Önce despotluğu terkedin sonra halkın içine girin!

Ali İhsan Karahasanoğlu

CHP yeni açılımlar peşinde.

Genel başkan madene inip, yılbaşını orada kutluyor. Genel başkan yardımcısı, gecekonduya gidip, bağdaş kurup; ev sakinleri ile birlikte kahvaltı yapıyor.

Bunlar, CHP’nin kendini beğenmiş yöneticilerinin, akıllarına bile getirmedikleri faaliyetlerdi.

CHP’nin yeni yönetimi ise, halkla iç içe olacakları icraatlarla anılmak istiyor, bunun için de değişik bir profil çizmeye gayret sarfediyorlar.

Bugün bu profili vermek isteyen CHP, Cumhuriyetle aslında yaşıt bir parti. En başından beri, halka tepeden bakan bir parti.

Halkçıyız deseler de, bugüne kadar halktan yana tavır aldıklarını gören olmamıştır.

Hep devletten yanadırlar.

Hem de, halkına kucak açan devlet değil, “buyurgan devlet”ten yanadırlar.

Yasak derler, başka bir şey bilmezler.

Başörtü yasak.

Dindarlık yasak. Kur’an öğrenmek yasak. İmam hatip yasak.

Yasak oğlu yasak.

Şimdi bu politikalarını değiştirmek istiyorlar.

En azından, görüntüde de olsa, yasakçı çizgi ile anılmak istemiyorlar. Halkla sorunu olan bir parti profili çizmek istemiyorlar.

Oysa halkla sorunu olmayan profili, yıllardır veren bir siyasi çizgi var: Milli Görüş!

Milli Görüş çizgisindeki partiler ve bugünkü AK Parti bu çizginin mimarı.

Göstermelik değil. Öyle görüntü vermek için değil.

Gerçekten işçi ile beraberler. Gerçekten gecekonduda yaşayan insanlarımızla beraberler..

CHP’nin de bu çizgiyi izlemesinden rahatsızlık duyacak değiliz.

Ama samimiyet sorunu olmalı ki, çizgi bir noktadan patlak veriyor hemen!

Halka açılma faaliyetleri kapsamında, ailedeki hanımlara birer mektup gönderme projesini başlatan CHP Genel Başkanı, daha ilk adımda, büyük bir gafa imza atıyor.

İki çocuğunu kaybeden aile büyüğü bayana, “çocuklarınızla birlikte” şeklinde ifade içeren bir mektup gönderiyor!

Hata insanoğluna mahsustur. Küçük hataları büyütmek, güzel icraatlar için insanların şevkini kırmak tabii ki doğru değil.

Ama olaylara bir de, halkı aldatma noktasından bakmalıyız.

Halk aldatılmak isteniyorsa, bu “aldatma”nın ipuçlarını veren küçük hataları da masaya yatırmak zorundayız.

Sizler, binlerce aileye mektup yazıyorsanız, gerçekten bunun altyapısını kurmuş olmanız lazım.

“Bize altyapı lazım değil. Bize gerçekten ailelerin sorunları ile ilgilenmek lazım değil.Bize oy lazım. Binlerce aileye şablon mektubu yollarız.. Mektubun içinde birkaç ailenin özel konumuna uymayan ifadeler olsa da, diğer ailelerden gelecek oy, bize yeter de artar bile” diyorsanız, bu taktik boşa çıkar.

Kıracağınız bir pot, samimiyetsizliğinizi ortaya çıkartır.

Aynen, zorlama bir sosyallik görüntüsü ile, Fenerbahçe’nin santrafor futbolcusuna ziyarete gidip kendisine “kaleci” gafı yapılmasındaki gibi..

Yaşlılara ziyarette, küçüklere sevgi gösterisinde, kısacası halkla iç içe olmakta altyapınız yoksa, bu yolda yılların süzgecinden geçip olgunlaşan bir bakış açınız yoksa, yapmacık hareketleriniz, mutlaka sizi eleverir.

Yakalanırsınız hemen.

Şu ana kadar yaşanmadı ama, gittiğiniz gecekondudaki bir aile reisi pekala sorabilir size: “Ben ilköğretim çağındaki çocuğumu, Kur’an öğrenmeye niye gönderemiyorum?”

Ziyaret edilen ailelerin, önceden belirlenip, CHP çizgisindeki insanlardan seçilmesi, boşa düşürmesin CHP’li yöneticileri. Bu soru, halkın içinden gelen bir sorudur. Her an sorulabilir kendilerine.

CHP’ye oy veren aileler tarafından bile.

Başörtü yasağı konusunda, niçin fazla nazlı oldukları da sorulabilir. Birçok fakültedeki eski dönemden kalan dekanların, yasak uygulamasındaki despotluklarına, niçin tepki vermedikleri de sorulabilir.

Hazırlıklı olsun, CHP’li yöneticiler..

Sadece ziyaretle bitmiyor çünkü, bu işler.

Bir de, TBMM’deki faaliyetlerde, gecekonduya ziyaretin yansıması gerekir. Mesela, Tam Gün Yasası için, CHP’nin niçin Anayasa Mahkemesi’ne gittiği de, bir gün karşılarına çıkabilir.

Halkın içine girdiniz mi, her türlü sorunla karşılaşabilirsiniz artık.

Onun içindir ki, benim CHP’ye tavsiyem, önce TBMM’de halkla iç içe politikalar üretsinler. Düne kadar izledikleri politikaları terkettiklerini ispatlasınlar. Sonra halkın içine girmeye çalışsınlar.

Yoksa, mahcup olurlar!

YENİ AKİT