Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Danıştay eski üyesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi hocalarından Ali D. Ulusoy, Avrupa modernleşmesinin normlarını tartışılmaz birer dogma haline getirdi yazısında, Fransa’nın ırkçı politik perspektifini ‘haklı’ bulduğunu belirtmiş. Oryantalist bir zaviyeden Müslümanların hassasiyetlerinin hiçe sayıldığı yazı bir ‘hukukçu’ için oldukça tutarsız bir durumu ortaya çıkartıyor.
Macron yönetiminin Müslümanları ‘ehlileştirmeye’ yönelik olarak hazırladığı tek tipçi etnosentrik eğitim politikalarını, “Fransızlar değerlerine çok bağlıdır” saflığıyla anlamaya çalışan Ulusoy, Müslümanların kendi değerlerine dönük yapılan cürümlere karşı gösterdikleri tepkileri ise cinayet ve terör olarak tanımlıyor. Hâlbuki laik Fransızlar söz konusu olduğunda gösterdiği anlayışı Müslümanlara da göstermesi gerekirdi.
Bir hukukçu olarak haklı bulduğu ancak hak ve hukuk dairesinde değerlendirilemeyecek ırkçı politikaların içinde başörtüsü yasağı ve dinin reforme edilmesi de bulunuyor. Yazısının devamındaki vurgularından Cumhuriyetin ilk yıllarındaki militarist modernleşme öğretisine sıkı sıkıya bağlı olduğunu anladığımız Ali D. Ulusoy’un dünyanın öbür ucundaki başörtüsü yasağına sahip çıkma noktasındaki hassasiyeti eminiz ki Kemalistlerin gözlerini yaşartmıştır.
Yazar kişimiz, Atatürk’ün Türkiye’de ‘dinsel gericiliğe’ karşı bulduğu formülün bugün Macron tarafından Fransa’da kullanıldığı kıvançla söylüyor. Yani Batı’dan ithal etmeye alışık olduğumuz zulüm politikalarını bugün biz onlara ihraç ediyormuşuz! Nasıl sevinsek az… O sebeple Macron ile uğraşanların aslında Atatürk ile uğraştıklarını kast eden Ulusoy, Kemalistlerin eski bir alışkanlığı olan “yargı sopasıyla tehdit” geleneğini de yaşatmış oluyor. Macron’un içine ne kaçmış bilmiyoruz ama ikinizin de aynı ötekileştirici nefret ideolojisinden beslendiğinize şüphe yok!