Öğretmenlikte 40 Yaş Sınırı Kaldırıldı

Başörtüsü yasağı mağduru öğretmen adayları, atanmadaki ''40 yaş sınırının'' kaldırılmasıyla hayallerine kavuşacakları günü bekliyor.

Henüz 6 yaşındayken kurduğu öğretmenlik hayalini, İnönü Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümü 1. sınıfındayken başörtüsü dolayısıyla fakülte sıralarında bırakmak zorunda kalan Gülhan Cengil, 40 yaşından sonra hayalini gerçekleştirme ümidini taşıyor. 

Milli Eğitim Bakanlığının, ''Öğretmen  Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği''ndeki ''40 yaş sınırı'' şartının kaldırılmasına ilişkin düzenleme pek çok öğretmen adayı gibi Gülhan Cengil'e de umut oldu.

1998 yılında başörtüsü yasağı nedeniyle okuluna devam edemediğini, 2009'da aftan yararlanarak döndüğü okulunu  ancak 2013'de bitirebildiğini anlatan Cengil, son düzenlemeye ilişkin görüşlerini ve bu süreçte yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. 

6 yaşından beri hayalini kurduğu öğretmenliği yapmak için uzun bir yol katetmek zorunda kaldığını dile getiren Cengil, "Annem 6 yaşında beni okula gönderdi. 40 yaşıma geldim hala okul yolu gözlüyor. Bu değişiklik bizim için çok iyi oldu. Bir anlamda bize gün doğdu" dedi. 

28 Şubat sürecinin ardından başörtülü üniversite öğrencisi olarak büyük sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Cengil, "Aslında biz o dönemin zencileriydik. Hala da kendimi bu ülkenin zencisi gibi hissediyorum. Tamam başörtüsü serbest oldu, af geldi ve ben okula gittim ama ben hala hayalimi gerçekleştiremedim. 6 yaşında hayalini kurduğum öğretmenliği yapamıyorum. Hayallerim yarım kaldı" diye konuştu.

"Kızım hayalimi gerçekleştirmek için öğretmen olmak istiyor"

Üniversite sınavlarına girerken ilk tercihinin PDR olduğunu ve bölümünü çok sevdiğini dile getiren Cengil, şöyle konuştu:

"15 yıldır ben niye mesleğimi yapmadım ki? Bunun sorumlusu ben miydim? Daha önce işletme okumuştum. O zaman da başörtülüydüm ama hiçbir sorun yaşamamıştım. Ama ben illa ki PDR okumak istiyordum, illa ki insanlarla ilgilenmek istiyordum. Kendi mahallemdeki okula öğretmen olmak istiyordum. Rüyalarımda hep bir okulda olduğumu ve hep geç kaldığımı görürüm, sınavlara giriyorum, okula geç gidiyorum." 

 Başörtülü kadınların bir anlamda bu süreç nedeniyle sosyal hayattan çekip koparıldığını dile getiren Cengil, 3 çocuğu olduğunu ve hayalini çok dilendirdiği için 8 yaşındaki kızının "sen öğretmen olamadın ama ben senin hayalini gerçekleştirmek için öğretmen olacağım" dediğini kaydetti. 

Milli Eğitim Bakanlığınca atamada aranan 40 yaş sınırının kaldırılmasının kendilerini çok mutlu ettiğini vurgulayan Cengil, sistemin açıldığını ve KPSS puanıyla tercihlerini yapabildiğini belirtti.

"O dönemdeki sınav sistemiyle şimdiki arasında çok fark var"

Bu yasa sayesinde öğretmen olabilme umudunu taşıdığını, ancak herkesin kendisi gibi şanslı olmadığını dile getiren Cengil, şunları kaydetti:

"Benim branşım biraz daha atanması kolay bir branş ama diğer arkadaşlarım mesela sınıf öğretmenliği okuyan arkadaşlarım  KPSS'den 85-90 almadan atanamayacak. O dönemdeki sınav sistemiyle şimdiki sistem arasında çok fark var. O zaman Devlet Memurluğu Sınavı vardı. Geçmişte arkadaşlarımız çok rahat bir şekilde atandılar ve şimdi neredeyse 15 yıllık öğretmenler ama biz hala atanamadık. Hayalini bile kuramadık."

Evliliği süresince hep öğretmen olma hayalinin peşinden gittiğini, bu nedenle okul, dershane eğitimi yüzünden zaman zaman ailesini, çocuklarını ihmal etmek zorunda kaldığını anlatan Cengil, "Hep mücadele etmek zorunda kaldığım için zaten zaman zaman çocuklarımdan ayrı kaldım, okul, dershane derken onları ihmal ettim ama şimdi nereye, hangi ile atanacağım? Ben artık onları ihmal etmek istemiyorum, kendi bulunduğum şehirde atanmak istiyorum. Çocuklarımı ihmal etmek istemiyorum. Böyle bir imkan istiyorum" dedi.

Hayalini 45'inden sonra gerçekleştirecek

Düzenleme Diyarbakır'da 18 yıldır öğretmen olma hayali kuran Cihat Azarkan için de umut oldu. 

Azarkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1997 yılında Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünü kazandığını 3. sınıf öğrencisi iken camide çocuklara Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için hakkında soruşturma açıldığını, bu nedenle okulu bırakmak zorunda kaldığını anımsattı.

Soruşturma sonucunda 2001 yılında gözaltına alındığını ve 40 gün boyunca işkencelere maruz kaldığını dile getiren Azarkan, "Camide ders verdiğimden dolayı örgüt bağlantısı kurularak 12,5 yıl ceza aldım" dedi.

Girdiği cezaevinden yasalardaki değişik nedeniyle 4 yıl 8 ay sonra çıktığını kaydeden  Azarkan, askerliğini yapıp, çıkan öğrenci affından faydalanarak okula döndüğünü ve 2010 yılında mezun olduğunu söyledi.

"Mezun olduğumda 40 yaşımdaydım. Bu nedenle memuriyete başvuramadım. Sertifika alarak özel bir rehabilitasyon kurumunda çalışmaya başladım. 28 Şubat'ta biz de mağduriyetler yaşadık" diyen Azarkan, o dönemde İslami kimliğe sahip insanlara çok ciddi baskılar yapıldığını vurguladı.

Yapılan düzenlemeyi uzun zamandır beklediklerine işaret eden Azarkan, "Karara çok sevindik. Bir mağduriyetin giderilmesi açısından çok doğru bir karar oldu. 65 yaşındaki bir insan öğretmenlik yapabiliyorken, 40 yaşındaki birinin alınmaması yanlış bir uygulamaydı" diye konuştu.

Yeniden KPSS'ye hazırlanacağını sözlerine ekleyen Azarkan, "40 yaşını aşmış ve çoluk çocuğa karışmış birinin günümüz gençleri ile yarışması büyük bir problem. Sınava çalışacağız ama şartlarımız aynı değil. Yaşın verdiği psikolojik baskı var, uzun süredir KPSS'de çıkan konulardan uzak kalmışız" dedi.

AA

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu