Kenan Kıran / VAKİT
Antalya'da Alparslan Arslan isimli işadamı, sanık statüsündeki Saldıray Berk'i korumak, kollamak ve kollamaya teşebbüs etmekten dolayı Işık Koşaner ve görev emrinin altına imza atmış bütün sorumlulardan davacı oldu. Arslan, dilekçesinde, Işık Koşaner'in Saldıray Berk'i ne amaçla ve neden süresiz görevlendirdiğinin açıklanmasını istedi. Serik Cumhuriyet Savcılığı, Arslan'ın dilekçesini Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Saldıray Berk, Erzurum'da yürütülen Ergenekon davasının 5. duruşmasına da süresiz görevlendirme yapıldığı için katılmadı.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner'in, Ergenekon davası kapsamında sanık olduğu dava kapsamında Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çağrılan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'i süresiz görevlendirerek koruması, yargıya taşındı.
Antalya'da Alparslan Arslan isimli işadamı, sanık statüsündeki Saldıray Berk'i korumak, kollamak ve kollamaya teşebbüs etmekten dolayı Işık Koşaner ve görev emrinin altına imza atmış bütün sorumlulardan davacı oldu. Arslan, dilekçesinde, mahkemece hakkında bir suç isnat edilen kişiye görev emri vermenin, ülke menfaatleri açısından şüphe uyandırdığına dikkat çekildi ve Saldıray Berk'i ne amaçla ve neden süresiz görevlendirdiğinin açıklanmasını istedi.
Alpaslan Arslan, dilekçesini Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere Serik Cumhuriyet Savcılığı'na verdi. Serik Cumhuriyet Savcılığı da, söz konusu dilekçeyi kabul etti.
Saldıray Berk, Erzurum'da yürütülen Ergenekon davasının 5. duruşmasına da katılmadı.
İŞTE O DİLEKÇE
Alparslan Arslan'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Orgeneral Işık Koşaner hakkında şikâyet dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
"Erzurum'da görülmekte olan Ergenekon davasında mahkemeye çağrılan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'e süresiz olarak görev verdiğiniz tarafınızca açıklanmış ama ne görev verdiğiniz, askeriyenin her şeyi süreli ve planlı olmasına rağmen neden süresiz olduğu ve ne amaçla görevlendirdiğiniz açıklanmamıştır.
Mahkemece hakkında bir suç isnat edilen kişiye rütbesi ve görevi ne olursa olsun görev emri vermek, ülke menfaatleri açısından şüphe uyandırmaktadır.
Belki de isnat edilen suç bu görevi icra etmesine mani teşkil edecek bir suç olabilir. TSK'da hangi görev vardır ki bir suçtan daha önemli olabilir?
Hangi görev vardır ki; TSK da bu görevi yapacak başka bir kişi bulunamaz?
Ya isnat edilen suç aldığı görevi nakzedecek, olumsuzlayacak, yok saydıracak butlan bir görevse. Bir gün yargılanıp suçlu olduğu ispatlanırsa,şu anda yapmış olduğu görevin geçerliliğine kim kefil olacaktır. Görevi geçersiz kabul edilirse sorumluluğu kim üstlenecektir.
Sanık statüsündeki bir kişiyi korumak ve kollamak ya da kollamaya teşebbüs etmekten dolayı Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner'den ve bu görev emrinin altına imza atmış bütün sorumlulardan davacıyım.
Ayrıca Bilgi Edinme Yasası'na istinaden görevli komutana ne görev verildiğini de tarafıma yazılı olarak bildirilmesini ve yukarda belirtmiş olduğum görevli veya görevliler hakkında gerekli her ne işlem varsa yapılmasını saygılarımla arz ederim."
1 NUMARALI SANIK, HAKKINDA 15 YIL HANPİS İSTENİYOR
3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Erzincan'da yürütülen Ergenekon soruşturması iddianamesinde 1 numaralı sanık…
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanarak, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan ve mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, silahlı terör örgütünün lideri olarak gösteriliyor.
Orgeneral Berk, 'Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, tehdit, resmî belgede sahtecilik, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek'le suçlanıyor.
Orgeneral Saldıray Berk'in, hazırlanan iddianamede hakkında silahlı terör örgütü kurmak (TCK'nın 314/2), 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 5, TCK'nın 53 ve 58-9 maddeleri uyarınca 15 yıla kadar hapis cezası ve kamu haklarından yoksun bırakılması isteniyor.
İddianamede, TCK'nın 314. maddesinde yer alan silahlı örgüt kurmak, üye olmak, yönetmek suçlarının Askerî Ceza Kanunu'nda askerî suç olarak düzenlenmediği ve hiçbir şekilde askerî suça dönüştürülmediğine vurgu yapıldı.