PKK tarafından götürülen çocuklar arasında imam hatip lisesi öğrencileri de bulunuyor.
Çocukları PKK tarafından kaçırılan ve seslerini duyurmak için bir araya geldikleri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünden uzaklaştırılan ailelerin oturma eylemi, refüjde devam ediyor.
Ellerinde çocuklarına ait fotoğraflarla günlerdir eylem yapan ailelere her gün yenileri katılıyor. Van'da yaşayan Çağan ve Deniz aileleri de imam hatip lisesinde aynı sınıfta okuyan kızlarının PKK tarafından kaçırıldığını belirterek, ailelere destek için Diyarbakır'a geldi.
Oturma eylemini sürdüren ailelere katılan Songül Çağan ve Sünye Deniz, kızlarının fotoğraflarını ellerinden düşürmüyor.
Gözü yaşlı anneler Çağan ve Deniz, Van Erciş İmam Hatip Lisesi'nde yatılı okuyan kızlarının yakın arkadaş olduğunu ve aynı sınıfta öğrenim gördüklerini anlattı.
Kızlarının 12 Mayıs'ta birlikte kaçırıldığını kaydeden anneler, sabah okula gönderdikleri kızlarından bir daha haber alamadıklarını söyledi.
Van Erciş İmam Hatip Lisesi 2'inci sınıfta yatılı okuyan ve yurtta kalan Mihriban Çağan'ın (16) annesi Songül Çağan, "Kızım yurda gitmişti. Yurttan çıktıktan sonra bir daha haber alamadık. Ben kızımı istiyorum, barış istiyorum. Başbakana sesleniyorum, Selahattin Demirtaş'a sesleniyorum; lütfen kızımı geri getirin, tüm annelerin çocuklarını geri getirin" dedi.
"Kızım 16 yaşındaydı. Küçüktü okumak istiyordu" diyen anne Çağan, kızının sağlık sorunları olduğunu da dile getirerek, "Kızım daha önce fıtık ameliyatı olmuştu ve bağırsak hastalığı vardı. 2 kere beyin kanaması geçirmişti" diye konuştu.
Sevgi Deniz'in (16) annesi Sünye Deniz de kızının yaşının küçük olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Kızlarımız aynı sınıfta okuyordu, yakın arkadaşlardı. Bizim kızlarımızın yaşı daha çok küçük, kızlarımız okumak istiyordu. Lütfen çocuklarımızı bize geri verin. Tüm yetkililere sesleniyorum; çocuğumuzu geri istiyoruz."
Oğluna kavuşmak için 3 ineğini satıp Diyarbakır'a geldi
Erzurum'da çobanlık yaparak geçimini sağlayan Lütfiye Bozoğlu da 2 ay önce kandırılarak dağa götürülen oğluna kavuşmak için 3 ineğini satarak Diyarbakır'a geldi.
Van, Erzurum, Antalya ve Adana'dan gelenlerle sayıları 28'e yükselen ailelere destek vermek için Erzurum'dan gelen Bozoğlu ailesi de çocuklarına kavuşuncaya kadar belediyenin karşısındaki refüjde oturma eylemini sürdürmekte kararlı.
5 çocuk annesi Bozoğlu, AA muhabirine, çobanlık yaparak yaşamlarını sürdürdüklerini belirterek, Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü'nde okuyan 20 yaşındaki oğlu Sedat Bozoğlu'nun 2 ay önce kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi.
Oğlundan 2 aydır haber alamadığını ifade eden Bozoğlu, "Diyarbakır'a oğluma kavuşmak için geldim" dedi.
"Geldiği gün düğününü yapacağım"
Bozoğlu, şöyle konuştu:
"Oğlum 20 yaşında ama gözümde hala küçük bir bebek. 3 ineğim vardı sattım, oğlumun yoluna düştüm. Barış istiyorum. Allah rızası için, 'büyük, küçük' demeyin, çocuklarımızı gönderin. Ana anadır. Ana babanın gözünde çocuk 3 yaşında da çocuk, 50 yaşında da çocuktur. Oğlum kandırıldı, evladımı parayla sattılar. Tüm çocukları kandırıp, örgüte parayla satıyorlar."
Bozoğlu, çocuklarını maddi zorluklarla büyüttüğünü, imkansızlıklar nedeniyle gözyaşı döktüğünde oğlunun kendisini teselli ettiğini anlatarak, "Çobanlıkla geçimimizi sağlıyorduk. Durumumuz iyi değildi. Ama oğlum bize çok düşkündü. En büyük umudumuz Sedat idi. Bana, 'Anne ben okuyacağım, sizi saraylarda yaşatacağım. Sen ağlama anne, seni bu çileden kurtaracağım' diyordu" diye konuştu.
Tüm anneler olarak çocuklarına kavuşana kadar eylemi sürdüreceklerini dile getiren Bozoğlu, "Gerekirse açlık grevine de başlayacağız. Çünkü benim oğlum böyle bir hayatı istemiyordu. Oğlumun eline silah değil, kalem, kitap yakışıyor. Oğluma kavuştuğum gün onun davullu zurnalı düğününü yapacağım."
