayınlandı