BAŞBAKAN Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e yönelik ‘Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz’ şeklindeki “one minute” çıkışının nedeni olan Hüda Galya, Star’a konuştu. 9 Haziran 2006’da bir plajda ailesiyle birlikte piknik yaparken İsrail füzelerinin hedefi olan 18 yaşındaki Galya, 15 kişilik ailesinden 7 kişiyi bu saldırıda kaybetti. Babası ve kardeşleri ile üvey annesi gözlerinin önünde şarapnel parçalarının hedefi olarak can veren Huda Galya, vahşetin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen o günü anlatırken hala gözleri doldu. Genç kız, yaşananları şöyle anlattı: “Sadece piknik yapıyorduk. Birden bombalar yağmaya başladı. Daha korunaklı bir yere geçtik. Ben, babam ve kardeşlerimin arkasındaydım; şarapnel parçaları onları vurdu, bana isabet etmedi. Olaydan sonra, her saniyesinin kabustu. Psikolojim altüst oldu. İlk hafta neredeyse hiç uyuyamadım. Sürekli kabuslar gördüm. 6 yıl geçti ama hala kabuslar görüyorum. Plaja her gidişimizde bu olayı yaşıyorum.”
Maddi destekler bir anda kesildi
Olayda ailesini kabettiğin 5 kardeşinin ise hala hayatta olduğunu anlatan Huda şöyle devam etti: “Zor günler geçirdik. Maddi destekler de aldık. Fakat Mahmut Abbas’ın manevi kızı olduğum yönünde söylentiler çıkınca gelen yardımlar kesildi. Tek isteğim, o saldırıda yaralanan ablamın iyi bir tedavi alması. Liseyi bitirdiğimde avukat olmak istiyorum. Çünkü insan haklarını savunmayı amaçlıyorum.”
Gazeteci olup zulmü anlatacağım
Gazze’nin simgelerinden olan bir başka genç de Hena Şelebi. 3 yıl önce İsrail yönetimi tarafından Batı Şeria’daki evinden alınan Şelebi, Cenin’deki el-Fari’a hapishanesine atıldı. Dayak yedi, işkence gördü. 2.5 kaldığı hapishaneden İsrailli er Gilad Şalit için yapılan esir takasıyla çıkabildi. Ancak hapisten çıktıktan 4 ay sonra tekrar tutuklandı. Ölüm orucuna başlayan Şelebi, eyleminin 44. gününde dünyadan gelen baskıların artmasıyla 1 Nisan’da serbest bırakıldı. Şelebi, Gazze’de, annesiyle birlikte yaşıyor ve tüm vaktini halen esir tutulan 4 bin Filistinli için aktivist olarak harcıyor. Cundi Meydanı’nda 24 saat eylem yapan esir ailelerinin yanından ayrılmayan Şelebi, yaşadıklarını şu cümlelere döktü: “Fiziki şiddetten ziyade psikolojik şiddet uyguluyorlar ve onun etkileri çok daha kötü oluyor. Siyasi tutuklular ya zafer ya ölüm diyerek grev yapıyor. Tek istedikleri, serbest bırakılmak ya da savaş esiri muamelesi görmek istiyorlar sadece. Hapisten çıktıktan sonra gazeteci olmaya karar verdim. Çünkü bu zulmü yaşayanların da sesini duyurmak istiyorum.”
STAR