ÖSYM

Abdurrahman Dilipak

Yazının başlığına bakmayın, konum ÖSYM değil..ÖSYM ve YÖK akademik sistemin en çok tartışılan iki kurumu..

Bunları YOK etmeden sorun bitmeyecek..
Konunun anahtar sözcükleri “Bilkent + Doğramacı”
ÖSYM tartışılırken nedense kimse METEKSAN’ın üzerine gitmiyor..
Aslında bu işin kozmik odası YÖK.. Sistemin ilk kurucu başkanı Doğramacı.. Şu Türkiye siyasetine yön veren “Türban tartışması”nın mimarı da İhsan Doğramacı..
YÖK’ten önce üniversitedeki derin yapının merkezinde sırası ile Ankara Üniversitesi, ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve daha sonra Hacettepe Üniversitesi olduğu söylenir.. Her nasılsa bu süreçte Doğramacı hep o makamlarda bulunur.. 1981-92 arasında YÖK Başkanıdır ve bu misyonunu Doğramacı YÖK’te de sürdürür..
Bu süreçte mesela İstanbul’da Koç ve Yeditepe, Ankara’da Bilkent ve Haberal’ın Başkent’inin Doğramacı’nın mirasçıları olduğu söylenir.. Koman, Çevik Bir ve arkadaşları 28 Şubat sonrası darbe planlarını Dalan’ın Yeditepe’sinde yapmıyorlar mıydı? Bunlar Doğramacı’nın Bilkent’inin taklitçileri..
Hatırlasanız da Bilkent ile Koç üniversitelerinin kuruluş sürecine bakın, arada ne fark var.. Yok aslında bir farkları, tek farkları, adları. Birinin başında Doğramacı var, ötekisinin başında Koç. İkisi de derin adamlardır..
Kozmik odalar açılırsa, bu derin bilim yapısında çevrildiği söylenen dolaplar ortaya çıkarsa belki de çok kişi ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Kiminin dudağı uçuklar. Kimlere nasıl doktor ünvanı verildi. Dil bilmeyen insanların nasıl profesör ve rektör yapıldıkları, hatta kimlere nasıl lisans diplomaları verildiği ve bu kripto belgeleri ile kimlerin avukat, hakim, savcı yapıldığı iddialarının gerçek olup olmadığı da bu vesile ile ortaya çıkar. Sonuçta “Her şey vatan için!”
İddiaya göre, bu sınav belgelerinin çalınma işi yeni değil. Hatta bu iş para için yapılan sıradan bir hırsızlık filan da değil.. Kim bilir iyi bir tarama yapılsa bakarsınız Bilkent’te gizli dehlizler bile bulunur..
Bilkent dosyası açılacak olursa o arazinin niçin, kime, nasıl tahsis edildiği de ortaya çıkar.. Oradaki rant Anadolu’da orta ölçekli 3 ili yıkıp yeniden yapacak kadar büyük deniyor..
Demirel iyi bilir bu işleri.. Hani şu “Verdimse ben verdim” hikayeleri.. O özel tahsisler filan..
Hepsi bu derin misyon içinde hallu fasl edildi..
Mesela Gürüz nasıl profesör oldu. Daha sonra YÖK başkanı yaptılar adamı.. Kimyadan olmadı, Eczacılıktan verelim..
Kimlere, hangi akademik unvanlar ne karşılığı verildi?.
YÖK’ün kozmik odasına girildiğinde, Türkiye’nin derin gerçeğine ilişkin çok çarpıcı bilgilere ulaşmak mümkün..
Zaten rejimin neresine el atsanız elinizde kalıyor. Diyanet’e el atın bakalım, ne göreceksiniz.. Ya da mediaya el atın bakalım. Özal suikastını soruşturun, göreceksiniz, bir ucu Simavi’ye ulaşmış. “Topyekun savaş” manşeti atan “Amiral Gemisi”nin kaptanı oraya nasıl geldi, bakın bakalım. Sağı-solu iyi kolaçan ederseniz İpekçi cinayetinin faillerini de görebilirsiniz o zaman çevrenizde.. “1 Numara” ya da “Derin Gırtlak” kimi arıyorsanız, bakmanız gereken yere bakın.. Görmek istiyorsanız göreceksiniz!
