Okullar Açıldı; Dayatmalar Sürüyor

Okulların açılması üzerine bir açıklama yapan Mazlumder, "Andımız", anadil ve başörtüsü ile ilgili özgürlük istedi.

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Şakir ÇALIŞKAN, 2012-2013 eğitim yılının başlaması üzerine eğitimde yaşanan hak ihlalleri ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Basın Açıklaması Metni: 

17 Eylül 2012 tarihinde bir eğitim dönemi daha başlıyor. Ancak ne yazık ki Eğitim-Öğretim süreçlerinde onlarca yıldır süregelen yasakçı ve militarist uygulamalarla eğitim yuvaları kışla vazifesi görmeye devam etmektedir.

Bugüne kadar eğitim sistemine dair yapılan değişikliklerin içerik olarak cumhuriyet ideolojisine sadık kalınarak yapıldığını görüyoruz.

Askeri düzen içinde hizaya dizilerek, askeri komutlarla birlikte şovenizm ve ayrıştırmayı yücelten “Andımız” adlı metin okutulmak sureti ile çocuklar ya dışlanmakta ya da aşağılanmaktadır.

Onlarca yıldır “Andımız” adlı metin aracılığıyla çocuklara her gün düzenli olarak ettirilen yemin ve “varlıklarını birilerinin varlığına armağan” etmelerinin dayatılması, bugün yaşadığımız etnik unsurlar arasında eşitsizliğin meşru görülmesi anlayışının getirdiği savaşı besleyen bir uygulamadır. Bu uygulamalar eğitim müfredatı içeriğinde barınan etnik, cinsiyetçi, ayırımcı bir dili de güçlendirmektedir.

Ölüm, savaş, kan, zafer kavramlarına kutsiyet atfedilerek sürekli öne çıkartılması ve bu kavramların resmi bayramlarda daha yoğun vurgulanması, bireyler tarafından ilerleyen yıllarda şiddetin bir çözüm yolu olarak benimsenmesi sonucunu doğurmaktadır. Sonuç olarak çocuklar ayrıştırılıp, farklılıkları yok olmakta, pedagojik olarak öğretmenleri ve öğrencileri militarist bir psikolojiyle hareket etmeleri sağlanarak sistemde mevcut olan şiddeti arttırmaktadır.

İdeolojik ve tek tipçi eğitim sistemi eğitim dilini de tek dille sınırlandırmış, farklı etnik kimliklerden oluşan bir topluma Türkçeyi eğitim olarak dayatarak en temel ve doğal hak olan Ana Dilde Eğitim Hakkı’nı tanımamış bu uygulama Kürtler başta olmak üzere Türk olmayan bütün gurupları mağdur etmiş ve etmeye devam etmektedir.  Türk olmayan guruplara Türk kimliğinin dayatılması özellikle Kürt toplumu tarafından kabullenilmeyip devletin kuruluşundan bu yana devam eden bir savaşı beslemektedir.

Devleti merkeze koyan resmi ideolojiye dayalı bu anlayışın bir sonucu olarak öğrencilerin ve eğitim personelinin kılık kıyafetleri sınırlandırılıp, başörtüsü engellenmektedir. Bunun yanında eğitim kurumlarında öğrencilerin namaz kılabilecekleri mescitlerin yasak oluşu aynı zamanda inanç özgürlüğünün önünde kocaman duvarlar oluşturmaktadır. Heybeliada Ruhban Okulu açılarak bütün herkes için din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.

MAZLUMDER olarak, her vesile ile çevremizde şahit olduğumuz, bizim de raporlarımız ve eylemlerimizle kamuoyuna yansıttığımız hak ihlallerinin kaynağı olarak gördüğümüz eğitim sisteminin dar kalıplardan çıkarılarak kısıtlayıcı/biçimlendirici değil, özgürleştirici olması gerektiğini düşünmekteyiz.

Toplumun psikolojisini de yerle bir eden bu ihlallerin ortadan kaldırılması için devlet, ‘eğitimi’ toplum üzerinde bir baskı aracı olarak görmekten vazgeçmelidir.

Sağlıklı ve özgür bireylerin oluşturduğu bir toplum, eğitim sisteminin bireylerin din, vicdan, ana dil, ifade özgürlüğü gibi temel hakları gözetilerek yeniden düzenlenmesi ile mümkündür.

Okullarda öğrencilerden çeşitli isimler altında para alınması uygulamasına son verilmeli, devlet, bireyin en temel hakkını sağlayarak, yükümlüğünü yerine getirmelidir.

Şakir ÇALIŞKAN
MAZLUMDER Gen. Bşk. Yrd.

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu