OYAK’a Sivil Balans Ayarı, Askerî Yargı ve 35.Madde

Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu, hazırladığı raporda TSK'nın holdingi olan OYAK'a sivil ayar yapılmasını istedi.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma komisyonu bünyesinde kurulan 28 Şubat Alt Komisyonu incelemelerini tamamlamasının ardından bir sonuç raporu hazırladı. Raporda, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana yaşanan 'atanmış-seçilmiş' veya 'devlet-hükümet' çekişmesi klasiğinin 28 Şubat'ta da sergilendiği ifade edildi. 28 Şubat'ın siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarına ilişkin tespitlerin yer aldığı raporun en dikkat çekici kısmı ise 'teklifler' bölümü oldu.

Raporun teklifler bölümünde 28 Şubat sürecinden en karlı çıkan kuruluşlardan biri olan Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) ayrıcalıklarının kaldırılması ve orduyla bağının kesilmesi talep edildi.

TSK'NIN İMAJINI ZEDELİYOR

Komisyon raporunda, 28 Şubat süreci öncesi sıralamaya dahi giremeyen OYAK'ın, 2000 yılında 4.9 milyar dolarlık ciroyla Koç ve Sabancı Holding'den sonra üçüncü sıraya yükseldiğine ve Sabancı Holding'in net kârının 120 trilyon lira olarak gerçekleştiği 2001'de OYAK'ın net kârının ise 594 trilyona ulaşmıştına dikkat çekildi.

Raporda şu görüşlere yer verildi: 'Ordunun da kamuoyu nezdinde de imajını zedeleyen OYAK vb. kurumların Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun hale getirilerek, orduyla hukuki bağının kesilmesi; sivil ve askeri harcamaları TBMM adına denetleyen Sayıştay tarafından şeffaf bir şekilde incelenip, bu konularla ilgili lüzumu halinde Meclise bilgi verilmesi gerekmektedir' denildi. Komisyon raporunun teklifler bölümünde şu öneriler getirildi:

FİŞ DOSYALARI YOK EDİLSİN

Komisyon, incelemeler sırasında 28 Şubat sonrasında her bakanlıkta BÇG benzeri yapıların kurulduğunu ve bu yapıların BÇG'nin devamı olarak nitelendirilen Başbakanlık Uygulamalı Takip ve Koordinasyon Merkezine bağlı olarak faaliyet gösterdiğini ve bakanlıklarda çalışan kişileri fişlediğini tespit etti. Raporda, bu kurumların incelemesinin yapılması ve geçmişe dönük tüm fişleme dosyalarının yok edilmesi istendi.

35. MADDE KALDIRILSIN

Darbe dönemlerinde çıkarılan TSK İç Hizmet Kanunun 35'inci maddesinin derhal kaldırılması gerektiğine vurgu yapılan raporda, buna bağlı olarak çıkarılan İç Hizmet Yönetmeliğinin ilgili maddelerinin de iptal edilmesi teklif edildi. Raporda, 'Genelkurmay Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır. Askeri bürokrasinin yasama, yürütme ve yargıya müdahalesinin önünün alınması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve darbelerin demokrasi suçu sayılması gerekmektedir' denildi.

KIR POLİSLİĞİNE GEÇİLMELİ

Komisyon raporunda dikkat çeken diğer bir öneri de jandarma ile ilgili oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasının yanında jandarmanın da tamamen İçişleri Bakanlığına bağlanması teklif edildi. Raporda jandarma teşkilatının isminin de Kır Polisi olarak değiştirilmesi önerildi. Rapor- da profesyonel askerliğe geçiş ile ilgili yasal mevzuatın biran önce tamamlanlanması ve düzenlemenin ivedilikle hayata geçirilmesini de istendi.

