Öcalan’dan Tarihî Çağrı: Silahları Bırakın, Sınır Dışına Çıkın!

Öcalan: “Artık kavga zamanı değil, fikir siyaseti zamadır. Bana inananlar silahları bırakın, sınırdışına çıkın!”

Diyarbakır'da Nevruz kutlamasında merakla beklenen Öcalan'ın mesajı okundu.

Öcalan, mesajında yeni bir dönemin başladığını, artık yeni dönemde silahlara yer olmadığını ve fikir siyaseti döneminin başladığını söyledi.

Öcalan, artık helalleşme zamanı olduğunu belirterek Türk ve Kürt halklarının kardeşliğine vurgularda bulundu.

Öcalan, yeni bir anayasanın yapılması konusunda da mesajlar verdi. Öcalan, 1924 Anayasası'nın Türkiye'ye yeteceğini ifade etti.

***

İşte Öcalan'ın Sırrı Süreyya Önder tarafından okunan mesajından önemli bölümler:

Fırat ve Dicle nehir vadilerine, kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından şehir uygarlıklarına analık eden halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun.Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla dinlerle mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan Kürtler için Dicle ve Fırat, Sakarya ve Meriç nehirlerinin kardeşidir. Halay ve delilo, horon ve zeybekle hısım akraba olur. Bu büyük medeniyet kardeş topluluklar siyasi baskılarla, birbirine düşürülmeye çalışılmış, hakkı hukuku ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşaa edilmeye çalışılmıştır. Batılı emperyalist müdahaleler baskıcı anlayışlar, Arabı, Türkü, Kürdü... Toplulukları sanal sınırlara, suni problemlere gark etmeye çalışmıştır.

MİLYONLAR ARTIK BARIŞ DİYOR

Ortadoğu ve Ortaasya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara artık dur diyor. Nevroz ateşiyle yüreği tutuşan yüz binler milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor.

KAVGAMIZ BASKI VE EZİLMEYE KARŞI

İçinde doğduğum çaresizliğe, bilgisizliğe, köleliğe karşı bireysel isyanımla başlayan bu mücadele, her türlü dayatmaya karşı bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu. Bugün görüyorum ki bu haykırış bir noktaya ulaşmıştır. Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe ve gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız, ezilmişliğe, geri bırakılmışlığa, baskı ve ezilmeye karşı olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır.

YENİ BİR TÜRKİYE, YENİ BİR ORTADOĞU

Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya uyanıyoruz. Çağrımı bağrına basan gençler, yüce kadınlar, söylemlerimi baş göz üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar, bugün yeni bir dönem başlıyor.

SİLAHLI DİRENİŞTEN DEMOKRATİK SİYASİ SÜRECE KAPI AÇILIYOR

Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor. Siyasi sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor. Demokratik hakları özgürlüğü eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.

BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİK, HELAL OLSUN

Biz onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik, helal olsun. Bu fedakarlıkların bu mücadelelerin hiç biri boşa gitmedi. Kürtler öz benliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı kutlu olsun.

ARTIK SİLAHLAR SUSSUN, FİKİRLER KONUŞSUN

Artık silahlar sussun, fikirler konuşsun noktasına geldik. Yok sayan inkar eden dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Kürdüne, Türk'üne, Laz'ına, Çerkez'ine bakmadan bu coğrafyanın ta bağrına akıyor. Ben bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğine diyorum ki, artık yeni bir dönem başlıyor. Silah değil, siyaset öne çıkıyor.

SİLAHLI UNSURLARIN SINIR DIŞINA ÇEKİLMESİ AŞAMASINA GELİNDİ

Yine diyorum ki artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakmak değil daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.

Kürt halkı ve Anadolu'ya yaraşır şekilde tüm halkların eşit ülkesinin oluşması için herkese hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu nevroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Araplar ve diğer halk topluluklarına da özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum.

DEMOKRATİK MODERNİMİZİ İNŞA ETMEYE ÇAĞIRIYORUM

Saygıdeğer Türkiye halkı, bugün kadim Anadolu'yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki, Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamında bu kardeşlik hukukunda, fetih, inkâr, ret ve imha yoktur, olmamalıdır. Kapitalist moderniteye dayalı son yüzyılın baskı imha ve asimilasyon politikaları halkı bağlamayan iktidar elitinin tüm tarihi ve kardeşlik hukukunu reddeden çabaları reddetmektedir. Bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu’nun temel iki stratejik gücü olarak, kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernimizi inşa etmeye çağırıyorum. Bu çağrıma bir cevap yok mu?