Faili meçhuller, köy yakmalar, terör, irtica neyin nesidir dersiniz? Bu derin gerçeklerin üzerine haki bir kumaş örtülmüştür.. Altında soygun, vurgun, cinayet, ne ararsanız var..
Ergenekon ve benzeri yapılar, darbeler işte bu bataklığın ürünü..
Tek başına Doğramacı’nın hayatını mercek altına alın. Mesela şu ÖSYM skandalından yola çıkarak METEKSAN üzerinden Doğramacı’ya uzanın bakın, nerelere çıkacak yolunuz..
Demirel bu işlerin kara kutusu.
Bu işler olurken iktidar ya da muhalefette olanlar neden konuşmazlar? Yoksa hiçbir şeyin farkında değiller miydi? Ya da onlar da sistemin bir parçası mı?
Gerçek şu kadar basit değil: “İhsan Doğramacı (doğumu: 3 Nisan 1915, Erbil, ölümü: 25 Şubat 2010, Ankara) Iraklı Türkmen doktor ve akademisyen, ilk YÖK başkanı. 10 Aralık 1981-10 Temmuz 1992 tarihleri arasında YÖK Başkanlığı'nda bulunan İhsan Doğramacı, son olarak Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı görevini sürdürmekte iken 25 Şubat 2010 tarihinde vefat etmiştir.”
Mesela İhsan Doğramacı 12 Eylül askeri darbesini yapanlarla işbirliği yaptığı iddiası ile eleştirilir.. 12 Eylül sonrası öğretim üyelerinin üniversiteden atılması ile suçlanır.. YÖK’ün fikir babasıdır aynı zamanda.. Mesela İdris Küçükömer, Bülent Tanör, Murat Belge gibi isimlerin üniversitelerden uzaklaştırılmasının onun işi olduğu söylenir.. Bu “Barış Vakfı” kurucusu zat, mesela Wikipedia’da “doçentlik ya da profesörlük atamaları gelenlerin atamalarının yıllarca ertelenmesi, yine bıyık-sakal kontrolü yapılarak öğretim üyelerinin akademik kimliklerinin rencide edilmesi, üniversitelerin polis devletin bir uzantısı olarak polis-jandarma üsleri haline getirilmesi, kamu arazisi olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi ormanlığının bir kısmının gayrı meşru yollarla satın alınarak Ankuva Alışveriş Merkezi, Meteksan Holding Yerleşkesi ve Bilkent Konutları'nı inşa etmek üzere tahsis edilmesi gibi pek çok suçlamayla karşılaşmıştır.” diye suçlanır.
Üniversite harcını da o başlatmış.. Uğur Mumcu'nun gündeme taşıdığı bir iddiaya göre ise, İhsan Doğramacı “Annenin El Kitabı” adlı eserini, Amerikalı bilim adamı tıp doktoru Benjamin Spock’un "Baby and Child Care" adlı kitabından bire bir tercüme ettiği halde kendi eseri imiş gibi yayınlamış. Eee, Doğramacı böyle yaparsa yetiştirdiği ne yapmaz ki!
İşte ÖSYM böyle geçmişe sahip bir yerleşkede bulunuyordu. Bana göre bugün yaşananlar, geçmişe göre devede kulak olsa da, derin güçler varlıklarını hâlâ sürdürüyorlar ve rollerini oynamaya devam ediyorlar.. ÖSYM skandalının daha ilk günden bir ucunun çetelere, bir ucunun MHP’ye uzanması da boşuna değil.
Daha eşelesinler bakalım nereye kadar gidecekler. İşin görünen kısmı buz dağının suyun üstünde gözüken kısmı kadar bile değil.. Yakaladıkları kuyruk kertenkelenin kuyruğu değil, ejderhayı görünce umarım bırakıp kaçmazlar.
Bırakın şimdi şu sınav skandalını, siz.. Asıl bomba haber geçtiğimiz günlerde Vakit’te çıktı. Haberde özetle şöyle deniyordu: TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Genel Başkanı Eyüp Mumcu’dan.. 25.000 dolardan başlayarak sahte diploma pazarlanıyormuş ve bazı TMMOB üyelerinin diploma ve denklik belgeleri sahteymiş.. Kim bunlar acaba? Mesela aynı durumda olan öğretim üyeleri, baro üyeleri de olabilir mi?
Selam ve dua ile...

VAKİT