Oyu dindardan alıyor laiklik için efeleniyor

Ali İhsan Karahasanoğlu

Seçimler yaklaştıkça, MHP’li sözcülerin çelişkileri de günyüzüne çıkıyor.

Son örneğine, MHP GenelBaşkan Yardımcısı Şuayip Didinmez’in sözlerinde rastlıyoruz.

Sormuşlar Didinmez’e: “TÜSİAD'ın Anayasa önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz?”

Cevap vermiş Didinmez: “TÜSİAD, kendi üzerine vazife olmayan işlerle yakinen ilgilenme hastalığından bir türlü kurtulamayan, mahdut (sınırlı) sayıda mensuplarının hak ve hukukunu kolladığı iddiasıyla oluşturulmuş bir kuruluş olmakla beraber, haddi aşmakta, çizmeyi de aşmaktadır. Millet de bu tür anlayışla hareket edenlere er ya da geç bir cevap verir.”

Didinmez’in Elazığ gibi dindar insanların ağırlıkta bulunduğu bir ilde böyle bir cevap vermesinden hareketle sanıyorsunuz ki; TÜSİAD’ın anayasa taslağında önerilen “kimlikte din hanesinin kaldırılması” ve “okullarda din öğretimi yapılmasına son verilmesi” maddeleri için sözler sarfetmiş..

Ama Didinmez’in sözlerinin devamını okuyunca, gerçek ortaya çıkıyor.

Şöyle devam ediyor Didinmez: “Türkiye Cumhuriyeti'nin varlık sebebi olan ve Anayasa’da da ifade edilmiş bulunan değiştirilemeyecek hükümleri değiştirmeye teşebbüs edenler ayaklarını denk alsınlar, hadlerini bilsinler.”

Gördünüz mü posta koymayı..

“Din dersinin okullarda zorunlu olmasının kaldırılması” konusunda tek kelime etmeye yanaşmıyorlar.

“Kimliklerde din hanesinin silinmesi” önerisi için küçücük bir tepki vermiyorlar..

Başörtü konusunda “kem küm”den başka bir şey bilmiyorlar.

Ama hepimizin bildiği gibi, anayasanın ilk üç maddesinin özü olan “laiklik” ilkesi için getirilen bir teklife hemen “hadlerini bilsinler” diye cevap yetiştiriyorlar.

Bu cevap kesmiyor, “Ayaklarını denk alsınlar” tehdidi ile devam ediyorlar..

Laiklik için böyle net ve sert ifadeler kullanıyorlar ama, konu başörtüyle gelince, konu İHL mezunlarının polis akademisinde maruz kaldıkları ayrımcılıklar olunca, “uzlaşmacı” oluveriyorlar.

Barışçı ve diyalogdan yana oluveriyorlar..

Hey gidi Milliyetçi Hareket Partisi, hey..

Milliyetçilik nire, siz nire?

Samimi olarak soruyorum, “MHP ne yapmak istiyor?”

1999’da başörtülü olarak seçilip, sonra başını açarak milletvekilliği yapan Nesrin Ünal olayını unutmadık henüz.

O günlerde eleştirimizi şu temel noktaya oturtmuştuk:“Kimsenin başını açıp örtmesi bizi ilgilendirmez. Ama başörtülü olarak seçilen bir bayan milletvekili, oyları topladıktan sonra başını açarsa, bu kişisel bir olaydan ziyade, başörtü yasakçılarına prim verme anlamına gelir. ‘Bakın, pekala başörtüyü çıkartmak mümkünmüş. Çıkartmayanlar, istismarcılardır’ itirazlarına meydan vermiş olursunuz..”

Önceki gün CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işte bu noktaya dayandırdı, “başörtülü milletvekili olmaz” düşüncesini..

Nesrin hanımdan örnek verdi. Ve Nesrin hanım örneğindeki gibi genel kurulda baş açılırsa, sorun olmaz açıklaması yaptı..

Böylece Nesrin hanım sadece kendi başını açmış olmakla kalmadı, başörtülü milletvekillerinin de önünü kesmiş oldu..

Bunun da farkında değil..

Farkında değil ki, kalkmış Kemal beyin açıklamasını, olumlu bir beyanat olarak yorumluyor..

Milletvekilleri için başörtünün yasak olması gerektiği şeklindeki açıklamaya, “Olumlu açıklama” diyor..

Ama lafa gelince, sizden bizden daha dindar gibi görünmeye çalışıyorlar..

“İstismardan uzak bir dini hayat”tan dem vuruyorlar..

Olmuyor MHP’liler, olmuyor.

Sırıtıyor bu çelişkiler..

Laiklik sözkonusu ise; olabildiğince “kabadayıca” bir üslup.

Dini değerler için ise, olabildiğince “barışçı” üslup.

Halk bu çelişkinin farkında değil mi sanıyorsunuz?

“Biz koalisyon ortağı idik, ne yapalım?Tek başımıza iktidar olursak, başörtü sorununu çözeriz” mavallarını yutuyor mu sanıyorsunuz halk?.

Bakın, laiklik tartışılırken, nasıl da “ayağınızı denk alın” cevabını yetiştiriyorsunuz.

“Başörtü yasağı”nda da, “Ayağınızı denk alın” desenize.. “Okullarda din öğretiminin kaldırılması” teklifine de, “Ayağınızı denk alın” cevabını versenize!

Verin de görelim sizin samimiyetinizi!

YENİ AKİT