Ortadoğu İntifadasının Temel Dinamikleri Konuşuldu (VİDEO)

Özgür-Der, “Ortadoğu İntifadalarının Temel Dinamikleri” başlığıyla Ali Emiri Nikâh Salonu’nda bir panel düzenledi.

Özgür-Der’in 2012-2013 döneminde “Ortadoğu’da Ne-Neden Yaşandı?” ana başlıklı aylık panellerinin ilki gerçekleştirildi. “Ortadoğu İntifadasının Temel Dinamikleri” konulu panelde konuşmacılar Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve  Haksöz Dergisi yazarlarından Bahadır Kurbanoğlu idi.

Moderatör Bahattin Urlu’nun kısa giriş konuşmasından sonra sözü alan Rıdvan Kaya, sık sorulan bir soru olarak ayaklanmaların dinamiklerinin ne olduğuna verilecek cevabın ‘halk’ olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. İntifadaya dair önemli noktaların üzerinde duran Kaya, konuşmasında şunlara değindi:

“İntifadanın oluşumuna giden süreçte bölgeyi etkileyen bazı dönüm noktaları mevcut. Bunlara örnek olarak 6 gün savaşı verilebilir. İsrail karşısında savaşan Arap ülkeleri ağır bir hezimete uğramalarına rağmen hiçbirinde rejim değişikliği olmadı. İran devrimi de bölgeyi etkileyen bir diğer önemli olay. İlaveten Körfez Savaşı, Amerika’nın Irak’ı işgali gibi olaylar bölgede bir birikim oluşturdu. Ortadoğu’da hareketlilik tarih boyunca var oldu.

“Tetikleyici Yetersiz Değil”

İntifada konusu tartışılırken gündeme getirilen meselelerden biri tüm bu olayların başlatıcısının Tunuslu seyyar satıcı olan Boazizi’nin kendini yakmasının olamayacağı söylemidir. Bu olayın tüm intifada dalgasını tetikleyemeyeceğini düşünen bu bakış açısı şu hususları düşünmeli: İran Devrimi’ni görünürde basit bir olay ile başlamadı mı? Ya da 1. Dünya Savaşı’nı başlatan zahiri sebep de bu bakış açısı ile yetersiz değil mi?

“İntifadalar Şartlara Göre Farklılık Gösterir”

Atlanmaması gereken önemli bir husus ise intifadaların farklılığı. Ayaklanmaların yaşandığı ülkeler arasında elbette bazı farklılıklar mevcut. Örnek olarak rejimlerin halkları üzerinde uyguladıkları baskı politikalarının sertliği değişiklik gösterilebilir. Ayrıca Ordu-iktidar ilişkisi de farklılık arz eden bir başka husus.

'Tunus, Libya vs. Arap İradesi, Suriye Dış Güçlerin Oyunudur' Yalanı

İntifadaları karalayıcı söylemler Suriye’den sonra yaygınlaştı. Mısır, Tunus, Yemen, Libya intifadaları sahiplenilirken Suriye’den sonra film geriye sarıldı ve tüm intifadalar bu söyleme dâhil edildi. Bu söylem Hasan Nasrallah’ın 24 Ekim 2011 tarihli konuşmasında net olarak görülüyor. Nasrallah, Ortadoğu devrimlerini Arap iradesinin tezahürü olarak gördüklerini, tartışmalı tek hususun Suriye olduğunu belirtiyor.

İntifadalara dair 'ayaklanmaların yaşandığı ülkelerde ne değişti?’ sorusu soruluyor. Basit bir örnek olarak Tunus’ta 19 yıl hapis yatmış bir Nahda üyesinin şu an Başbakan olması verilebilir. Tunus denince kurulan cümlelerden biri daima bayanların sokakta dahi başörtülü gezememesidir. Ancak şimdi mecliste birçok başörtülü bacımız yer alıyor.

Tüm yaşananlar ile kaybeden statükodur. Bu Müslümanların lehine bir durumdur.”

“Rabb’imizin Müdahalesine İnanıyoruz”

Kaya’dan sonra sözü alan Bahadır Kurbanoğlu ise şunlara değindi:

“ Batılılar bu olaylara Arap Baharı ya da Yasemin Devrimi dedi. Biz de İntifada dedik. Bunda temel saik Ortadoğu da var olan tarihsel birikime atıf yapmak ve on yıllardır süren tecdit faaliyetlerini es geçmemektir.

Yaşanan her şey sosyo-politik ile, siyasi tahlil ile açıklanamaz. Biz, Rabbimizin tarihe müdahalesine iman ediyoruz.

Batının Analizi İntifadayı Çürütür mü?

Bizdeki komplocu kesimin başvuru kaynağı olan Batılı analistlerin makalelerini incelediğimizde şu noktalar göze çarpıyor:

-'İhvan’dan neden korkmalıyız?' ya da 'Neden korkmamalıyız?' sorusu soruluyor. Hepsi de başa gelen yönetimlerin İslami olduğunda hemfikir. Olayların arkasında halkın olduğu hususunda şüphe etmiyorlar.

Özellikle Suriye meselesinden sonra yorumların seyri değişti. Bu seyri de İrancı kesim belirledi. Bunlar İhvan’ın Ömer Süleyman ile 2 saat görüşmesi üzerine ‘müzakere ile devrim mi olur’ şayiasını yaymaya çalıştılar. İddialarını yalan haberler üzerine bina ediyorlar.

Unutmamamız gereken önemli bir husus da şudur: Bu ülkelerden tek başlarına kahramanlık bekleyemeyiz. Önce devrimleri tahfif ediliyordu, şimdi ise abartılı beklentiler içine giriliyor.

“Temel Saik Açlık Olsaydı Afrika Ayaklanırdı”

İntifadanın temel saikini yoksulluk olarak belirleyen yaklaşım yanlıştır. Doğru olsaydı bugün Afrika’da açlıktan bitap düşmüş insanların fotoğraflarına bakıyor olmazdık. Örnek vermek gerekirse Filistin'de, Hamas başa geldikten sonra kaynak yetersizliğinden dolayı halkın ekonomik durumu bozuldu. Ancak Hamas halk tarafından sahiplenilen bir örgüt olmaktan çıkmadı.

Olayları Batı endeksli açıklayan yorumlara sıkça şahit olduk. Sormak lazım, Tunus'ta Boazizi'nin kendini para için yaktığı ya da İslam coğrafyasında milyonların meydanlara para için indiği ve bu meydanlarda para için şehid olduğunu söylenebilir mi? Olayları böyle açıklamak açıkça zuldür."

Program soru-cevap kısmından sonra sona erdi.

Haksöz Haber – Ali Ekber Konuk

Fotoğraf – Emine Nur Çakır

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi