Özgür-Der Çorum Şube Başkanı Bülent Gökgöz, bugün yayınladığı basın açıklamasında ilkokullarda zorunlu olarak okutulan Andımız'ın bir dayatma olduğunu ve derhal kaldırılması gerektiğini ifade etti. Andımız'ın inancımız, kimliğimiz ve onurumuza yönelik bir saldırı niteliği taşıdığı belirtilen açıklamada devletin çocuklar üzerinde tasarruf sahibi olmadığı vurgulandı.
***
Okullardaki Ant, Hem Dayatmadır Hem de Şirktir!
16.09.2013
Okulların açılması ile birlikte ant uygulamasının devam ettirilmesi, eğitim sistemindeki ideolojik dayatmaların halen varlığını koruduğuna dair örnek olarak karşımızda durmaktadır. Müfredatı ve okulları kışla mantığı ile donatan ve adeta kurşun asker yetiştirmeyi hedefleyen eğitim sistemleri bize ırkçı, ulusalcı sistemlerin mirası olarak kalmıştır.
Eğitim-öğretim yılı boyunca her sabah çocuklara “hazır ol”, “rahat” komutları eşliğinde yüksek sesle ant içirilmesi, çocuklarımızdan Mustafa Kemal’i kutsamaları, varlıklarını Türk varlığına armağan etmeleri istenmeye devam etmektedir.
Oysa geçtiğimiz yıl alınan bir kararla orta eğitim seviyesindeki çocuklarımız ant içmekten muaf tutuldular. Bu kararın ileri doğru atılmış iyi bir adım olduğuna kuşku yok. Ama neden sadece orta eğitim seviyesiyle sınırlandırıldığını anlamak zor. Eğer ant iyi, faydalı bir şey idiyse neden 5 ila 8. sınıflar arasındaki öğrenciler bundan muaf tutuldu? Yok, eğer kötü ve yanlış bir şeyse neden kökten bu yanlışa son verecek adım atılmayıp, hala körpe zihinler yıkanmaya devam ediliyor?
Çocuklarımız, devletin istediği gibi üzerinde tasarrufta bulunabileceği nesneler olmayıp, bize Allah’ın birer emanetidir. Doğal olarak onları ahlaklı, faziletli, sadece Rabbine kul olmayı hedefleyen iyi birer Mümin olarak yetiştirmek her Müslümanın asli görevidir.
Ne yazık ki, Türkiye’de okullar Kemalist resmi ideolojinin bir kışlası durumundadır. Halen tam bir çözüme kavuşmadığı için değişik kademelerde uygulana gelen başörtüsü yasağı; yoğun ideolojik şartlandırma içeren eğitim müfredatı; “Atatürk Köşesi”, resimler, büstler, marşlarla oluşturulan kutsama atmosferiyle okullar, düzene asker yetiştiren bir mekanizma görünümündedir.
Oysa bizler devletin çocuklarımız üzerinde icra ettiği ideolojik şartlandırmayı şiddetle reddediyoruz. Bu tutumu inancımıza, kimliğimize, onurumuza bir saldırı olarak görüyor ve evrensel insan hakları ilkelerine de açıkça aykırılık taşıyan bu tutuma son verilmesini talep ediyoruz.
İftira Atarak Sendikacılık Yapılmaz!
Konu ile ilgili olarak Türk Eğitim Sen Çorum Şb. Başkanı Mahmut Alparslan’ın açıklamaları kamuoyunu yanıltmaya yönelik olup, hakkımızda iftiraya varan ifadeler taşımaktadır.
Esasında ulusalcı dayatma ve semboller üzerinden varlığını sürdürmeye çalışan düşünceler çoktan miadını doldurmuş olsalar da, ülkemizde kimileri ısrarla bu tarih dışı kalmış fikirleri yaşatmaya çalışıyorlar. Osmanlının dağılması sonrası batılı emperyalistlerce dayatılan ulus kimlikler, ümmet birliğini çözerek bizi kolay yutulur lokmalar haline getirme amacı güderken, M Alpaslan gibi İslami hassasiyet taşıdığına inandığımız kişilerin ulusçu düşünceler zayıflıyor diye hayıflanmaları, buna karşı çıkmaları üzücü bir durumdur.
Yüce Rabbimiz biz inananları Fussilet suresinin 33.ayetinde bakın nasıl tanımlıyor: “Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: «Ben gerçekten Müslümanlardanım» diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?”
Şirki Allah Tanımlar, İnsanlar Değil!
