Öfke
Bir yanda farklılığa tahammül edemeyen bir hasedin, kendi gibi olmaya dayattığı tahakküm güdüsünün altında güçlü bir ben “Öfke” diğerlerini öldürüyor. Diğer yanda ise tahakküm ve kibir’in vücut bulduğu Zulme karşı kabaran soylu bir öfke ayaklanıyor.
Her iki öfkenin arasında arasında belli belirsiz bir çizgi uzanıyor. Amellerin şekillenmesi, söz’ün müdahil alana kayması ile keskinleşen ve acıtan incecik bir çizgi bu.
Zamanla koyulaşıp, ayıran, netleştiren, kutuplaştıran bir öfke denizi arasında ayrılan Kızıldeniz’dir ve de kabaran Tufan’ın sularıdır iki yakadan karşılıklı görülen.
Bazen harici bir faktör ya da realite insanı alır merdivenin son basamağına fırlatır. Öyle ki zaaflarını ikmal ile düzeltmeye çalıştığınız bir kardeşinizin bir gün başka bir kardeşinizin boğazına dayandığını gördüğünüzde, nasihat’ın ve söz’ ün bütün anlamını kaybettiği ince keskin ve acıtıcı bu çizgi ile ruhunuzda bölünür. Bölünür ve mazlumun boğazına dayanmış el, sizin bütün temkin, tertil ve ıslah faaliyetlerinizi bir anda heba eder. Artık Allah Elçisini Uhud yoluna çıkaran zırhı giymek ve giydikten sonra çıkarmamak zorunda kalırsınız.
İstenmeyen ama gelip çattığında kaçamayacağımız “Öfke”yi ötelemeye çalışıp duruyoruz.
Ümit
Geçmişin “Mitos”ları arasından ayıkladım seni.
Yepyeni bir “Ruh” üflendiğinde, “Sanat”ın en güzelini gördüm;
“Nuh’un Gemisini!”
“Olağan paradigma zamanla çözemediği sorunlar olduğunda bunalıma düşer” diyorThomas Khun. Batı paradigmasının çöküşünün müjdeleyen Nietsche aslında nedensiz bir ümit’in absürtlüğünü görmüştür ve buna bir taş atar;“Ümit en son kötülüktür, çünkü işkenceyi uzatır”. Nietsche sonradan ekleyecektir; “Neden'i olan, Nasıl'a katlanır”.
Nietsche’nin, yolda rastladığı atına işkence eden bir arabacı ile kavga ettiği ve bu kavgada aldığı darbelerin etkisi ile öldüğü söylenir. Birçok kimse için Entelektüel bir deha’nınhaybeye ölümüdür bu. Ama bana kalırsa şizofren bunalımları ve kendi aforizmalarının arasında ömrü hayatındaki en entelektüel, en erdemli tavırdır Nietsche’nin bu tavrı.
Nedenini kaybetmişlerin boş ümitleri arasında biz ümidimizi taptaze tutuyoruz;
“Bu paradigma değişecek”
Siz “Devrim” diyorsunuz, çünkü devrilecek şeylerin içinden geliyorsunuz. Biz “Kıyam” diyoruz çünkü ayağa kaldıracak bir ümit taşıyoruz.
Ve bu ümit, türedi bir ümit değil. İnsanoğlunun varlığından beri yer yer ortaya çıkan “Hanif” bir ümit.
Ümidin, nedenli bir ümidin öfkeyi yendiğini görürüz sonra.
Şaşkınlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden! 1 Canlarımıziçin gemi demiri gibi sağlam ve güvenilir olan bu ümitle, perdenin öte tarafına geçtik. 2
Dipnotlar:
1-15 Hicr 56
2- İbraniler 6/19