Ortadoğuyu Nasıl Bir Gelecek Bekliyor? Paneli

Özgür-Der'in aylık olarak düzenlediği panellerin bu ayki konusu "Ortadoğu'yu Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?" idi.

HAKSÖZ-HABER

Özgür-Der'in aylık olarak düzenlediği panellerin bu ayki konusu "Ortadoğu'yu Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?" idi. "Ortadoğu'da Ne/Neden Yaşandı?" üst başlıklı panellerinin sonuncusu Hamza Türkmen, Murat Özer ve Mehmet Alagöz’ün sunumlarıyla gerçekleştirildi.

Mehmet Alagöz panelinin amacının öncelikle perspektif belirlemeye dönük olduğunu vurguladı. Ortadoğu İntifadalarının arka planının, bir öncesinin olduğunu söyleyen Alagöz, bu bağlamda Irak işgalinden bahsetti. Bu işgalin bize birtakım dersler vermesi gerektiğini belirtirken Müslümanların parçalanmışlığının işgal gerçeği ile bariz hale geldiğini belirtti.

"İntifadalara nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. İyimser bakarsanız Müslümanların koşullarının iyileştiğini görürsünüz." diyen Alagöz, sözü ilk olarak Hamza Türkmen'e verdi.

Müslümanların Gelecek Tasarımı

Sözlerine "Gelecek Tasarımlarımız Nedir?", "20. yüzyılda gelecek beklentilerimiz neydi?" soruları ile başlayan Hamza Türkmen, bu sorulara cevap ararken sahih bir tevekkül anlayışının önemine değindi. Konuşmasında değindiği hususlar özetle şunlardı:

- Gaye konusunda mutlak bilgi sahibi ancak Allah'tır. Bizim ancak buna tevekkül etmemiz lazım.

- Gelecek tasarımımızın hesaplanabilir olması gerekmekte. Vahiyle bütünleşen, kısa ve orta vadeli olması, tasarımın diğer özelliklerinden olmalı. Bu tasarım bugünden inşa edilmelidir.

- Ümmet olarak içi çürüme yaşadık ve dış kuşatmaya maruz kaldık. Bütün coğrafyamız işgal edildi. Cetvelle çizilen sınırlar, yapay ülkeler ortaya çıkardı.

- Tüm bu süreçte Müslümanların gelecek tasarısı İttihad-ı İslam'dı. Bu yönde çalışmalar, faaliyetler yapıldı. Ancak bu çabalar akim kaldı.

- Mevdudi, Takiyuddin en-Nebhani gibi alimlerin hilafet isteği bir slogan olsa da mücadele azmi aşıladı. Bu istekler, sünnetullaha uygun, gelecek tasarımı olan projeler değildi.

- Bu meyanda Seyyid Kutup'un "Öncü Nesil" düşüncesi derinleşemedi, fıkhedilemedi. İhvan bu düşünceyi temel alarak strateji geliştirdi.

- Tüm ıslah çalışmaları şüphesiz ki bir birikim oluşturdu.

- 20. yüzyılda yazılan İslami eserlerin ortak olarak iki zaafa sahip olduğu söylenebilir: Bu eserlerde toplumsal şahitlik/şehadet meselesine yeterince değinilmemiştir. İkinci olarak nimeti kaybetmiş, yetim bir ümmetin şartlarına uygun çözümler üretilmemiştir. Mesela sistem içi araçların kullanımına dair bir fıkıh geliştirilememiştir.

Gelecek Tasarımı İle İlgili Çalışmalar

- İslam ümmetinin gelecek ile ilgili çalışmaları çok geç başlamıştır. Bir iki faaliyet dışında çalışmanın olmaması dikkate değer.

- Çalışmanın olmaması dolayısı ile söylemler hamasi ve ütopiktir. Bu konuda çalışma sorumluluğumuz var.

- İran'da inkılap gerçekleştirenlerde bir gelecek tasavvuruna sahipti. Bu tasavvur devrim ihracıydı. Aceleci bir karaktere sahipti. Geçen 34 yıl ise bu tasavvurun hezimete dönüştüğünü bizlere gösterdi.

- İslami uyanışımıza katkı sağlayan kitaplar, devrim öncesine aittir. Devrim sonrası faydalandığımız tek bir kitap dahi yoktur. Bu devrimin hezimetini gösterir.

- Bir başka gelecek tasavvuru da Necmettin Erbakan'ın D-8 projesiydi. Ancak bu proje ulus-devlet olarak bir şeyler yapabilir mi çabasıydı.

- Sosyal inşa geleneğini yaşatmaya çalışanlar daima oldu. Büyük bedeller ödediler. Tunus'ta 40 bin tutuklunun 30 bininin Nahda'dandı. Libya'da Kaddafi döneminde 45 bin Müslüman kaybedildi.

- Büyük zulümler söz konusu olmasına rağmen insanlar saf değiştirmedi.

Gelecek Tasavvurunda Aşamalar

Tasavvurumuzda 3 aşama olmalıdır:

1- Diktatörler, despotik rejimler geriletilmeli, yıkılmalıdır.

2- Elde edilen kazanımlar korunmalıdır.

3- Modelleşmeli.

Hamza Türkmen'den sonra sözü alan Haksöz Dergisi Yazarı ve İmkander Başkanı Murat Özer, özetle şunlara değindi:

- Ümmet coğrafyasında uygulanan Batılılaşma politikalarının en başarılısı Türkiye'dekidir. Diğerlerinden en önemli farkımız Arapça dolayısıyla Kur'an ile irtibatımızın koparılması olmuştur. Diğer halkların anadili Arapça olduğundan Kur'an ile bağlantı daima olmuştur.

- Sistem içi ve sistem dışı çalışmalar konusunda ümmetin tecrübesi söz konusu. Mısır'da İhvan, hem sistem içi hem dışı çalışmış, her iki duruma uygun politikalar da gütmüştür.

- Ümmet mücadele metodunu el yordamı ile oluşturdu.

- Ortadoğu'da İntifada ile bütün çıkarlar, hesaplar, halkın iradesine tosladı. Batı aynı durumu Cezayir'de 90'lı yılların başında yaşadı, o dönemde 100 binden fazla Müslüman şehit edildi.

- Bu süreçte Hamas'ın direnişi, mücadele azmi noktasında katkı sağladı. Afganistan ve Irak direnişi, halklara direnç sağladı. ABD'nin de yenilebileceğini Müslümanlara gösterdi.

İntifadaların en önemli sonuçları şunlar olmuştur:

- Komploculuk çökmüştür.

- Müslüman coğrafyadaki intifadaların bileşenleri farklıdır ancak başat öğe İslami hareketlerdir. Hareket cami çıkışlıdır.

Bekleyen Tehlikeler

- Bu süreçte bizleri bekleyen tehlikeler söz konusu. Devrimlerin kaybedilmesi tehlikesi, bunlardan biri. Müteyakkız olunmalı. İlaveten tekfircilik de söz konusu. Sosyal bir bozukluk olan tekfircilğe karşı da dikkatli olunmalı.

- Ortadoğu'yu güzel günlerin beklediği konusunda ümitli olmalı, hem çok şükretmeli hem de çok daha fazla çalışmalıyız.

***

Program soru-cevap kısmıyla sona erdi.

Haber: Ali Ekber Konuk

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi