HAKSÖZ-HABER
Adana’da ırkçı faşistlerin yeni bir provokasyonu yaşandı ve yine bir iftira tezgahı üzerinden kitleler Suriyelilerin üzerine sürüldü. Bu vicdansızlığı yapanlar her zamanki yalana sarıldılar. Suriyeli bir gencin 11 yaşında bir erkek çocuğunu taciz ettiği iddiası üzerine kışkırtılıp sokaklara döktükleri kitleleri Suriyelilerin mahallelerine, evlerine, arabalarına hücum ettirdiler. Olaylarda yaralananlar oldu.
Bu olayın da bir tezgah olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. Valilikten yapılan açıklamada şüphelinin Suriyeli değil, TC vatandaşı olduğu belirtildi. Kaldı ki; şüpheli Suriyeli bile olmuş olsaydı, bu azgınlığın ne ahlaki, ne hukuki, ne insani hiçbir izahının olmayacağı açıktı. Ne var ki; bilhassa sosyal medya üzerinden köpürtülen tahrikçi yayınlar ile Suriyeliler haksızlığa maruz kalırken, bu toplum bir kere daha kirletilmiş oldu.
İlginçtir, Türkiye’de Suriyeli düşmanlığı denilince akla gelen ilk isim olan Sinan Oğan’ın bu olay üzerine ‘yatıştırıcı’ rolüne soyunduğunu da gördük. Şu ifadeleri ile yerli Wilders güya sükûnet çağrısı yapmış görünüyor:
“Adana'da taciz iddiası üzerine "Adana ayakta" şeklinde sosyal medyadan çok sayıda yürüyüş ve isyan görüntüleri geliyor. Lütfen sükunet! Adana emniyeti gerekeni yapacaktır. Halkımızın ayaklanması ve kendi adaletini kendisinin sağlamaya kalkışması gibi bir şey söz konusu olamaz!”
Tabi sözlerinin arka planına bakıldığında “çok sayıda yürüyüş ve isyan görüntüleri”, “halkımızın ayaklanması ve kendi adaletini kendisinin sağlamaya kalkışması” ifadeleri dikkat çekmekte. Bu ifadelerin adeta provokasyonu haklı çıkartmaya ve linççi güruhların yaptıklarını sevimli göstermeye yönelik imalar içerdiği söylenebilir.
Hadi bunun zan olduğunu, niyet okuma çabasına girişmenin doğru olmayabileceğini kabul edelim! Peki, Sinan Oğan’ın uyarısının ne kadar samimiyet içerdiğini anlamak için daha önce yazdıklarına baktığımızda ne görüyoruz. ‘Sükunet’ çağrısı yaptığı mesajından bir önceki mesajı yerli Wilders’in samimiyetini göstermeye yeter! İşte bir önce yazdığı tweete baktığımızda aslında Adana’da harekete geçirilen linççi güruh gibi kitlelerin yerli Wilders tarafından nasıl da sistematik bir biçimde tahrik edildiğini net biçimde görmek mümkün:
“Suriyeliler ülkemizde vergi vermeden, Türk vatandaşlarına karşı haksız rekabete girişip her türlü işyeri açıp, hatta Taksicilik dahi yaparken gıkı çıkmayanlar 80 yaşındaki teyzenin tarlasında üretip sattığı tezgahına elkoyuyorlar... Vicdanınız kurusun sizin!”
Yaşlı bir kadının satmak için pazara getirdiği ürünlere el koyan zabıtaların vicdansızlığını halka şikayet ederken, yerli Wilders yine Suriyelileri hedef gösteriyor. Kim yaparsa yapsın, neyle ilgili olursa olsun hemen her olumsuzlukta, her yanlışta Suriyeli muhacirleri hedef gösterme tutumunu burada bir kez daha sergiliyor. Irkçılık ve muhacir düşmanlığı yangınına bu kez de zabıtanın zulmü üzerinden benzin döküyor.
Ve tüm bunları yapan o değilmiş gibi, sonra da çıkıp tahrik edilmiş, galeyan getirilmiş kitlelere güya sağduyu çağrısı yapıp, sükunet telkin ediyor! Bunun adı politik kurnazlık değil midir?