Oruçlu futbolcu hazımsızlığı yaşayan yerli garpzedeler biraz olsun utanır mı?

İngiliz futbol takımı Leicester City menajeri Brendan Rodgers'ın Fofana'ı orucunu açması için oyundan alması, Türkiye’deki spor camiasında dini sembollere karşı yer yer yaşanan hazımsızlığı anımsattı.

HAKSÖZ-HABER

İngiltere Premier Lig'de Leicester City, evinde West Bromwich'i 3-0 yendi. Bu skorla Leicester 59 puana yükseldi.

Maçta galibiyetten çok Fofana’nın oyundan çıkması konuşuldu.

Ev sahibinde 11'de başlayan ve takımın yıldızlarından olan Wesley Fofana, 60. dakikada oyundan çıktı ve yerine Marc Albrighton oyuna dahil oldu.

Brendan Rodgers'ın yaptığı bu değişiklik, İngiltere'de ana gündem maddelerinden biri oldu.

Rodgers konuyla ilgili olarak, "Fofana oruç tutuyor. Kenara gelip bir şeyler yemesini istedim. Oyuncuların inançlarına saygı duyuyorum" ifadelerini kullandı.

Wesley Fofana - Brendan Rodgers’ın bu örnekliği karşısında Başakşehir teknik direktörü Aykut Kocaman ile Senegalli yıldız futbolcu Demba Ba arasında yaşanan ve merkezinde orucun olduğu öne sürülen tartışmayı hatırlamamak elde değil.

Başakşehir ile Fenerbahçe arasında oynanan maçta kadroya alınmayan Başakşehirli futbolcu Demba Ba'nın sözleşmesinin oruç yüzünden feshedildiği iddia edilmişti. Gerçi medyada geniş yankı uyandıran bu iddia Başakşehir Spor yetkililerini açıklama yapmaya zorlamıştı ve yapılan açıklamada bu iddia yalanlanmıştı ama Demba Ba'nın açıklamasında bu iddiayla ilgili net bir ifadenin kullanılmaması da dikkatten kaçmamıştı. İddianın aslı her ne olursa olsun Türkiye'de spor camiasının olabildiğince seküler olduğu ve dolayısıyla dini-İslami çağrışımlardan rahatsızlık duyan bir kitlenin ve bunu besleyen bir zeminin varlığı da aşikar.

Nitekim geçtiğimiz günlerde Giresunspor - Ankara Keçiörengücü maçında ezan okunurken maça iftar arası verilmesi ve belirli kesimlerin hazımsızlığı bu bağlamda gündem olmuştu.

Türkiye’de diğer birçok alanda olduğu gibi spor alanında da seküler zihniyetin hakimiyetinden bahsedilebilir. Hatta resmi ideolojik tortularla devletin uzunca bir süre spora en temelde toplumu sekülerize etme bağlamında değer atfettiği bile söylenebilir. Yeşil sahalarda gol sevinci sonrası secdeye kapanan futbolcu görüntüsü gibi namazlı-niyazlı dindar oyuncu profili ve son zamanlarda da oruçlu futbolcu örneklerine karşı laik-seküler cenahtaki homurdanma ve tahammülsüzlüğü duyumsamamak mümkün mü?

Bir yandan İngiliz Leicester City takımının oruçlu futbolcusu Fofana ve ona saygısıyla göz dolduran takımın menajeri Brendan Rodgers örneği, bir yandan da halkı Müslüman Türkiye’de Ramazan’ı, orucu, iftar vakitlerini dikkate almayan maç saatleri…

TFF, nihayet Süper Lig'in 37. haftasında ve TFF 1. Lig'in 32. haftasında oynanacak maçların başlama saatini 19.00'dan 20.30'a aldığını duyurdu gerçi ama bu olumlu düzenlemede neden gecikme yaşandığının izahı sanırız yapılamayacak. Çünkü resmi ideolojinin hayatın tüm ünitelerini dinden imandan arındırma, sekülerize etme misyonuyla yüzleşmek kolay değil. Şuan ki siyasi iklim içerisinde gelişen bu gecikmeli düzenlemeler bu nedenle olumlu olmakla birlikte istikrarlı bir dönüşümün habercisi olmaktan uzak maalesef.  

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?