HAKSÖZ-HABER
Taraf’ın karanlık ve kirli bilgiler uzmanı köşe yazarı Emre Uslu bugünkü köşe yazsısında İHH hakkında dillendirdiği dedikodularla hepten çirkinleşmiş! “El Nusra’yı kim destekliyor” başlıklı yazısında “söylentiler” ve “iddialar“ üzerinden İHH aleyhine yoğun bir dezenformasyona girişmiş.
Mantık ortada: Çamur at, izi kalsın!
Bu kişi bu çirkinliği sürekli yapıyor. Sürekli biçimde dedikodu mahiyeti taşıyan lakırdıları ortalığa saçıp, sonra da ben sadece soru sordum, iddiaları dile getirdim türünden basit kurnazlıklara yelteniyor.
Hükümete olan kızgınlık, MİT alerjisi ve Ahmet Davutoğlu’na duyduğu düşmanlık bir insanı ancak bu kadar ölçüsüz ve de edepsiz kılar! Hükümete, MİT’e, Dışişleri’ne vuracağım diye Mavi Marmara’dan Nusra’ya kadar bir dizi konuda resmen ortalığı kirleten bu kişinin İslami kuruluşları ve Suriye direnişini töhmet altına almak gibi zalimane bir tutum izlediği görülüyor.
Enteresan olan şu ki, Emre Uslu kamuoyunda Fethullah Gülen cemaatine yakın bir isim olarak bilinmekte. Yazdığı konular, gündemleştirdiği veriler de bir biçimde bu gruba mal edilmekte. Örneğin bu kişinin Mavi Marmara takıntısı ister istemez bu konuya ilişkin Fethullah Hoca cemaatinin pozisyonunu hatırlatıyor ve ortaya gayet olumsuz sonuçlar çıkıyor.
Bu noktada Fethullah Gülen cemaati bu kişiye ilişkin kamuoyunda oluşan algıyı değerlendirip, tutum belirlemeli. Bu kişiyle alakamız yok deniyorsa bu net biçimde ifade edilmeli. Aksi durumda ortaya çıkan manzara kaçınılmaz olarak sorumluluğunu üstlenmeyip, yazdıklarından istifade etme tavrı olarak algılanmaya müsait olacaktır. Hiç şüphesiz “istemem yan cebime koy” mantığı iyi bir mantık değildir. Eğer Emre Uslu gerçekten cemaat bağlılığıyla değil de, bu çirkinlikleri kendi şahsi hesapları için icra ediyorsa ve belki de bu tür çabalarla ayrıştırma, fitne olgusunu derinleştirmeyi hedefliyorsa Fethullah Gülen cemaatinin yetkililerinin burada net ve ikirciksiz bir tutum geliştirmeleri şarttır.
***
Emre Uslu’nun bugünkü yazısı:
El Nusra’yı kim destekliyor
Emre Uslu / Taraf
Mavi Marmara olayı ve arkasından Türkiye’nin kucağında bulduğu sorunlar yumağını hatırlayın. Ne elde ettik? Kocaman bir sıfır. Bugün Türkiye Başbakanı Gazze’ye bile gidemeyecek hâle geldiyse bu süreç Mavi Marmara olayıyla başladı. Kim vardı Mavi Marmara olayının arkasında? Çatışma bölgelerinde boy gösteren bir “yardım kuruluşu” ile onunla dirsek temasında bulunan MİT.
MİT’in Mavi Marmara olayını durdurabileceğini sağır sultan bile biliyor. Ama durdurmadı. Türkiye’nin her hâlükârda kaybedip, süreçten İran’ın kazanacağı gün gibi ortadayken MİT Mavi Marmara organizasyonuna neden engel olmadı? Başbakan ve çevresi Türkiye’nin imajının ve AKP’nin giderek “İslamcılaştığı algısının” kaynağını merak ediyorsa Mavi Marmara olayı ve sonrasındaki tüm kritik kaybedişlerde kimlerin parmağının olduğuna baksınlar.
Esas soru şu: Bizim kaybettiğimiz tüm noktalarda İran ve onun destekçilerinin kazanması tesadüf mü? Alın, Suriye örneğine bir kez daha bakalım.
