OHAL Kalkınca OHAL Mantığı da Kalkmış Olacak mı?

Mehmet Acet’in OHAL’in kaldırılmasıyla somut olarak neyin değişeceği sorusuna iktidar yetkilisinin net ve açık bir cevap verememesi dikkat çekici değil mi?

Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, OHAL’in kaldırılması ve getirilen yeni düzenlemeye dair yazısında AK Parti Meclis Başkanvekili Bülent Turan’la görüşmesini aktarıyor.

Mehmet Acet, Bülent Turan’a çok net, somut bir soru sormuş ve OHAL’in kaldırılmasından sonra neyin değişeceğini kendisine özetlemesini istemiş. Ama AK Partili yetkili soruya doğrudan ve net bir cevap vermek yerine konunun etrafında dolaşmış.

İlginç olan şu ki, bu top çevirmeden gazeteci Mehmet Acet’in de hiç rahatsız olmaması. Nitekim somut sorusuna aldığı muğlak cevaba rağmen yazısını memnuniyet ifadeleriyle tamamlamayı tercih etmiş!

Mehmet Acet’in “OHAL kalıcı hale mi geliyor?” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

“…Bugün itibarıyla OHAL uygulaması kalkıyor.

15 Temmuz darbe kalkışması sonrası başlatılan, aralıksız olarak 2 yıldır sürdürülen uygulama sona eriyor.

CHP daha ilk günden bu paketi OHAL’i kalıcı hale getirme hamlesi olarak sunan bir itiraz dili geliştirdi.

‘OHAL kalkmıyor, aksine kalıcı hale geliyor’ deniyor.

Nitekim CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dünkü grup konuşmasında ‘Teklif OHAL’in sürekli olması için getirildi’ diye bir cümle kullandı.

Bu yazıyı kaleme almadan önce konuştuğum AK Parti’nin hukukçu kurmayları ise bu teze karşı çıkıyor.

Dün, bedelli askerlik bekleyenlerin telefonunu sosyal medyada paylaşması nedeniyle ulaşmakta epeyce güçlük çektiğim AK Parti Meclis Başkanvekili Bülent Turan’la konuştum.

Kendisine, ‘OHAL döneminde olup da bu dönemde olmayacak olan ‘şeyler’ nelerdir’ diye sordum.

Bülent bey, önce ‘Soruyu öyle sormamak lazım’ diye mukabelede bulundu.

Bu düzenlemelere OHAL çağrışımıyla bakmanın yanlış olduğunu dile getirdi.

‘OHAL kalktı artık öyle bakmak lazım’ dedi.

‘5-6 düzenleme var ama onları da OHAL hiç olmamış olsaydı bile normal zamanlarda da yapabilirdik’ diye devam etti.

28 maddelik düzenlemelerde geçen ifadelerden yukarıda sözünü ettiğim anayasal suçlar (bunu cari anlamda darbecilere karşı verilen mücadele diye de anlayabiliriz) ve terörle mücadele konusunda üç yıllık bir zaman diliminin gözetildiği sonucu çıkıyor.

Devlet kurumlarındaki FETÖ’cülerin ihracı, (Bakan iznine bağlanıyor) şirketlere TMSF’nin üç yıl boyunca kayyım atama yetkisinin devam etmesi gibi başlıklar, bu alanlardaki mücadelenin zaafa uğramaması niyetini ortaya koyuyor.

Bunlar adalet duygusunu koruma şartıyla bundan sonra da ihtiyaç duyulabilecek konular.

Ama bardağın dolu tarafını ihmal etmeyelim.

Buralara bakarak OHAL kalkmıyor, kalıcı hale getiriliyor cümlesi ölçüsüz ve haksız bir cümledir.”

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm