Hür Dava Partisi'nden 'Laiklik' Konusunda Kahraman'a Destek Geldi
Darbe davasından sözüm ona “temiz” bir şekilde çıktılar ya…
Cüretleri bine katlandı.
Bundan sonra istediklerini yapabileceklerini zannediyorlar!..
“Darbe girişimi” suç değilmiş (!) artık!..
Akılları sıra…
Darbe yapabilirlerse becermiş olacaklar, yapamazlarsa yine denemiş, yine, yine denemiş olacaklar, becerene kadar.
Son vakitlerde sosyal medyada “ORDU göreve” pankartları asma işine “tekrar” ağırlık verdiler,
Ordu’muz görevini yapmıyormuş gibi.
•
Biraz dikkat kesilince gördüm ki; “Ordu göreve” mevzuunu başlatan “Paralelciler.”
“Orduya kumpas” dendi ya, kumpası kuran da, bu kumpas üzerinden propaganda yapan da paralel yapı.
Bir kumpas üzerinden, bir de “Çözüm Süreci” üzerinden.
Bu yapının Türk Silahlı Kuvvetleri’nde de uzantıları var.
Daha önce de yazdık, çok sayıda değil ama önemli sayılabilecek mevkilerde varlar.
Tespit edilenler bir yana, kendilerini gizlemek için “Okyanus Ötesi”nden“ruhsat almış” olanlara karşı da özel yöntemler kullanmak gerekiyor.
Bunlarda içki ruhsatı var, zina ruhsatı var; dans mans bunların inancına göre “sevap” bile!..
Geçtiğimiz günlerde çok üst düzey bir TSK mensubu ile konuştum;
“Birçoğu tespit edilmiş durumda. Yasal süreç işliyor. Askeri Savcılık konuyu yakından takip ediyor.
Dışarıda kendilerini kamufle etmeleri daha kolay olabilir ama bizim öyle bir takip sistemimiz vardır ki kurtulmaları çok zor!” dedi.
Tahmin ederim, bu yazıyı okuyan kimi TSK mensubu paralelciler gülüyorlardır, “Çok zormuş!” filan diye.
Tekrar edeyim; paralel yapı Askeriye’de çok güçlü değil ama görmezden gelmek de büyük hata olur.
Son derece kritik bir nokta:
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının birbirlerine yüzde yüz güven duyması gerekir, düşmandan koruduğunuz sırtınızı silah arkadaşınıza da dönemeyecek hale geldiniz mi fena.
•
Efendim;
Darbe davası “beraatle” sonuçlandı ya…
Bir soru sorayım:
Darbe teşebbüsünde bulunanlar, darbe yanlıları, darbeciler vesaire…
Sizce paralelcilere mi yoksa Recep Tayyip Erdoğan’ı mı daha çok kızarlar.
Paralelcilere mi, Ak Parti’ye mi?
Bunların paralelcilere fazla bozulduklarını sanmayız.
Biliyorlar ki, paralel yapının tabanı yok.
Kumpas kurarlar, rahatsızlık verirler ama sonuç alamazlar.
Recep Tayyip Erdoğan ruhu ise “milleti” temsil ediyor.
Milletin bağrında karşılığı var, darbe yapsanız da, günün birinde ortaya çıkıyor ve sandık yoluyla iktidara geliyor.
Darbeci millet düşmanıdır, milletin değerlerinin düşmanıdır.
Paralel yapı milleti temsil etmiyor, milletin değerleri onun için istismar vasıtası, amaca ulaşmak için her yol meşru!..
Recep Tayyip Erdoğan ruhunun milletteki karşılığını defalarca test etti bu ülke.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün “karşıtları” bir araya geldiği, bütün şer odakları iftiranın her çeşidine müracaat ettiği halde, yüzde 52 oranında oy alması milletin yönünü ortaya koyuyor.
Bu konuda en ufak bir tereddüt yok.
“Ak yürekleri” yönetimden indirebilmenin iki yolu var, bunlar deneniyor.
Bu yollardan ilki ve en etkilisi, “Ak Camia’yı bölebilmek.”
Bunu yapabilirlerse, “koalisyon” modellerini hayata geçirmiş olacaklar.
(Hatırlayınız, 7 Haziran’dan sonra ne koalisyon hesapları yapılmıştı birtakım “AK Partili”lerin de “göz kırptığı!”)
İkincisi, bir “darbe” olabilir mi?
Bunu ciddi ciddi arıyorlar.
Olabilir mi?
Çok, çok, çok, çok, çok zor.
Pek ihtimal vermiyoruz, şu anki Askeri yönetim de demokrasiye bağlı.
Bu böyle olmakla birlikte…
Önümüzdeki süreçte, Askeriye’den birilerinin çıkıp “disiplin”e aykırı açıklamalar yapabileceğine dair sinyaller geliyor.
Bu olduğunda, faillere “paralel damgası” anında vurulacaktır, bundan dolayı o “gaza getirilenleri” de uyarmış olalım, bu yollar yol değil.
TSK yönetimi çok dikkatli, bu dikkati daha da artırmanın hiçbir zararı yok.
Öte yandan, şu 28 Şubat davası da çok önemli.
Budapeşte kahramanı Mesut Yılmaz, “28 Şubat davasından sonuç çıkmaz!” dedi ya son olarak.
Böyle olursa, “darbe girişimi” mevzuunda, yeni ve çok tehlikeli bir içtihat gelmiş olur.
Yargıdaki demokrat dostlarımızın bu süreci yakından takip etmesinde büyük fayda var.
28 Şubat unutuldu mu ne!
Yeni Akit