Obama Suriye’ye müdahale kararı aldığında ABD ordusu ve Batı kamuoyu ne diye itiraz etti? “El Kaide için Esad’a karşı savaşmayacağız.”
Batı Esad’ı vursak Suriye’deki El Kaide (Nusra Cephesi) güçlenir diye müdahale etmedi.
Peki, El Nusra’yı kim destekliyor?
İnkâr edilse de MİT’in desteklediğini herkes konuşuyor. Bu desteğin Mavi Marmara’yı organize eden örgüt üzerinden verildiği de iddialar arasında.
Şimdi sorularla gidelim:
Mavi Marmara olayını organize eden örgütün Suriye’de El-Nusra cephesiyle ilişkisi var mı? Bu ilişkiyi MİT bilip destek veriyor mu? Bunlara maddi imkân ve silah temini bu örgüt üzerinden mi sağlanıyor?
Bilindiği gibi Suriye’de etkin olan birçok yardım kuruluşu var. Bu kuruluşların çoğu halktan topladığı yardımları taşıyor. Peki, bu kuruluşlardan bazılarına devletin kasasından yardımlar/ paralar aktarılıyor mu? Örneğin Mavi Marmara olayını organize eden o kuruluşa hangi birimlerden kimlere aktarılıyor bu paralar?
İddialara göre İHH devlet kasasından bölgeye yardım taşıyor. Bu doğru mudur? Devlet kasasından yapılan bu yardımları denetleyen bir kurum var mıdır?
MİT’in, şimdilerde ne kadar yalanlasa da El-Nusra Cephesi üzerinden PYD’ye karşı mücadele ediyorum söylemini canlı tutmak için olsa gerek uzun bir müddet İHH üzerinden personel, silah ve büyük miktarda para yardımı yaptığı iddiası doğru mudur?
Bu tuhaf ilişki sonucunda Türkiye ve hükümet, Batı tarafından El-Nusra ve Irak Şam İslam devletine (El-Kaide) yardım etmekle itham olunan bir devlet hâline getirildi. Türkiye’nin güveni sarsıldı. Bu nedenle de Batı kamuoyunda yükselen soru şu: “Bölge Kürtlere (PKK) mi bırakılsaydı?” Bu mesajı alan Salih Müslim Erdoğan’a sert mesajlar göndererek, “Bir yandan bizimle görüşüyor öbür yandan itlerini çakallarını üstümüze gönderiyorsun” dedi. Böylece Batı kamuoyuna El-Kaide’ye yardım eden Türklere değil bize destek verin mesajı verdi. Erdoğan hükümetini bu duruma kim düşürdü?
Bir taraftan Suriye deki muhaliflere “Esad’a karşı birlikte savaşacağız” denirken, diğer taraftan PYD ye “Suriye’de özerklik ilan ederseniz tanıyacağız” dendi. Bu durum Suriye deki muhalifler nezdinde kredimizin kaybolmasına neden oldu. Muhalifler şunu söylüyor. Türkiye hem bizimle iş tutuyor hem de karşı durduğumuz PYD ile. El-Nusra’ya destek vererek Batı nezdinde durumumuzu zayıflatıyor. El-Nusra güçlendikçe Batı bizden desteğini çekiyor, Esad’a destek verdiğimiz için düşmanımız olan PYD’ye yanaşıyor. Türkiye kime hizmet ediyor?
Türkiye’nin El-Nusra’yı desteklemesi de, Mavi Marmara olayı da, Mısır’da İhvan’a “İran’a gidin” telkini de Türkiye’nin işine yaramadı. Hep İran’ın işine yaradı.
Türkiye İran’ın bölgedeki en güçlü müttefiki görüntüsü nedeniyle Sünni dünyada da güven kaybetti. Sonuçları itibariyle İran’ın işine yarayan tüm operasyonları aynı kişi, kurum ve ekiplerin yapması, vizyonsuzluk mu, tesadüf mü?
Suriye’de El-Nusra’ya verilen destek Esad’a mı yoksa muhaliflere mi yarıyor? O hâlde bu destek neden veriliyor?