Aileler Demirtaş'ın açıklamasına tepki gösterdi
Aileler, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "eylem yapan bazı ailelere para verildiği" yönündeki açıklamasına tepki gösterdi
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki refüjde oturma eylemi yaparak seslerini duyurmaya çalışan aileler, "para karşılığında eylem yaptıkları" iddiasına tepki göstererek, amaçlarının çocuklarına kavuşmak olduğunu dile getirdi.
Bir yıl önce kaçırılan kızı Zehra Yapıcı için eyleme katılan Mukaddes Yapıcı, kendilerine iftira atıldığını belirtti.
"Biz hiç kimseden para almamışız. Hem çocuklarımızı götürüyorlar hem de iftira atıyorlar, günahımızı alıyorlar. Kızım gittiğinde 15 yaşındaydı, şimdi ise 16'sında. 13 Eylül doğum günüydü. Onsuz doğum günü pastasını kesmişiz. Başbakan Erdoğan'a, Selahattin Demirtaş'a, Karayılan'a kısacası kimin elinden ne geliyorsa ona yalvarıyorum, merhamet etsinler" diyen Yapıcı, çocuklarının geri gönderilmesini istedi.
Evlat acısıyla yandığını ifade eden Yapıcı, "Oylarımızla o koltuğa oturdular. Oy verdik onlara ama biz çocuklarımızı dağa götürsünler demedik" diye konuştu.
"Çocuklarımızı geri versinler, paraları bize lazım değil"
Kaçırılan Ramazan Şentürk'ün annesi Zübeyde Şentürk de Demirtaş'ın iddialarının doğru olmadığını kaydetti.
Büyükşehir Belediyesi önünden kovulduklarını, darp edildiklerini anlatan Şentürk, oturma eyleminin sonra ermesi için böyle bir iftiraya maruz kaldıklarını anlattı.
Şentürk, "Biz çocuklarımızı istiyoruz. Çocuklarımızı geri versinler, paraları bize lazım değil, onların olsun. Biz tonlarca para harcadık çocuklarımız için. Artık yeter çocuklarımızı geri versinler" dedi.
Bitlis'ten gelen ve 16 yaşındaki oğlu Vedat Aydın'ın fotoğrafını elinden düşürmeyen Leman Aydın ise şöyle konuştu:
"Bizim gözümüz para pulda değil, çocuğumuzdadır. Ben bir anneyim çocuğum için buradayım, siyaset için buraya gelmedik. Belediyeden sürekli 'siz AK Parti tarafından satılmış insanlarsınız, AK Parti sizi yönlendiriyor o yüzden buraya gelmişsiniz' deniliyor. Ben çocuğumun peşindeyim, çocuğumu istiyorum. Benim çocuğum hasta."
Oturma eylemine katılan ailelerden Erhan Eren de söz konusu iddiaları yalanlayarak, "Bu aileler Muş, Ağrı, Van'dan çok zor şartlarda geliyorlar. Hayvanlarını satıp gelen aileler var. Otelde perişan hallerde kalıyorlar. O kadar zor durumda olan aileler var ki ben biriktirdiğim paralarla ailelere su alıyorum. Su alacak paraları yok ailelerin. Para aldıkları doğru değil" diye konuştu.
Sivil toplum kuruluşlarına çağrı yaptıklarını ifade eden Eren, parası biten ailelerin gidecek yer bulamadığını, bu konuda yardım beklediklerini bildirdi.
Bu söylemlerin kendilerini çok üzdüğünü ifade eden Eren, şöyle devam etti:
"Bu ailelerin bu konuyla alakası yok, geçmişte BDP'ye oy veren insanlar. Biz barış istiyoruz. Biz devlete de sesleniyoruz. Neden bunu maniple etmeye çalışıyorlar. 'Para alıyorlar' gibi sözler bizi üzüyor. Demirtaş'a bu cümleleri yakıştıramadım. Bu hareket kendisine yakışmadı. Biz burada barış isteyen aileler olarak onların geri getirilmesini ve savaşa gidip kardeşlerini vurmamasını söyleyen insanlarız. Burada bir milat yapılıyor. Barışı anneler istiyor. İnanın bu barışı anneler başaracak. En çok BDP'nin burada olması gerekirken bu şeyleri söylemeleri bizleri üzüyor."
Bu arada, eylem yapan aileleri ziyaret eden "Barış Anneleri İnisiyatifi" ve "Din Adamları Yardımlaşma Derneği"ne üye bir grup, ailelere "acılarını paylaştıkları" mesajını verdi.
Barış Anneleri İnisiyatifi adına konuşan Emine Özbek, "Tek çözüm var, o da barış. Yalnızca sizin ya da bizim değil, dağdaki binlerce çocuğun dönmesi için bir barışa ihtiyaç var. Başbakan'dan bunu bekliyoruz. Barış olduğu vakit yalnızca siz değil, tüm anneler çocuklarına kavuşacak" şeklinde konuştu.
Oturma eylemi yapan annelerin, Demirtaş'ın "eylem yapan ailelere para verildiği" ifadesinin çok incitici olduğunu belirtmesi üzerine Emine Özbek de "Bu çok yanlış bir ifade" dedi.
AA