''Okulları açalım çok geç olmadan''

Salgın nedeniyle açılıp açılmaması tartışmaları süren okullar konusunda Turgay Polat'ın yorumunu sunuyoruz.

Yeni Şafak / Turgay Polat

Okullar açılmalıdır

andemi süreci başladığından bu yana yaklaşık 10 ay geçti. Bu süreç içinde ülkeler her alanda çok önemli krizlerle boğuşuyor. Her gün yeni bir durum ve yeni bir sıkıntı ile boğuşmak zorunda kalıyorlar. Tabi Türkiye’de dünyanın bir parçası olarak bu süreci her anlamda yaşıyor. Mart ayından bugüne kadar da ülke olarak her türlü pandemi komplikasyonu ile uğraşıyoruz. Ama mart ayından sonra her konuda başarılı adımlar atan Türkiye üniversiteler hariç eğitim konusunda daha geride ve garantici bir tavır sergiliyor. Bunu anlamakta zorlandığımı her seferinde ifade etmeye çalıştım.

Okulların açılması konusunda yaklaşık 2 aydır tüm dünyayı takip ediyorum. Almanya, İtalya, İspanya, Fransa, Kanada, ABD, Çin, İngiltere ve daha sayamadığım 70’e yakın ülke önceliğini eğitime vererek okulları açtılar. Bu konuda gerek açmadan önce gerekse açtıktan sonra düzinelerce rapor yayınladılar. Okullar açılırsa ne olur açılmazsa ne olur durumları hakkında raporlar yayınlandı. Hatta BM, AB, WHO raporları da yayınlandı. Bu raporların tamamını okuduğunuzda eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve okulların açılması gerektiğini açılmazsa sonuçlarının ne olacağını görebiliyorsunuz. Ama ben bugün Türkiye’de okulların açılmasından daha çok aslında okulların açık olduğunu ve bu durumun nasıl bir garabet oluşturduğunu anlatmak istiyorum.

Öncelikle kurslar açık; yani eski ismiyle tüm dershaneler açık, resmi olarak 8. ve 12. sınıflar gayri resmi olarak tüm öğrenciler kurslarda hafta içi ve hafta sonu yüz yüze eğitim alabiliyor. Ama okullar kapalı çünkü tehlikeli! Devlet okulları dahil tüm okullarda hafta sonu kurslar açık, devlet okullarında hafta sonu yüz yüze kurslar açık ama aynı okulda maalesef hafta içi ders yapılması tehlikeli! Aile bakanlığına bağlı anaokulları açık ama MEB’e bağlı okullarda eğitim tehlikeli! Çaresiz kalan veliler özel ders, evlerinde gruplar halinde derslere başlamış durumdalar. Veliler çocukları için çare üretiyor ama okullar kapalı çünkü tehlikeli!

Şimdi siz karar verin Türkiye’de okullar açık mı kapalı mı? MEB’in önlemler alarak okulları açması önemli tabi ki bu konuda çalışıldığını da biliyorum. Ama yukarıdaki durumlar sizce de garabet değil mi?

Ben sayın bakanımıza birçok mecradan okulların nasıl açılabileceğine ilişkin görüşlerimi açıkladım. Okulları açmak zorundayız. Eğer okulları açmayı daha fazla geciktirirsek; korkarım çocuklarımız okuldan soğuyacak, çocuklarımız formasyon almamış kişilerin elinde kalacak, çocuklarımız ne iş yaptığı belli olmayan yerlerde heba olacak. Okulları açalım çok geç olmadan.

Şimdi bu ülkeyi seviyorsak ki çok seviyoruz uyarmamız lazım; geleceğimiz için tek ve en önemli çıkış yolu kaliteli eğitimdir. Türkiye bu konudan başka konuyu konuşmamalı, bu konuyu dert etmelidir. Bu çözüme hep beraber sarılmak ve hepimiz bu konuda çalışmak durumundayız.

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!