“Okul içinde başını aç” Yönetmeliği!

ZEHRA TÜRKMEN

Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda kılık kıyafete dair yeni yönetmeliği iki gün önce Resmi Gazete’de yayınlandı. Yönetmeliğe göre öğrenciler artık okulda tek tip kıyafet, yani forma giyinmeye zorlanmayacak. Beden eğitimi ve diğer spor derslerinde eşofman giyinmenin zorunluluğuyla beraber öğrenciler yine tek tip eşofman veya spor kıyafeti giymeyecekler.

Yönetmelikte kılık kıyafet ile ilgili bazı sınırlandırmalar da mevcut. Öğrenciler kendi okullarının dışında arma, rozet, nişan, sembol ve benzeri takıları takamayacak. Mevsim şartlarına uygun olmayan kıyafetler, yırtık, delikli ve şeffaf kıyafetler giyinilmeyecek. Yine vücut hatlarına belli eden şort, diz üstü etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek yasak. Siyasi sembol içeren bere, şapka, çanta, metal eşya gibi eşyalar kullanılmayacak. Ayrıca özel gün ve kutlamalarda gerek ders gerek ders dışı faaliyetlerde kullanılması için veliye mali yük getirecek kıyafetler aldırılmayacak.

Evet buraya kadar birçoğumuz için her şey normal gibi görünebilir. Ancak yönetmelikteki sınırlandırmalar bu kadar değil. Yönetmelik içinde İmam Hatip Okulları dışında yer alan “okul içinde baş açık” ifadesi ile ne yazık ki okullarda başörtüsü yasağının altı bir kez daha çizilmiş oldu. Allah’ın bir emri olduğu için başını örten Mümin kadın ve kızların başörtüsü AK Parti Hükümeti’nin kılık kıyafet özgürlüğü kapsamına giremedi. Ve bu yönetmelikten sonra da okullarda öğrenciler, öğretmenler ve diğer çalışan personel yıllardır maruz kaldıkları hukuksuz, mesnetsiz ve utanç verici bir yasakla karşılaşmaya ve baskılar görmeye devam edecekler. 12 Eylül Darbesinin bir uzantısı olan ve 28 Şubat sürecinde de ciddi mağduriyetler yaşanmasına sebep olan bu darbe zihniyetinin ruhu yeni yönetmelikte de yaşatılmaya, korunmaya devam ediliyor.

Geldiğimiz süreçte üniversitelerde başörtüsü yasağı kaldırılarak bazı kısmi iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak bugün ilköğretimde, ortaokulda ve lisede eğitim gören ve okula başörtüsü ile girmek isteyen 12-14 yaşlarındaki çocuk statüsünde yer alacak birçok kız öğrenci çeşitli baskılarla, dayatmalarla ve sürgünlerle karşı karşıya bırakılmaktadır.

Ece Nur vakası yasakların, dayatmaların ve sürgünlerin sembolleşmiş isimlerinden birisidir. Küçücük bir kız çocuğunun sadece Rabbim Allah dediği ve Allah’ın emri olan başörtüsünü takarak eğitimine devam etmek istediği için ne yazık ki olmadık sıkıntılarla karşılaştı. Gaziantep’te 8. sınıf öğrencisi Seda Nur Ağsu ise okula başörtüsü ile girdiği için okul müdürünün talimatıyla okul çıkışında bazı erkek öğrencileri tarafından dövdürüldü. Ve bu insanlık dışı tavır karşısında tüm insan hakları, çocuk hakları örgütleri sessiz kaldı. Yine Ordu-Fatsa Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde İngilizce öğretmeni başını açmayan öğrencileri dersine almayacağı konusunda tehdit ederek öğrenciler üzerinde baskı kurmaya, öğrencileri yıldırmaya çalıştı. Ne yazık ki bu ve buna benzer örnekleri daha da çoğaltmamız mümkün.

Ayrıca yeni yönetmelikte ki “özel gün ve kutlamalarda gerek ders gerek ders dışı faaliyetlerde kullanılması için veliye mali yük getirecek kıyafetler aldırılmayacak” maddesini de kendi adıma da dikkat çekici buldum. Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Kemalizm’e zorla sevginin telkin edildiği ve bu sevginin kutsandığı, İslam ilkeleri ve inancıyla ters düşen bu törenlere çocuklarımız zorla katılmakta, baskıyla, dayatmayla sorumluklar verilerek adeta çocuklarımıza bir kimlik dayatılmaktadır.Bizim için resmi gün ve kutlamalardaki kılık kıyafet düzenlemesinden daha elzem olan bu tür baskıcı ve fıtrata uzak din dışı ritüellerin, günlerin ve kutsamaların tamamen kaldırılmasıdır.

Bizler Müslüman’ız ve hayata Rabbimizin emirleri doğrultusundan vahyin penceresinden bakmakla sorumluyuz. Rabbimizin hiçbir ayeti bizim için bir pazarlık meselesi haline getirilemez. Başörtüsü de Müslüman kadının kimliği ve Allah’ın açık bir ayetidir. Dolayısıyla başörtüsü yasağını içinde barındıran bu yönetmelik Müslümanlar açısından yanlış ve zaaflı bir düzenlemedir. Sözde kılık kıyafet dayatmalarının kaldırıldığı bu yönetmelik Müslümanlar açısından, Müslüman kız çocukları açısından “Okul içinde başını aç” yönetmeliğidir. Bizler gerek eğitim ve gerek diğer alanlarda Kur’an’ın ilkelerini çiğneyen ve insanın fıtri özelliklerini yok soyan hiçbir düzenlemeyi kabul edemeyiz.

Müslümanlar olarak kimliğimize, başörtümüze sahip çıkalım ve hep birlikte “Okul içinde başını aç” yönetmeliğine HAYIR! diyelim. Sesimize yükseltelim.

Yarın saat 13.00’de Özgür-Der’in Fatih PTT’si önünde yapacağı “MEB Yönetmeliğine Hayır! Başörtüsüne Şartsız Sınırsız Özgürlük!” konulu basın açıklamasına imkânı olanların katılması dileğiyle

MİLAT