Oh, ne kadar rahatladık, Kılıçdaroğlu’na gönül rahatlığıyla desteğe devam edebiliriz!

Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ adlı ırkçı-provokatörün dayatmalarına boyun eğmesine karşın Serbestiyet ‘protokol’ maddeleri arasında teselli arıyor!

HAKSÖZ-HABER

Erdoğan nefretiyle kimi sol ve liberal çevreler Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının çelişkilerini, yapmacık tavırlarını inandırıcılıktan alabildiğine uzak söylemlerini seçim sürecinde rahatlıkla içselleştirdiler. Gerçeği görmezden gelip hayallerinin peşinden koştular. Sonra seçim şoku yaşandı ve 14 Mayıs’tan bir gün sonra Kılıçdaroğlu’nun adeta bastırdığı sert, otoriter, faşizan söylem bir anda adeta fışkırdı.

Girmişlerdi bir yola artık yapacak bir şey yoktu, “ne yapalım, çaresiz böyle davranmak zorundayız” dediler ve biraz yutkunarak da olsa onu da kabullendiler.

Selahattin Demirtaş’a özgürlük şekeri geri çekilmiş, terörle sonuna kadar mücadele sopası gelmişti. 2 yıl içinde evlerine gönderilecek “3,5 milyon Suriyeli kardeşimiz” bir anda 10 milyona çıkmış, tüm mülteciler kızlarımıza göz diken vahşiler statüsüne devrolmuştu. 2 yıl falan beklemeye de tahammül kalmamış, hemen biletleri kesilmişti.

Tüm bu hızlı dönüşlere rağmen arabayı devirmemek için Ufuk Uraslar, Alper Görmüşler ve daha bir dizi isim, çevre durumu izah için argümanlar üretmeye devam ettiler. Dün söylediklerinin tam zıddına dönüşmelerini izahta zorlanmakla beraber “Erdoğan’dan kurtulma” saiki ile hareket etmeyi sürdürüyorlardı.

Ve nihayet Ümit Özdağ ile Kılıçdaroğlu ittifakı da geldi ve “artık bu kadarı da fazla” diye rahatsız olacakları zannedilenler durumu yine ‘olgunlukla’ karşıladılar. Bunun çok ibretlik bir örneğini Serbestiyet sitesinin konuya dair haber-yorumunun başlığında gördük:

Neymiş? Özdağ destek vermiş? Yani ortaklıktan ziyade, tek taraflı bir beyan gibi bir şey! Günlerdir süren müzakereleri, pazarlıkları gölgeleyen bir anlatım biçimi.

Daha önemlisi ise protokolde zorla geri gönderme yokmuş, Ümit Özdağ’a bakanlıktan da söz edilmiyormuş. Ne büyük saadet! Protokolde bu iki konunun yer almaması Kılıçdaroğlu’na koşulsuz desteği sürdürme hususunda Serbestiyet ekibini çok rahatlatmış olmalı!

Gerçekten inanılmaz bir durum bu! Ümit Özdağ’ın Kemal Kılıçdaroğlu ile protokolde göçmenlerin gönderilmesi hususunda ‘zorla’ ifadesinin yer alıp almaması çok önemli değil mi? Bir yıl içinde 3,5 milyon Suriyeliyi gönderme sözünü görmezden gelen bu yaklaşım tarzı ne kadar da liberal bir tavır içeriyor! Savaş şartlarının devam ettiği bir yere milyonları bir yıl içinde göndereceksiniz ama bunu ‘gönüllü’ biçimde yapacaksınız, öyle mi?

Serbestiyet’i rahatlatan bir başka husus da  Ümit Özdağ’a bakanlık ifadesinin metinde yer almaması olmuş. Ne büyük kazanım! Peki Özdağ’ın attığı tweeti Kılıçdaroğlu yalanlayabilecek mi, tabi ki hayır! Belli ki herkese yaptığı gibi, bu ırkçı-muhterise de göz kırpmış, “hele bir seçimi kazanalım, bakarız” demiş! Asıl niyeti ayrı bir şey ama bu pazarlığın yapılmış olması, bunun konuşulması bile ‘insanım’ diyen herkesi rahatsız etmeli değil mi?

Ama iş oralardan çoktan geçti sanırız! Nasreddin Hoca’nın karpuzu misali, “şurasına değmemişti” diye diye birileri karpuzun tamamını afiyetle midelerine indirdiler bile. İş geldi zırvayı tevile! Onu da yapmakta çok zorlanmayacaklardır, ağızları laf yapıyor, elleri kalem tutuyor ne de olsa!

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası