Osman Sevim’in daha önce Haksöz Dergisi’nin 318/319 - Eylül/Ekim 2017 tarihli sayısında yayımlanan yazısını aşağıda ilginize sunuyoruz:
SEFER HAZIRLIĞI İÇİN ZEYL
Oku! Çünkü rabbin sonsuz kerem sahibidir;[ insana] kalemi kullanmayı öğreten, insana bilmediğini belleten/dir.
Ben Ali; Resulullah’tan ‘ilim öğrenmek farzdır’, diye duydum ve bence ilim, en hayırlı mirastır.
Ben İbn-i Abbas; ‘bilmiyorum’ demeyi terk eden kişi belasını bulmuş demektir.
Ben Attar; dört şey büyük ve muteberdir: bilgi, ateş, düşman ve hastalık. Ey yürüyen adam! Önünde bir yolculuk var, azık hazırla; bilgilen ki, sahil-i selamete kavuşasın.
Ben Maverdi; cahilin bakışı gözüyle; okuyanın ve âlimin bakışı ise kalbiyledir.
Ez Ehmedê Xanî; bixwîyne kitêban, bibîne ecêban. Hur û kur û dûr bifikre! [kitapları oku, acayip şeyleri gör. İnce, derin ve ileri/yi düşün!]
Ben Afgani; kitaplarla büyüdüm, dost oldum. Ben kendimi onlara adadıkça onlar açtılar kendilerini bana. Sürgün veya zindanda ilk istediğim şey kitaplarım olmuştur hep. Gittiğim her yere kitaplarım da gelmiştir. Okumak, azmimin ve hareketliliğimin yakıtı. Her kitap kıraçlara ekilmiş bir tohumdur, filizlendiğini pek göremesek de.
Ben Akif; iz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece: Onlar ömür boyu okur ve gayret ederler, sense ömür boyu sadece hayret edersin. Şeytanlar kudursa, çıldırsa; denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa… Hâsılı, cehennem olsa gelen, cephemizin sinesindeki iman ve okuma aşkıyla durmaz, dönmeyiz; yürürüz!
Ben İkbal; aynı gökte uçarlar lakin karganın dünyası başka şahinin ki başkadır. Bakınca, okuyunca, düşününce anladık bunu. Okuyun! Çünkü okuyan kılavuz istemez, tek başına yol alır. Oku ve davran. Aç kanadını ta ufuklara süzül. Kuşkulardan arın ve göklerin adabına alıştır kendini.
Ben Bay X; insanlar, bir adamın bir tek kitapla değişebileceğinin farkında değiller. Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek okuyan ve uyanık yeter. Bu yüzden içi iğne dolu bir fıçıya koysanız dahi beni kitaplardan alıkoyamazsınız bayım.
Ben İnan; bu sabah, Rabbim paramparçayım, gel sen onar beni, dedim. Kitabı açtım, bana ‘oku’ dedi. Okuyunca kelimeler gelir ayaklarına. Yeni dünyaların anahtarlarını sunar harfler. Gözlerin uyusa da kalbin uyumaz artık. Vakti yenileyen bir İbrahim duası, bir İsa müjdesi bulur seni. Rahatlarsın.
Ben Zarifoğlu; kalbinizi ve sesinizi kitapla yumuşatın. Dostlarımıza hep şunu öğütleriz: Okuyun! Kitapla içinize dönün, işinize dönün! Az okuyoruz ve ağlıyoruz; dünya bu yüzden çok kirli. Müslümanlar için olağanüstü durumlar söz konusu olsa bile ilim tahsili aralıksızdır. Kuru öfkeyi bırak, oku ve tefekkür et. Umutsuzluk yok; gün gelir gül de açar, bülbül de öter okumalarımızla yazmalarımızla.
Ben Bayazıt; n’olur Allah’ım, hadi tut elimden; gök gibi, ölü kadar yalnızım, diye yalvardım bu gece. Okumayı bıraktım; gözleri kör olmuş kırlangıçlara döndüm. Tekrar okudum. Beton duvarlar içinde bir çiçek açtı. Gün doğar, rüzgâr eser, bulut donanır ve rahmet şarkısı söyler cümleler. Kalbim büyür. İşlemekten yorulmayan saat şimdi aklım. Okumak kurtuluşa en büyük sebep.
Ben Karakoç; okuyunca en soğuk sularda yıkanmış gibi olurum. Dirilirim, kendime gelirim ve en son safkan Arap atına binmiş gibi yol alırım. Okumak; yenilgilerden zafer yontmaktır!
