"Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size dönük kalsın"

"Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz." (Yusuf- 9)

"Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz." (Yusuf- 9)

Babalarının Hz. Yusuf’a olan sevgisi gözlerinde giderek büyüyor ve onları Yusuf’u öldürmeyi -Allah’a şirk koşmanın ardından yeryüzündeki en büyük günah durumundaki bir eylemi gerçekleştirmeyi- düşünmeye sevkediyor:

“Yusuf’u ya öldürünüz ya da ıssız bir yere bırakınız.”

Aslında iki öneride bir anlamda aynı kapıya çıkmaktadır. Zira bir çocuğun ıssız ve yaşamdan eser bulunmayan bir yere bırakılıvermesi de, büyük bir ihtimalle onun ölümüyle sonuçlanacaktır… Gerekçesi nedir bu korkunç düşüncenin?

“O zaman babanızın rakipsiz sevgilileri olursunuz.”

Ama onlar babalarının yüreklerindeki sevgiye talipseler, Yusuf buna engel değil ki… Babaları sanki Yusuf’u artık göremediğinde, yüreğinde ona karşı beslediği sevgi de uçup gidecek ve tüm yüreğini böylelikle diğer oğullarına açacaktır!

FİZİLALİL KUR’AN

“Arkasından da tevbe eder, iyi kimseler olursunuz.”

İşte şeytan insanları böyle kandırmaktadır. İnsanlar öfkelendiklerinde, olayları değerlendirmedeki sağduyularını yitirdiklerinde şeytan, işte yüreklere böylesine kolayca sızabilmeyi başarmaktadır. İşte onların yüreklerindeki kıskançlık duygusunun giderek büyümesinin ardından şeytanın devreye girip onların iç dünyalarına sızarak, onlara akıl verdiğini görüyoruz; Onu öldürün! Bundan sonra tevbe ederek suçunuzu telafi edersiniz. Fakat tevbe bu değildir. Tevbe kişinin bilmeden, anlayamadan, farkına varamadan işlediği hatalar için pişmanlık duyup tüm yüreğiyle af dilemesidir. İslâmda sözkonusu türden “hazır tevbeler” yoktur! Suçu işlemezden önce hazırlanan “Sonra tevbe ediveririm!” kılıfı, asla tevbe olamaz! Bu sadece şeytanın suçu işletebilmek için allayıp bezediği bir kendini aklama yöntemidir!

Evet bir yandan Allah’ın haram kıldığı bir eylemi işlemeyi düşünen, diğer yandan da Allah’a kulluktan vazgeçmeyen bir ruh haleti sergiliyorlar. Bu ruh halini taşıyan insanlar günâhı işleyecekleri zaman imanlarını bir kenara koyarak günâhı işlerler. Kendilerini rahatsız eden vicdanlarını da tevbeyle rahatlatıp sustururlar. Nasıl olsa tevbe ederim, Allah elbette kabul eder derler. İşte Yusuf’un kardeşleri de aynı yola baş vuruyorlardı. Hele şu önümüzdeki engeli bir kaldıralım, sonra tevbe eder iyilerden oluruz diyorlardı.

BASAİRUL KUR’AN

Kur'an Haberleri

Hüküm, yanlızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir
"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar olan bir tek Allah mı?"
"Allah’a herhangi bir şeyi şirk koşmamız bizim için olacak şey değildir"
“Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."
Zindan arkadaşları Yusuf'a dediler ki: "Bu rüyalarımızın ne anlama geldiklerini bize anlat”