Suriye'de iki yıl önce kimyasal silahlarla düzenlenen ve bir gecede, çoğunluğu kadın ve çocuk yaklaşık bin 500 kişinin ölümüyle sonuçlanan Doğu Guta katliamı, o gecenin tanıklarının zihinlerinde tüm dehşetiyle canlılığını koruyor.
Suriye'de rejim güçlerinin, 2013 yılında, 20 Ağustos'u 21'ine bağlayan gece, başkent Şam'ın Doğu Gutabölgesine sarin gazıyla düzenlediği saldırıdan sağ kurtulanlar, tanık oldukları dehşeti AA muhabirine anlattı.
Doğu Guta'nın Zemelka bölgesinden Muhammed eş-Şami, gece yarısı henüz uyumadıkları bir sırada füzelerin seslerini duyduklarını ifade ederek, "İlk önce seslerin havan topuna ait olduğunu zannettik. Daha sonra sokaklardan 'kimyasal silah' çığlıklarını işittik. Herkes gazdan daha az etkilenmek için evlerinin çatısına çıktı. Evimize ulaşmadığı için şanslıydık" dedi.
"O gece ölüm bizi her yerden kuşatmıştı" diyen Şami, arkadaşlarıyla bölgedeki evlerin kapılarını çalarak dışarı çıkmaları için halkı uyardıklarını anlattı. Şami, "Kapısını çaldığımız bazı evlerden cevap gelmeyince pencereleri kırarak içeri girdik. Bazı evlerde, dışarı çıkma fırsatı bulamayan ailelerin bütün fertleriyle ölmüş olduğunu gördük" diye konuştu.
Şami, gazdan etkilenen bölge sakinlerinin hastaneye nakledildiğini ancak hastanelerin, binlerce yaralıya müdahalede yetersiz kaldığını kaydetti.
"Arkadaşlarımın hepsi ölmüştü"
Kimyasal katliamın görgü tanıklarından Suriyeli çocuk Ahmed Esma ise o gece yaşadıklarını şu sözlerle özetledi:
"Kenti bombaladılar, bizi hastaneye götürdüler. İyileşmeye başlayınca hastaneden çıkardılar. Kente döndüğümde arkadaşlarımın hepsinin ölmüş olduğunu öğrendim."
Doğu Guta sakinlerinden Ebu Addi ise gazın etkisini çok hızlı gösterdiğini ifade ederek, "Yüzlerce kişi ambulanslara nakiller sırasında can verdi. Bazıları ise sağlık merkezine ulaştığında yaşamını yitirdi" dedi.
Ebu Addi'nin oğlu de olay gecesini şöyle anlattı:
"Uyuyorduk, tuhaf bir koku etrafı sardı. İnsanların 'kalkın, kalkın, kimyasal silah' diye bağırışlarını duyduk. Yatağımızdan kalkıp evin çatısına çıktık. Düşüşü sırasında etrafı aydınlatan füzeler her yeri kaplamıştı. Annem bayıldı. Başımız dönmeye başladı. O sırada ambulanslar bizi sağlık merkezine götürdü." Suriyeli çocuk, hastanede kendine geldiğinde caminin hoparlörlerinden ölenlerin isimlerinin anons edildiğini işittiğini, yakınlarından üç kişinin ismini duyduğunu belirtti.
Suriye'de dört yılı aşkın süredir devam eden savaşta Esed rejimi, 2013'te 20 Ağustos'u 21'ine bağlayan gece, başkentin doğusundaki Guta bölgesine sarin gazıyla saldırmıştı. Saldırıya uykuda, savunmasız şekilde yakalanan halktan çoğu kadın ve çocuk yaklaşık bin 500 kişi hayatını kaybetmiş, 3 bin 600 kişi de zehirlenmişti. Esed rejiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kimyasal silah kullanımını yasaklayan Eylül 2013 tarihli kararından bu yana, 125 kez daha bu silahla saldırıda bulunduğu bildirildi.
Doğu Guta'da sivillere yönelik kimyasal silah saldırısına karşı herhangi bir yaptırım uygulanmaması, uluslarararası toplumun Suriye krizine yönelik tutumuyla ilgili eleştirilere de yol açmıştı.
ABD Başkanı Barack Obama, Ağustos 2012’de yaptığı açıklamada, Suriye yönetiminin kimyasal silah kullanmasını "aşılmaması gereken kırmızı çizgi" olarak gördüklerini söylemiş ve aksi halde askeri müdahale tehdidinde bulunmuştu. Ancak Suriye’de direnişçilerin bulunduğu bölgelerde yüzlerce kişinin ölmesine ve yaralanmasına yol açan kimyasal silah saldırıları düzenlenmesine karşın Obama, “kırmızı çizgiyi kendisinin değil uluslararası toplumun belirlediğini” söyleyerek, askeri müdahaleye yanaşmamıştı.