ZAMAN HELALLEŞME ZAMANIDIR

Zaman çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin ve helalleşmenin zamanıdır. Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, 1920 Meclis'ini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin ortaya koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM'nin kuruluşundaki ruh bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır.

YENİ BİR ARAYIŞ EKMEK KADAR İHTİYAÇ

Bütün ezilen halkları, ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatlarını, işçi sınıfın temsilcilerini ve sistemden dışlanan yok sayılan  herkesi demokratik modernite sisteminde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum. Ortadoğu ve Ortaasya kendine uygun bir demokratik bir düzen aramaktadır.  Yeni bir arayış ekmek kadar su kadar ihtiyaç hale gelmiştir. Bu modele, yine Anadolu ve Mezopotamya'nın onu inşa etmesi kaçınılmazdır.

MİSAK-I MİLLİ VURGUSU

Tıpkı yakın tarihte Misak-ı Milli çerçevesinde, Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı'nın derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. Tüm bu kesimleri eşitlikçi özgür ve demokratik ifade tarzının örgütlenmesini gerçekleştirmeye çağırıyorum.

AYRIŞTIRMAK İSTEYENLERE İNAT BİRLEŞECEĞİZ

Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan, biz kavramının genişliği ve kapsayıcılığı, dar iktidar elitleri eliyle teke indirilmiştir. Biz kavramına, eski ruhunu vermenin zamanıdır. Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz. Ayrıştırmak isteyenlere karşı inat birleşeceğiz.

ZAMANIN RUHUNU OKUYAMAYAN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDER

Zamanın ruhunu okuyamayanlar tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler. Ortadoğu halkları kökleri üzerinden yeniden doğmak ve ayağa kalkmak istiyorlar. Bu Nevroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz Musa, Hz İsa ve Hz Muhammed'in mesajlarındaki hakikatler bugün yeni müjdelerle harekete geçiyor. İnsanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor. 

***

SATIR BAŞLARI

Öcalan'ın mesajını okuyan Pervin Buldan'ın Kürtçesine Kürt haber kaynakları tarafından tepki gösterildi. Mesajı anından Türkçeye çevirmeye çalışan haber kaynakları Buldan'ın Kürtçe telaffuzundan dolayı sıkıntı yaşadı.

Mesajı twitter'dan anında Türkçeye çevirmeye çalışan, Amed News Agency ise bu durum karşısında 'sitemli' bir mesaj attı: Kürtler için tarihin en büyük açıklamalarından biri, tarihin en kötü Kürtçesiyle okunduğu için simültane çeviri yapamıyoruz, özür dileriz.

***

Kutlamalarda ilk olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir konuştu. Baydemir konuşmasında, bugünkü kutlamaların büyük bir barışa vesile olmasını dilediklerini söyledi.

Kutlama alanında an itibariyle davetlilerin isimleri ile mesajları okundu.

Nevruz Parkı'nda aralarında BDP'nin de bulunduğu tertip komitesince düzenlenen Nevruz kutlamasına katılmak için kentin 85 noktasından belediyeye ait araçlarla parka gelen vatandaşlar, bir kilometre mesafedeki güvenlik noktalarında polis tarafından üst araması yapıldıktan sonra alana alındı.

Kürtçe ve Türkçe, ''Nevruz kutlu olsun'' yazılı flamaların asıldığı alana girişler sırasında tertip komitesinin de görevlendirdiği 5 bin kişi güvenlik noktalarından vatandaşların geçişi sırasında polise destek verdi.

Emniyet Müdürlüğü'nce alanın girişi bariyerlerle kapatılırken, giriş çıkışlar zabıta ekiplerince de denetlendi.

EMNİYET MÜDÜRÜNE YOĞUN İLGİ

Öte yandan Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven de Nevruz Parkı'na gelerek incelemelerde bulundu. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Güven, zabıta ekipleri ve vatandaşlarla sohbet etti, ikram edilen çayı içti.

Güven, polislerin alana bıçakla girmek isteyen bir kişiyi gözaltına aldıklarını belirtmesi üzerine, ''Vatandaşın huzurunu bozacak tüm tedbirleri alın'' talimatını verdi. Bu arada Güven, alandan ayrılırken davul zurna çalan ekiplere para verdi.

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu