Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam
Oruç bize neyi öğretiyor?
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı bizi birçok açıdan tefekküre sevk ediyor.
Arınma ve ibadet ayı olan Ramazan'ın idraki, bizatihi ibadetler hakkında düşünmeyi beraberinde getiriyor.
Özellikle orucun faydaları bahsi bağlamında gündemimize gelen bu konu üzerine mütemadiyen daha fazla zihni mesai harcamaya ihtiyacımız olsak gerek.
İnsanoğlunun yaratılış sebebi olarak ibadetin keyfiyeti varoluşumuzun anlamlandırılması adına hayati bir önem ifade ediyor.
Bu bağlamda, yalnızca faydaları üzerine kafa yormak dahi keyfiyetini idrak etmemize büyük katkı sağlayacaktır.
Peki, insanoğlu ibadetin faydalarını tam manasıyla bilebilir mi?
Şüphesiz, her şeyin en doğrusunu ve tamamını Allah bilir.
Biz ancak bilebildiğimiz kadarı üzerine konuşabilir, o kadarıyla iktifa ederek düşünebiliriz.
Orucun faydalarıyla ilgili toplumda "ihtiyaç sahiplerinin durumunu anlama ve yardımlaşmaya yöneltme" diye yaygın bir açıklama var.
Rasûlullâh'ın sıhhat bulmamıza yaradığını işaret ettiği orucun "kötülüklerden sakındırdığı" vahiyle bildiriliyor.
Oruç, aynı zamanda insana sabretmeyi öğretir ve nefsini terbiye eder.
Bildiğimiz bu faydalarının dışında bilmediğimiz, hatırlamadığımız başka faydaları da vardır.
Faydalarının yanı sıra, oruç ibadetinin bir amel olarak varlığı, başlı başına bize İslam'ın yalnızca bir öğretiden ibaret olmadığını gösteriyor.
Yani, ihtiyaç sahiplerinin durumu anlatılıp yardımlaşmanın önemi vazedilip kendi haline bırakılmıyor Müslüman.
Ya da kötülükler açıklanıp bunlardan uzak durulması söylenmiyor sadece.
Diyet yapmanın sağlığa faydalı olduğu öğütlenmiyor.
Nefsin terbiyesi ve sabır emredilmiyor.
Bunların tamamı ve daha fazlası için bir pratik ortaya konması talep ediliyor.
İslam, insanın yalnızca bilincine hitap etmiyor.
İslam, modern insanın eğilimli olduğu gibi doğruya, iyiye ve mutluluğa eğitim ve bilgilenme yoluyla ulaşabileceği düşüncesinden uzaktır.
Bilgiyi hissedemeyiz.
İbadet insanın kalbine dokunur.