Of be komutan!

Ahmet Taşgetiren

Of be komutan, yapmamalıydın bunu.

Çukurca'da 7 şehit.

Olabilir. Orası çatışma ortamı.

Mayın patlamış, şehit olmuşlar.

Olabilir. PKK birçok yere mayın döşemiş.

Hayır, mayın TSK'ya aitmiş. El yapımı özel bir mayınmış. İnternete düşen konuşmalara göre bir tuğgeneral bizzat kendi elleriyle döşemiş mayını, bölgedeki askerlerini korumak için... Bölgedeki birlik komutanlarına emanet etmiş, herkesin görevi devrederken birbirini uyarmasını istemiş. Ama ihmal olmuş.

Olabilir. Böyle çeyrek yüzyılı bulan çatışma ortamlarında ihmal de olabilir.

Mayını döşeyen komutan, üst komutana, telefonda, her türlü sorumluluğu almaya hazırım demiş.

İyi bir şey. Onurluca. Bu da beklenir.

Ama üst komutan, yine o internete düşen konuşmada, bölgedeki komutanı teselli etmek için "yukarı"ya "Bu işi PKK'nın yaptığını bildirdik, sen merak etme" diye karşılık vermiş.

Aaaa!

İşte bu olmadı.

Yukarısı, yani Genelkurmay, Çukurca'daki 7 şehitle ilgili açıklamasında, olayın bir PKK saldırısı olduğunu, Kuzey Irak'tan gelen teröristlerin bu işi gerçekleştirdiğini açıklamış.

Aaa!

İşte bu da olmadı.

"Şehit" deyip dağ gibi yiğitlerin acısını bağrımıza gömecekken, terör örgütüne öfkelenip, operasyonlara daha da hız verme kararına varacakken, "açılım" diye, memleketi kaç yıldan bu yana yakan ateşi söndürme girişimleri, böylece akamete uğrarken, Başbakan, dönemin DBP Eş Başkanı Ahmet Türk'le yapacağı görüşmeyi iptal ederken...

Yani her şey konsepte uygunken...

O internet kaydı her şeyi değiştiriyor.

Bir şehit ailesi, "Vatan sağ olsun" diye dava açıyor. Savcılık soruşturma başlatıyor. Şu yukarıda sıraladığım şeyler ortaya çıkıyor. Mayınların TSK'ya ait olduğunu, Jandarma Kriminal tespit ediyor. Yani "sivil fesat" kuşkusu yok.

Her şey ayan beyan.

Peki bu tablodaki en kötü şey ne? En çirkin? En kabul edilmez? En fesat?

Tabii ki, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi.

Tabii ki, gerçekte terörle bağlantılı olmayan şeyin terörle bağlantılı gibi gösterilmesi.

Tabii ki, bazı şeylerin kamuoyundan gizlenmiş olması.

Tabii ki, bunun TSK'nın en yüksek kademesi devreye sokularak yapılması.

Tabii ki, anne babalara verilen "Teröristler çocuğunuzu şehit etti" bilgisinin yanlış çıkması.

Tabii ki, anne babaların "vatan sağ olsun" cümlesine sığdırdıkları tesellinin artık teselli edecek mecalinin kalmaması...

Tabii ki, başka kaç olayda, benzeri bir durumun yaşandığı kuşkusunun önlenememesi...

........

İddialar arasında, o birliğin normal güzergahının aslında öyle olmadığı, birliğin oradan götürülmüş olmasının da, şüphe çektiği hususu var.

Kim götürdü o birliği oradan ya da kim gönderdi, niyeti ne idi? O birliği o yoldan gönderenle, yukarıya "Bu işi teröristler yaptı" açıklaması arasında bir alaka var mı?

Bu soru da, şüphesiz içinde zehir taşıyan bir soru. İnsanlar, şu yukarıdaki tabloya baktığında içindeki zehri atamıyor ki.

Şu anda, konu askeri savcılıkta...

Bu tablonun en teselli edici yanı, soruşturmanın bu noktaya gelebilmiş olmasıdır. Ya bunlar da "yukarı"ya bildirildiği gibi, kılıfına uydurulmuş olsaydı...

Olmadı, iyi oldu.

........

Genelkurmay Başkanı, TSK'ya karşı asimetrik psikolojik savaş yürütüldüğünü iddia ediyor ya...

O açıdan şu hadisenin anlamı ne acaba?

Bu hadiseyi kim kurguladı acaba?

Bu hadisenin, terör örgütü nezdindeki paha biçilmez kıymeti için ne demek lazım acaba?

Canını ortaya sürdüğümüz rütbesiz ve her rütbeden çocukların kahramanlığı bir yana, gerçekten ne olup bitmekte bölgede?

Çukurca ne yazık ki tek değil.

Belki tek olsaydı, o bile tahammül edilebilir çerçeveye otururdu.

Ama tek değil. O yüzden de Çukurca, öncekilerin üzerine konuyor ve o ölçüde de kamuoyunu dinamitliyor.

........

Burada Kafes, Balyoz, Sarıkız bilmem neler var TSK içindeki eylemlilikler adına...

Orada Çukurca var.

Ne denir?

Bu ordu bizim ordumuz.

O asla yıpranmamalı.

Öyleyse birileri düşmeli ordunun yakasından...

Ne Balyoz kirletmeli o yapıyı ne Kafes ne Çukurca...

Değil mi? "Of be komutan" diye hayıflanmanın bir duygu zemini yok mu?

BUGÜN