Oryantalizme karşı keskin kalem: Wael b. Hallaq

Enes Yıldız, Wael b. Hallaq'ın son çıkan derleme kitapları üzerinden oryantalist eğilimlere karşı duruşunu inceliyor.

Enes YILDIZ / HAKSÖZ HABER 

 Oryantalizme karşı keskin kalem: Wael b. Hallaq

Modern kurumların ve değerlerin tüm dünyayı kuşatmasıyla birlikte Batı merkezli düşünme, batı-dışı tüm toplumların düşünme süreçlerine tasallut etmiş durumdadır. Bu hegemonik baskının sonucunda tüm batı-dışı toplumlar ve doğal olarak bu toplumların ezici ekseriyetini oluşturan Müslümanlar, kendi geleneklerine, tarihlerine, değerlerine, dinlerine kısaca kendilerini kendileri yapan her ne ise ona, modernitenin oluşturduğu değerler ve metodolojiler vasıtasıyla bakmışlar ve Batı’nın düşünce kalıplarını sorgulamadan kabul etmişlerdir. Batı’nın oluşturduğu hegemonik söylem o kadar güçlüdür ki çoğu insan yaşadığı kurgulanmış modern hayatı oluştuğu tarihsellikten soyutlarak ezeli-ebedi olarak görme eğilimindedir.

Söz konusu Batı merkezli bakış açısı emperyalist sömürü ve işgal sonrası İslam dünyasında yaygınlaşmıştır. Oryantalist söylem olarak da adlandırılabilecek bu perspektif özellikle akademik çalışma yapan Müslümanların eserlerine de sirayet etmiştir. Böylelikle çoğu İslami kavramın anlam dünyası tahrif edilerek, modernitenin değerleriyle yeniden yorumlanmıştır. Tarih boyunca oryantalist söylemi aşmaya çalışan çabalar olmuş ve oryantalist yaklaşıma itirazlar yükselmiştir. Son zamanlarda ise hâlen Columbia Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan ve İslam Hukuku çalışmalarıyla tanınan Wael B. Hallaq’ın eserleri Batı merkezli bakış açısını aşma anlamında oldukça   önemli bir boşluğu dolduruyor. Wael B. Hallaq’ın oryantalizme yönelttiği eleştiriler sadece sınırlı bir alandan ibaret olmayıp “oryantalizmin içinden çıktığı dünya ve onun ahlaki öncüllerine de yönelmiştir.”1

Pınar Yayınları’ndan çıkan “İslam Hukukuna Entelektüel Bakış” ve “Hukukun Ahlaki Boyutu” adlı derlemeler Wael B. Hallaq’ın daha önce farklı dergilerde yayımlanmış ve farklı akademisyenler tarafından çevrilen makalelerinden oluşuyor. Necmettin Kızılkaya tarafından derlenen makaleler arasında ilk defa Türkçede yayınlanacak olan “İçtihat Kapısı ve Müçtehitlerin Varlığıyla İlgili Tartışmaların Kökenleri” başlıklı yazı da yer alıyor. “Hukukun Ahlaki Boyutu” adlı derleme daha çok Wael B. Hallaq’ın fıkh usulü ile ilgili çalışmalarını, “İslam Hukukuna Entelektüel Bakış” ise genel olarak “içtihatla” ilgili makaleleri kapsamaktadır. 

Wael B. Hallaq’ın oryantalizme yönelttiği sistematik tenkitleri özellikle “Hukukun Ahlaki Boyutu” adlı derlemede yer alan “Ahlaki Hukukun Temeli: Kur’an’a ve Şer’i Hukukun Ortaya Çıkışında Yeni Bir Bakış” isimli makalede görmek mümkün. Söz konusu makalede Wael B. Hallaq,  oryantalistler tarafından sıkça dillendirilen “Kur’an’ın nispeten geç bir tarihte hukuk normlarını sağlayan bir kaynak olduğu2” iddiasını tartışmaktadır. Oryantalist iddiaya göre “Kur’anın kendisi hukuka sonradan eklemlenmiştir.3” Wael B. Hallaq söz konusu iddianın ancak hukuk-ahlak ayrımının geçerli olduğu bir dünya görüşüne sahip bir bakış açısı için geçerli olduğu tespitinde bulunmaktadır.   Oryantalist iddianın temelini “Kur’an’ın ahlaki söylemlerinin çoğunun dünyevi bir yaptırımla desteklenmemiş” olması oluşturmaktadır. Oryantalist yaklaşım yalnızca dünyevi anlamda bir yaptırıma sahip yargıları hukuki görmektedir. Salt ahlaki yargılar hukuki bir hüviyete sahip olmayıp ancak manasız dini öğütlerden ibarettir. Batı merkezli bakış açısına göre yaptırım gücü göz önüne alındığında “Cehennem bile devletle karşılaştırıldığında geri planda kalan itibari bir varlıktır.4 Oysa Hallaq’ın ifade ettiği gibi “Modern öncesi İslami söylem ve pratikte, Kur’an’ın ki de dahil olmak üzere, hukuki olanla ahlaki olan, ikili kategoriler olarak kabul edilmiyordu. Bu yüzden, Kur’anın Peygamber onu ilk almaya başladığı andan itibaren oynamaya başladığı “hukuki” rolü takdir edebilmek için, neyin hukuki ve neyin ahlaki olduğuna dair ayrımla ilgili çizgilerden ve sınırlardan kendimizi kurtarmamız gerekir. Sınırlar bugünkü modern dünyamızda çizmeye giriştiğimiz şekillerin hiçbiri ile mevcut değildi.”5 Üstelik “Aydınlanma öncesi Avrupa’da da böyle bir ayrım yoktu.”6 Hallaq makale boyunca İslam açısından hukuki ve ahlaki olanın birbirinden ayrılamayacağını ve seküler Batı’nın standartlarıyla İslam’ın anlaşılamayacağını vurgulamaktadır.

Bu arada Wael B. Hallaq’ın “Sharia: Theory, Practice, Transformations” adlı eserinin Ekin Yayınları tarafından Türkçe yayın sürecinin başlatıldığını okuyucularımıza haber vermek isteriz.

Daha önce Türkçe’ye kazandırılan Wael B. Hallaq’ın çalışmaları:

İslam Hukukuna Giriş, çev. Necmettin Kızılkaya, Pınar Yayınları, 2018

İmkansız Devlet, çev. Aziz Hikmet, Babil Kitap, 2019

İslam Hukukna Entelektüel Bakış, der. Necmettin Kızılkaya, 2020

Hukukun Ahlaki Boyutu, der. Necmettin Kızılkaya, 2020

Şarkıyatçılığı Yeniden Düşünmek, çev. Ahmet Demirhan, Ketebe Yayınevi, 2020

Modernitenin Reformu, çev. Tahir Uluç, Ketebe Yayınevi, 2020

 

[1]Wael B. Hallaq, Hukukun Ahlaki Boyutu, der. Necmettin Kızılkaya (İstanbul: Pınar Yayınları, 2020) ,12.

[2]a.g.e, 66.

[3]a.g.e 69.

[4]a.g.e 72

[5]a.g.e 85

[6]a.g.e 85

Kitap Haberleri

Norman Finkelstein’ın kaleminden Gazze direnişi
Ellinci yılında Filistin Şiiri antolojisi
Ümmetin gündemine katkı: Zeydîlikten Husîliğe Yemen
Filistin için kelimelerden bir anıt: Diken ve Karanfil
Orhan Alimoğlu’nun Gazze anıları