Bir soru:
- Acaba Obama yaşıyor mu?
Abes bir soru mu bu? Gerçekten yaşıyor mu, bir alameti var mı yaşadığının?
Obama, Tayyip Erdoğan’ın telefonlarına çıkmıyormuş.
Bunu, bizdeki “Tayyibobi mütpetaları”, Tayyip Bey için bir nakise gibi sunuyorlar.
Soralım:
- Gazze söz konusu olduğunda Obama yaşıyor mu? İsrail cinayetlerine karşı bir tavır koymak gerektiğinde Obama diye birinin varlığı söz konusu mu bu dünyada?
Kimse bana, Gazze’de olan biten Amerika’yı ilgilendirmiyor demesin, bal gibi ilgilendiriyor, Ortadoğu bir İslam coğrafyası ve buradaki olan biten her şey, mesela bu coğrafyanın petrolü ABD’yi bal gibi ilgilendiriyor, Saddam Kuveyt’i işgal ettiğinde bunu Amerika için savaş sebebi sayıp Irak’ın üzerine çullanmadılar mı?
Şöyle sorayım:
- Filistin - İsrail savaşında 1000’i aşkın insan, hele çoğu çocuklardan oluşan sivil ölümleri İsrail tarafından olsaydı, Obama’nın yaşayıp yaşamadığını gene de sorgular mıydık? Yoksa dünya siyonizmi hiç var olmasa bir Amerikan Başkanı üretir, onu İsrail’i savunmak üzere harekete geçirir, hatta belki savaşa soyundurur muydu?
Obama Filistin için yok, İsrail için var. İşin gerçeği bu.
Bir soru:
- Obama, anti-semit olarak suçlanmayı göze alabilir mi?
Bu soru sorulamaz bile.
Obama değil anti - semit olarak suçlanmayı, İsrail’e yeterince ilgi göstermiyor olarak suçlanmayı bile göze alamaz.
Bu sorularla neyi dile getirmeye çalışıyoruz?
İsrail denen olgunun dünya için ne demek olduğunu anlatmaya.
Obama bir dünya devletinin başkanı. İsrail söz konusu olduğunda, bir cinayeti, bir vahşeti dile getirmek bile onun için imkansız hale geliyorsa, hatta bu sadece ABD için değil, dünyadaki bir çok büyük Batılı ülkenin lideri için söz konusu ise, o zaman ortada, garip bir durum var demektir.
Bir kere “anti semitizm” diye bir küresel kumpas icat edilmiş. Evet küresel kumpas. Başka hiçbir kavim için, hiçbir inanç topluluğu için böyle bir “nefret söylemi suçu”ndan söz edilemiyor. Türkiye’nin çabaları ile bir “İslamofobi” suçu gündeme sokulmaya çalışıldı, bu, uluslararası metinlere girdi, ama mesela herhangi bir Batı ülkesi için işlevsel bir tavır haline getirilemedi.
Ama anti-semitizmin uzaktan - yakından bir tarafına bulaşmamak için, dünya liderleri olağanüstü dikkat gösteriyorlar.
Uzaktan - yakından... Ne demek?
Şu demek ki, Amerika’da bir adam, bir başkan, bir politikacı, bir bilim adamı, bir gazeteci, hatta bir Yahudi, İsrail’in vahşetini kınayacak olsun, boynuna anti-semitizm halkasını geçirecek ve bunu yapanı bin kere pişman edecek, şu veya bu, statüsü ne ise, onda yerle bir edecek bir siyonist örgüt mutlaka bulunur.
Bunun öylesine çarpıcı örnekleri vardır ki, Batı dünyasında bu gerçeği bilip de, “Canım İsrail de çok oldu, Netanyahu - Liberman bilmem ne, bu adamların işlediği cinayetleri görmezden gelmek bile dünya ile çelişmek anlamına geliyor” gibi bir cümle kurmaktan kaçınır.
Baksanıza, “İsrail kendini savunuyor” diyor adamlar, Gazze’den gelen görüntülerle alay edercesine... Bir tek sivil İsrailli ölümü var mı, Filistin’de ölenler içinde bir tek savaşçı var mı? Çocuk, çocuk, çocuk... Kanlar içinde çocuklar. Filistinliler...
Obama’nın duygu dünyasını iyi tanıyan bir devlet adamımız bana “Obama’nın Netanyahu’dan nefret ettiğini” söyledi. Nefret ettiğinin cinayetleri karşısında böylesine sessiz kalan bir ABD Başkanı, sevdiği İsrailli’nin cinayetleri karşısında ne diyebilir ki?
Obama Tayyip Erdoğan’ın telefonlarına çıkmıyormuş.
Ne denir? Hatırı kalır Tayyip Erdoğan’ın...
Tayyip Erdoğan dobra adam.
Şu sıralar, “Gazze’de çocukların kolu kesiliyor” deyip başka bir şey demiyor.
Obama ile konuşsa, aynı şeyi söyleyecek. “Neredesin başkan, var mısın?” diyecek belki de...
Obama ne desin Tayyip Erdoğan’a karşı?
- Konuşamam, elim mahkum sayın Başbakan, mı desin?
Eli mahkum Obama’nın, çünkü dünya siyonizmi boğar adamı. Batı dünyasının ezberi budur.
Sözümona Amerikan halkı Başkan seçer, ama başkanlar üzerinde bir “siyonist ipotek” vardır.
Soru:
- Cameron, Hollande, Merkel... Gazze’deki duruşunuz İslam düşmanlığının sonucu mu, İsrail ipoteği altında bulunuşunuzun mu?
STAR