Olmert tam olarak ne söyledi?

Hakan Albayrak

Geçenlerde internet haber sitelerine şöyle bir haber düştü: “(İsrail Başbakanı) Olmert 'Büyük İsrail Projesi bitmiştir, artık böyle bir şey yok. Her kim böyle bir şeyi hâlâ söylerse kendini kandırır' dedi. Olmert, kendisinin Büyük İsrail Projesi'ni savunmadığını, İsraillilerin iki devletli bir yönetim istemiyorlarsa Batı Şeria'da ikamet eden halk ile bu bölgeyi paylaşmaları gerektiğini açıkladı.”

Haberi -daha doğrusu İsrail basınından yapılan tercümeyi- okuduğumda kafam karıştı.

Bildiğim kadarıyla Ehud Olmert iki devletli çözümden ve Batı Şeria'yı Filistin devletine bırakmaktan yanaydı, onun için de Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcileri belli bir tazminat karşılığında bölgeyi terk etmeye çağırıyordu.

Öyleyse “(Yahudi yerleşimcilerin) iki devletli bir yönetim istemiyorlarsa Batı Şeria'da ikamet eden halk ile bu bölgeyi paylaşmaları gerektiği” de nereden çıkmıştı?

Aradım, haberin orijinalini buldum.

İşin aslı şu:

“Arz-ı Mev'ud” yahut “Büyük İsrail” militanı Yahudiler Judea ve Samaria diye andıkları Batı Şeria topraklarından çekilmeyi büyük bir günah olarak görüyor ve bu toprakların İsrail'e resmen ilhak edilmesini istiyorlar.

Olmert ise, Batı Şeria'da çoğunluğu oluşturan ve gittikçe daha da çoğalan Filistinli nüfusunun (sayıları 1 milyonu geçen İsrail vatandaşı Filistinlilerle beraber) İsrail'i bir Yahudi devleti olmaktan çıkaracağı endişesini taşıyor.

Uluslararası camianın İsrail'e “geleceğin iki uluslu devleti” (Yahudilerle Filistinlilerin ortak devleti) nazarıyla baktığına dikkat çeken Olmert'e göre, böyle bir dayatmayla karşılaşmamak için bağımsız Filistin devletinin önünü bir an evvel açmak ve Batı Şeria'yı da o devlete bırakmak gerekiyor.

Şöyle diyor Olmert:

“Büyük İsrail bitmiştir. Yok artık öyle bir şey. Böyle laflar edenler ancak kendilerini kandırıyorlar. (…) Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar her yerin bizim olduğuna (ben de) inanırdım; zira bu toprakların her karışında Yahudi tarihinden izler var. Fakat yaşadığımız onca acı ve dehşetten sonra, bu toprakları burada yaşayan insanlarla bölüşmemiz (aramızda pay etmemiz) gerektiği sonucuna vardım; tabii, iki uluslu bir devlet olmak istemiyorsak.” (Kaynak: Jerusalem Post)

Yani, Olmert, yazının başında mezkûr haber tercümesinden çıkan sonuçtan farklı olarak, Batı Şeria'nın değil “Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar” uzanan toprakların paylaşılmasından söz ediyor ve “iki devlet” formülüne değil 'Yahudilerle Filistinlilerin eşitliği esasına dayanan tek devlet' formülüne karşı çıkıyor.

* * *

İsrailli gazeteci Uri Avneri'nin bundan yedi sene evvel yazdıklarını hatırlamanın tam zamanı:

“Filistinliler intifada sürecini tamamlayıp kurtuluş savaşı sürecine girdiler. Ne yazık ki generallerimiz ve dahî kamuoyumuz bu gerçekle yüzleşmeye yanaşmıyor. Filistinliler, savaşın sonuna kadar sürdürülmesi gerektiği, işgal bitmeden savaşın bitemeyeceği, anlamsız müzakereler için fiili mücadeleye bir daha ara verilmemesi gerektiği konusunda fikir birliğine vardılar. İsrailli generaller ise, tıpkı Vietnam ve Afganistan'da görev yapan Amerikalı ve Rus meslektaşları gibi, şiddetin kafi gelmediği yerde daha fazla şiddet kullanmaları gerektiğini düşünüyorlar. Bu aymazlık daha ne kadar devam edecek? Herhalde, yeterince kurban verilinceye (…) kadar. Çoktandır gündemde olması gereken çözüme ancak o zaman varılacak. Nedir o çözüm? İşgalin sona ermesi, Batı Şeria'nın tamamı ile Gazze şeridini kapsayan bağımsız Filistin devletinin kurulması, Yahudi yerleşimcilerin ve İsrail askerlerinin bölgeden çekilmesi…” (Kaynak: Die Tageszeitung)

Yeni Şafak gazetesi