Irklarımızı, derimizin rengini, konuştuğumuz dili ve cinsiyetimizi bizlerin seçmediği, tüm bu nimetleri eşit yaratan Yüce Rabbimizin kelamı bu kadar açık ve varlığımızı/kulluğumuzu ancak Allah’a sunmamız elzem iken ısrarla çocuklarımızın varlığını, Rabbimiz dışında kutsallık atfedilen kişi veya nesnelere sunulması şirk değilse nedir? Kur’an’ın ve Sünnet’in açık öğretilerine rağmen bir düşünce veya uygulamanın şirk olup olmadığının ölçüsü, insanlar veya düşünceleri değil sadece Yüce Rabbimizdir. Varlığımızı, kendileri de aciz birer yaratılmış olan kişi veya nesnelere değil, sadece O’na armağan etmekle yükümlüyüz. Kutsal(Kuds) olan yalnızca Allah’tır!
Ayrıca Kamu-Sen Başkanı Sayın Alparslan, Diyarbakır’da altmış civarında İslami kaygılarla bir araya gelen ve kendilerini “İslami STK’lar” olarak tanımladıkları grubun yeni eğitim öğretim yılı ile ilgili yaptığı açıklamayı hedef alarak , ‘PKK ile saf tutanlar’ diyerek başladığı açıklamasına dikkat çekmek ve ‘meşruiyet’ kazandırmak amacı ile tüm İslami dernek, vakıf ve sendikaları da töhmet altında bırakmak istemiştir.
Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar!
“…bu zihniyetin asıl niyeti PKK ile ortak eylem düzenlemeye kadar varmıştır.” diyebilen Kamu-Sen başkanı, geçen ay Özgür-Der’in Diyarbakır ve Van şubelerine PKK’nın molotof kokteyli atıp, kurşunladığını biliyor mu acaba?
Ayrıca her ay sırayla açıklama yapılan platformun bu ayki açıklamasını yapan Memur-sen Diyarbakır Şube başkanı Yunuş Memiş’i “bu söylemi içinde PKK'nın da bulunduğu 57 sivil toplum kuruluşunun sözcülüğünü yapan bu şahsın acaba niyeti” diyerek işi açıkça iftira atmaya kadar götürmesi; Ak Parti karşıtlığının insanları nasıl da körleştirdiğinin resmidir.
“içlerinde PKK’da var” Dediği Kuruluşların İçinde Bakın Kimler Var!
İnsanın bu kadarı da olmaz dediği ve Alparslan’ın işi iftiraya vardırarak adını zikrettiği kurumlar, Allah’ın rızasını kazanmak uğruna çaba sarf eden insanların bulunduğu kuruluşlardır. Açıklamayı destekleyen ve talep eden kuruluşların listesi şu şekilde:
“Anadolu Gençlik Derneği, Ay-Der, Bayındır Memur SEN, Bem-Bir SEN, Bil-Der, Birlik Haber SEN, Büro Memur SEN, Camii Derneği, Çarıklı Derneği, Dider, Dicle Fırat Grubu, Din-Bir SEN, Din Bir Der, Diyanet SEN, Diyarbakır İnsani Yardım Derneği, Eğitim-Bir SEN, Enerji-Bir SEN, Gönül Köprüsü, Hayat-Der, Hizmet Derneği, Hür Der, Islah-Der, İhvan Der, İkra Eğitim Der, Âlimler Birliği Derneği, İlim Der, İlim Yayma Cemiyeti, İlmi-Der, İmam Hatip Yrd. Ve Day. Derneği, İmam Hatipliler Der, İnsan ve Erdem Hareketi, Köy-Der, Kültür Memur SEN, Memur-Sen, Mustazaflar Cemiyeti, Öğ-Der, Özgür-Der, Özgür Eğitim SEN, Sahabe- Der, Sağlık SEN, Sek-der, Ş.Ali Haydar Bengi Klt. Der, Şafak Der, Şefkat Der, Şura Der, Toç Bir SEN, Ulaştırma Memur SEN, Yeni İhya Der, Yetim Der, Yusufi Der, Din-Bir-Der, Cansuyu Der, Anadolu Eğitim Sen, Emekli Bir sen, Darul Vefa.”
Mahmut Alparslan’ı, yaptığı açıklamadan ötürü İslami camiayı temsil eden başta Diyarbakır’da açıklamayı yapan kuruluşlardan, sonra da hedef aldığı Çorum’daki kuruluşlardan özür dilemeye davet ediyoruz.
Devlet; ırkçı, ulusalcı ve Kemalist ritüellerin dayatılmasından tamamen vazgeçmelidir!
Özgür-Der Çorum Şubesi Bülent Gökgöz