Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Müzelerden yoruldun ama
Sen nakışlara dokun deli çehreli çocuk
Az bir yolun kalır nakkaşlara
Rahmetli Cahit Zarifoğlu, “Sevemedik Müzeleri” isimli şiirinde müzenin Müslümanlar için ne anlam ifade etmediğini(!) çok başarılı bir şekilde anlatır. Müze tarihin ve insanların kayıt altına alınarak “ölümsüzleştirilmeye” çalışıldığı seküler aklın ürünü olduğu her halinden belli olan akıl dışı bir fanteziden başka bir şey değil…
Modernliğin seküler kutsal inşa etme fabrikaları misali iş gören müzelerden bir şeyler öğrenmek mümkündür ancak bu durum da ruhsuz ve gerçek dışı bir muhtevaya sahip oldukları hakikatini değiştirmez.
T24 yazarı Murat Sabuncu, İstanbul Kasımpaşa’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adını taşıyan bir müze kurulacağını yazdı. Sabuncu’nun aktardığına göre hedef, müzeyi seçim öncesine yetiştirmek.
Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi kişi kültü. Mustafa Kemal soyisminden de anlaşılacağı üzere kültleştirilen “ata” olarak Türkiye toplumuna yarı-tanrı bir varlıkmışçasına yıllardır dayatılıyor. Her yerde heykelleri, isminin verildiği caddeler, okullar, kütüphaneler ve mirasının bir sonraki nesillere aktarılmasını sağlayan müzeleri mevcut! Anıtkabir zaten başlı başına bunun için var!
“Onların var bizim de olsun!” mantığıyla yapılan işler sadece ve sadece yozlaşmanın göstergesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzesini yapmaktan kimin eline ne geçecek? Sadece onun daha fazla kültleştirilmesine ve etrafındaki dalkavuk sürüsünün artmasına sebep olacak!
Eğer ki doğruysa Türkiye’nin sorunlarının çözümüne hiçbir katkı sunmayan bu tarz işleri birileri “reisçiliğini” göstermek için yapıyor olabilir ama seçim yatırımı olarak düşünüldüğü anlaşılan bu iş en çok Erdoğan’a zarar verir!
Bizler dünya hayatının geçici olduğu bilincindeki varlıklarız. Yeryüzünde ismimiz yaptığımız hayırlı işler ve hayırlı nesillerin gelişmesine sağladığımız katkı oranında var olacak. Bundan ötesi dünyanın kiri pası… Zarifoğlu'nun aynı şiiriyle bitirelim:
Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla.