OHAL’den Kurtulmayı Beklerken, KHK Hukuksuzluğuna Maruz Kalmak Zulümdür!

​​​​​​​Özgür-Der yayınladığı basın açıklamasında bugün çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 18 bin 632 kişinin kamudan ihraç edilmesinin yeni mağduriyetler ve hukuksuzluklar yaratacağını belirtti.

Özgür-Der’in yayınladığı basın açıklamasının tam metni:

15 Temmuz darbesinden sonra geçilen Olağanüstü Hal Uygulaması darbecilikle mücadele ve ülkenin güvenliği açısından kısa dönemli bir zorunluluk olarak sunuldu. Kısa sürecek denilmesine rağmen ikinci yılını doldurma aşamasına gelen OHAL uygulamasına yönelik eleştiriler ise iktidar çevrelerince hep bu uygulamanın anayasal bir düzenleme olduğu ve pratikte ‘terör unsurları’ dışında kimseye zarar veren bir yönünün bulunmadığı şeklinde savunuldu. Oysa devletin güvenliğini sağlama gerekçesiyle yayınlanan KHK’larla bu süreçte kamuda çalışan on binlerce insanın açığa alınması, ihraç edilmesi, çok sayıda dernek, vakıf ve yayın organının kapatılması, ticari kuruluşlara el konulması gibi uygulamalar gerçekleştirilirken, tüm bu icraattan doğrudan zarar görenlere ise yargı yolu kapatılmıştı.

Hukuk devletinin en temel özelliklerinden biri sayılan “yürütmenin kararlarına karşı yargı yolunun açık olması” prensibinin OHAL gerekçesiyle askıya alınmış olmasından ötürü Türkiye’de 2 yıldır haksız, hukuksuz kararlarla on binlerce insan mağdur edilmiştir. Ve birileri görmek, duymak, anlamak istemese de devletin güvenliği adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan bu hukuk dışı tutum yüzünden sayısız insan aileleriyle beraber acı çekmektedir.

Seçim kampanyası sırasında iktidarın 24 Haziran seçimlerinden sonra OHAL uygulamasına son verileceğine dair vaadi bu çerçevede yaşanan haksızlıkların telafisine yönelik bir umut ışığı doğurmuş; yürütmenin kararlarına karşı yargıya başvurma hakkının yeniden tanınmasının KHK’larla mağdur edilen çok sayıda kişinin maruz kaldığı haksızlığın giderilmesine yol açacağı beklentisi oluşmuştu.

Ne var ki, 18 Temmuz tarihi itibariyle OHAL’e son verileceğinin açıklandığı bir vasatta yine bir KHK ile yeni ve büyük bir hukuksuzluğa daha imza atıldı. Bugün yayınlanan 701 sayılı KHK ile 18.632 kişi kamudan ihraç edilirken, 12 dernek ve 3 gazete ve 1 televizyon kanalı kapatıldı. OHAL’in verdiği yetkiye dayanarak gerçekleştirilen son ihraç kararnamesi olduğu düşünülen bu KHK, devletin iki yıllık süreçte olağan hale getirdiği mağdur üretme alışkanlığının bir tür bağımlılığa dönüştüğünün de göstergesi oldu.

Hiç kuşkusuz yine birileri çıkıp ne kadar titiz incelemelerle söz konusu personelin devletin güvenliğini çok yakından tehdit ettiklerinin tespit edildiğini iddia edeceklerdir! İktidara yakın medya organları suçlanan birtakım isimleri gündeme getirerek 18 bin küsur kişi hakkında toptan bir ‘riskli, tehlikeli şahıs’ algısı oluşturmaya çalışacak ve aynı şekilde ‘ülkenin 15 Temmuz’da atlattığı büyük badire’den söz ederek ‘devletin bekası için alınması gereken tedbirlerin ehemmiyeti’ne vurgu yapacaklardır!

Oysa tüm bu savunma, haklı gösterme, meşrulaştırma çabaları iki yıllık OHAL sürecinde sebep olunan sayısız haksızlıklar ve mağduriyetler gibi bu son KHK’nın da sayısız mağdur doğuracağı, binlerce eve, aileye büyük acı ve sıkıntı taşıyacağı gerçeğini ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Soyut suçlamalarla, hukuki delil mahiyet taşımayan isnatlarla, yürütme yetkisini kullanan iktidar organının kendisini aynı zamanda yargı makamında görmesi anlamına gelen kararlar almasının yanlışlığı, aşırılığı, haksızlığı görmezden gelinemez. Haklarında yargı kararı bulunmayan insanları ‘suçlu’ ya da ‘potansiyel suçlu’ ilan etmek hukuksuzluktur!

İnsanların delilsiz suçlanamamaları, yani masumiyetlerinin kabulü, en temel haklarından biridir. Hukuk devleti, vatandaşlarının çalışma haklarının, işlerinin ellerinden alınmaması, somut bir suç delili olmaksızın örgütlenme özgürlüklerinin gasp edilmemesi ilkesine riayet etmek zorundadır. Ne yazık ki, son kertede tipik bir yargısız infaz icraatı olmaktan öteye gitmeyen 701 sayılı KHK ile hukuk devleti olma ilkesi bir kez daha çiğnenmiştir. Binlerce insanın delilsiz, yargısız suçlanmasına ve aileleriyle birlikte mağduriyetlerine yol açan bu uygulamayı kınıyor; iktidarı bu tür haksız, hukuksuz, adaletsiz uygulamalara son vermeye çağırıyoruz!

Rıdvan Kaya

Özgür-Der Genel Başkanı

 

Basın Açıklaması Haberleri

Türkiye’nin göç raporu yayınlandı
“Çocuk katliamlarına, ayrımcılık ve şiddetine dur de!”
İslami STK'lar: Gazze için meydanlara inmekten vazgeçmeyeceğiz
Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
ANFİDAP: “Sisi Gazze’deki soykırıma sessiz kalma utancından kurtulmalıdır”