Ben Pakdil; her gün okumalıyız. İnsan damarlarında sağlam cümleler dolaşmalı ki, kalbin pasını öyle atabiliriz ancak. Okumadığın gün karanlıktasın. Öyleyse her gün bir kitabı namluya sürün!
Ben Özdenören; çok okuyun ve okumayı terk etmeyin. Derdi olan okur; derdi olmayan da dert sahibi olur. Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır. Ama okuduğumuzu hazmetmeliyiz. Eğer ilim hazmıyla birlikte gelmezse, o ilim insanı bozar, yolunu şaşırtır.
Ben Topçu; kitap, bizi bu dünyada iken büyük mahkemenin huzuruna yükselten mürşittir.
Ben İzzetbegoviç; kitap, özgürlüğe kaçışımın vesilesi ve diğer adı. Prangalarımı hafifleten… Bir taş kırma, bir ağaç kesme cezası sonrası beni dirilten... Ranzamda tırtılken kelebeğe eviren ecza... Kur’an’ı okuyun. Ve fakat Kur’an’ın edebiyat değil, hayat kitabı olduğunu da unutmayın. Ona bir düşünce tarzı olarak değil bir yaşam tarzı olarak bakılmalıdır. İnsan idealsiz yaşayamaz; en azından insan gibi yaşayamaz… Oku, düşün, putları reddet ve idealleri koru.
Ben Şasa: ben şükrümü ifa/de edebilmek için okuyorum, düşünüyorum, yazıyorum.
Ben Şeriati. Kur’an’ın ilk emri oku ’dur, işit değil! Kim daha fazla insan ise daha fazla dertli olur. İnsanlığı çoğaltan ve dertleri azaltan dost kitaptır. Okuyun ve insanların uyanabilmeleri için feryat edin. Okuyun! Okuyun; çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.
Ben Emre; ne zaman kitap okusam aşk, sabır ve kararlılık kabilelerini toplayıp yanıma gelir. Güç alır, umut dağıtırım. İsardan zırh giyerim. Kirlenen bakracımıza kalay, körelen kılıcımıza keskinlik, küllenen ocağımıza köz olur mısralar. Gamzeleri yağmalanmış çocuklara ödünç gülmeler hediye ederim. Süt veren parmak olur gözlerim.
Ben Şah Mesut; Hindikuş dağlarında da, Penşir Vadisinde de ve hatta Ruslara kök söktürürken de kitaplarım başucumdaydı. Kitaplığım katırlarımın sırtındaydı hep. Kitap; ‘delikli demir’i soğutan güç benim için. Kalbi onaran. Akla temyiz libası giydiren.
Ben Meriç; kahrını çekeceksin kitabın, okuyacaksın. Hizmetinde bulunacaksın senelerce; senelerce hiç bir şey beklemeden diz çöküp emirlerini dinleyeceksin. Okumak, insanın kendi kendini fethidir. Bilirim insan okuduğunun, bildiğinin gücü nispetinde acı çeker. Ve ben kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
Ben Özel; insan için önüne çıkan bütün yollar yürünebilir yollar ise o insan artık kaybolmuştur ve o insanın kitapla kendine getirilmesi şarttır. Oğul vermeyen bir arı kovanı gibidir okumayan, düşünmeyen. Bal yapmaz bir arı türünün kovanı.
Ben Barbarosoğlu; bütün yazıp okuduklarımız bağışıklık sistemimizi güçlü kılar. Okumaya devam!
Ben Bekiroğlu; ey dostum! Kitap okuyunca senin de kalbine kuşlar konuyor, içinde laleler açıyor mu? Seni bilmem ama her kitap sefer hazırlığı benim için. Her kitaba benim senden öncem yoktu diyesim var. Okunmamış her kitap içe akıtılmış, gerisin geri gönderilmiş hıçkırık benim için.
Ben Tenekeci; kitap okuyunca dersine çalışmış rüzgâr gibi esip dururum. Okuyun; hep meyil bulan ırmak olun.
Ben Çiçek; Göğe bezgin bakanların bir türlü öğrenemediği bir eylemdir okumak. Alıp kişiyi kayalara çarpar kitapsızlık! Kitap ve sabır olmasaydı yeryüzünde bir gün kalabilir miydi; yeryüzüne katlanabilir miydi insan?
Ve okumak, mahşer sorgusuna hazırlanmaktır.