KONTRGERİLLA ARAŞTIRILSIN

Komisyon darbe dönemleri öncesi yaşanan faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması gerektiğinin üzerinde dururken, bu cinayetlerde isimleri sık sık teleffuz edilen JİTEM, Derin Devlet ve Kontrgerilla gibi oluşumların ortaya çıkarılması ve bunların faaliyetlerinin incelenmesini teklif etti. Komisyon raporunda, ayrıca bu yapılanmaların uluslararası bağlantılarının da araştırılması önerildi.

12 Eylül Anayasası tümüyle temizlensin

Komisyon raporunda, darbe ve muhtıraların tüm kalıntılarının ortadan kaldırılması için radikal adımlar atılması önerildi. Bu kapsamda darbe ürünü 12 Eylül Anayasa'sının da tamamen ortadan kaldırılması ve yeni sivil bir anayasanın vazgeçilmez olduğu vurgulandı. Raporda, "Egemen olmanın yolu tüm kurum ve kuruluşların doğrudan millet eliyle kurulması, bu yolun temsilcileri eliyle kullanıldığı demokratik ülkelerde ise siyasi iktidar eliyle yeniden inşa edilmesi ile mümkün olur. Ülkemizdeki Anayasa ve temel yasalar, darbe sonrası ihdas edilmişlerdir. Bu nedenle millet egemenliğinin tescili bakımından yeni bir Anayasaya ve yeni Anayasaya uygun temel yasalara ihtiyaç vardır. Darbeler döneminde kamu kurumları ile ilgili çıkarılan tüm kanun ve düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi ve demokratikleştirilmesi sağlanmalıdır" denildi.

DARBE ENSTİTÜSÜ KURULSUN

Araştırma Komisyonu Türkiye ve dünyada olağanüstü dönemleri inceleyecek bir Enstitü kurulmasını da önerdi. Komisyon, Türkiye'de ve dünyadaki darbelerin bilimsel çerçevede siyasi, sosyolojik ve ekonomik boyutlarının incelenmesi amacıyla Ankara'daki bir devlet üniversitesi bünyesinde Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Darbeleri Araştırma Enstitüsü kurulmasıni teklif etti.

Askeri yargı kaldırılmalı

Yargıda çift başlılığın ortadan kaldırılması gerektiğinin altı çizilen raporda, askeri yargının tamamen kaldırılması gerektiği şöyle ifade edildi: "Tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin oluşturulabilmesi için 'yargıda teklik prensibi' gereğince Askeri İdare Mahkemeleri ve Askeri Yargı Kurumlarının kaldırılması, sadece disiplin suçları açısından askeri düzenlemelerle sınırlı kalması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır."

İç tehdide somut tanım getirilsin

Darbe Komisyonun önerileri arasında MGK Genel Sekreterliği ile ilgili de düzenlemeler yapılmasını istendi. Kurul'un İç ve dış tehdit ile ilgili istişari konumunda kalmasını veya tamamen kaldırılması önerilirken anayasal güvenceden çıkarılarak yalnızca danışma kurulu olarak faaliyet göstermesi önerildi. MGK'nın iç tehdit algılamasının somut hale getirilmesi gerektiğini öneren komisyon, bu kavramın tanımlanmasını teklif etti.

MGK TRT'ye danışman atamasın

TRT Kanununda (madde 15) değişiklik yapılarak bu Kanun ile MGK Genel Sekreterliğine verilen "yayınlara milli güvenlik açısından danışmanlık yapma" görevinin kaldırılması, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine diğer yönetmelik, genelge ve diğer mevzuatla verilen diğer görevlerin de kaldırılması önerilecek.

Darbelerin istismar yolları kapatılmalı

12 Eylül öncesi yaşanan Çorum, Maraş olayları ve 28 Şubat öncesi Sivas'taki Madımak olayı ile 28 Şubat sürecinde artan başörtüsü baskılarının toplumsal barışı zedelediği vurgulanan raporda bu istismar yollarının kapatılması için hukuki düzenleme talep edildi. Ayrıca başörtüsü ve Alevilik konularında da düzenleme yapılması istendi. (Yeni Şafak)

  

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu