O Görüşmek İçin Can Attığınız Katil, Bakın Sizin İçin Neler Söylüyor!

Başını CHP'nin çektiği ve iktidara yakında kalem oynatan bazı Esedçiler "Esed ile görüşelim" cümlesini kurarken, Katil Esed "Türk ordusu ve güvenlik kuruluşları Erdoğan'a karşılar bizi onlarla görüşmeye iten sebep de buydu" diyor.

Türkiye’de bazı kesimler Esed’in Türkiye’deki temsilcileri olarak “Esed ile görüşelim” cümlesini durmadan tekrarlarken ve iktidara yakın medyadan bazı kalemlerin de buna teşne olması ve bu kişiler Esed aşkıyla yanıp biterken acaba Esed, Türkiye ve Erdoğan hakkında ne düşünüyor sorusunu akla getirdi.

Esed’in, Sana’ya verdiği röportaj bu soruya cevap niteliğinde…

Esed rejimin resmi televizyonuna konuşan Beşşar Esed, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme konusunda "Ulusların çıkarları söz konusu olduğunda, kişisel duygularımızı bir kenara bırakmalıyız" açıklamasını yaptı.

Esed, şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan ile görüşme konusunda ne hissedeceğimi soruyorsanız, ben kişisel olarak, Erdoğan'ın grubundan ya da onun ideolojisini temsil eden biriyle el sıkışmak zorunda kalırsam, böyle bir toplantıdan onur duymazdım. Ancak ulusların çıkarları söz konusu olduğunda, kişisel duygularımızı bir kenara bırakmalıyız. Eğer bir araya gelmek sonuç verecekse, ulusların çıkarları için her şeyin yapılması gerektiğini söyleyebilirim.

Bu, devlet sorumluluğudur. Türkler için koşullar değişmediği sürece, bir görüşmenin sonuç vereceğini zannetmiyorum. Erdoğan ve destekçileri fırsatçı oldukları için, fırsatçı bir organizasyona ve fırsatçı bir ideolojiye bağlı oldukları için, sonuçları değişen koşullara göre oluşturacaklardır. Baskı altında olduklarında, iç ve dış koşullarına ya da Suriye'deki başarısızlıklarına bağlı olarak, sonuç geliştirebilirler.”

"Türk Ordusu ve Güvenlik Kuruluşları Erdoğan'a Karşılar Bizi Onlarla Görüşmeye İten Sebep de Buydu"

Sputnik'in aktardığına göre; “Türkiye ile askeri düzeyde görüşüyoruz” diyen Esed “Keseb'de muhtemelen iki veya üç toplantı yapıldı ve Rusya'da bir veya daha fazla toplantı yapıldı. Sayıyı tam olarak hatırlamıyorum, zira son iki yılda meydana geldiler. Ancak gerçek bir sonuç olmadı. En azından Astana'da kararlaştırılan İdlib'in silahtan arındırılmış bölgesinden çekilme ile ilgili bir çözüme ulaşmayı bekliyorduk. Bu yaşanmadı” dedi.

Esed sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim için İsrail ile onlar (Türkiye) arasındaki fark, (İsrail'in) devlet olarak varlığını tanımıyor oluşumuzdur. Biz İsrail halkının varlığını tanımıyoruz. Milattan birkaç yüzyıl önce var olan İsrail halkından başka bir İsrail halkı yoktur. Şimdi onlar, gelip toprak işgal eden ve insanlarını yerlerinden eden diasporadır. Türk halkı ise vardır ve bizim komşularımızdır. İyi-kötü bir tarihimiz var. Türkiye bir devlet olarak vardır ve bizim komşu ülkemizdir. Türkiye var olmaya devam edecektir ve Türkler de kardeşçe bir halk olarak kalmalıdır. Erdoğan başta Suriye halkına düşmanlık yaratmak için Türk halkını arkasına alabileceğini zannetti ancak eli boş döndü. Bakış açımızın böyle olmaması konusunda dikkatli olmak zorundayız. Şunu tekrar vurguluyorum, bazı insanlar, siyasi güçler değil, Türk ordusu ve güvenlik kuruluşları Erdoğan'a karşılar. Bizi onlarla görüşmeye iten sebep de buydu.

Rus ve İranlı dostlarımızla yaptığımız görüşmelerin de konusu buydu. ‘Evet, sizi savunuyoruz ancak en nihayetinde bu meselenin asıl sahipleri sizlersiniz’ dediler. Bu doğru, topraklar bizim ve mesele de bizim, dolayısıyla herhangi bir sonuç ummasak da onlarla doğrudan görüşme düzenleme gibi bir görevimiz var. Belki sonuç elde edebileceğimiz günler de gelecektir, başta Türkiye'nin iç durumundakiler olmak üzere, dünyadaki ve Suriye'deki değişiklilerle birlikte.”

“Türk Ordusu Savaşın Başlangıcında Suriye Ordusuyla Aynı Çizgideydi”

Esed, Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetlerine ilişkin soruya, İdlib’de yaşananları örnek vererek yanıtladı. Esed, şunları kaydetti:

“Türklerin çıkmasını isteyen bir Astana ittifakı var ve bunu gerçekleştirmedi. Ancak bizler İdlib’i kurtarıyoruz. Teröristlerin çıkarılması için siyasi eylemlere, diyaloglara ve muhtelif girişimlere verilen bir yıllık bir gecikme bulunuyor. Bütün fırsatlara yer verildi ve sona erdi. Kurtarmayı gerçekleştirdik -tabi ki aşamalı bir şekilde- askeri operasyon kanalıyla. Aynı şey kuzeyde de olacak. Tüm siyasi imkanlar tükendikten sonra.

Savaşın başlangıcında Erdoğan, Türk halkını düşman yapmak için, Suriye halkı ile Türk halkı arasında bir sorun yaratmayı hedeflediğini de göz önünde bulunduralım. Bu da nasıl gerçekleşir? Askeri çatışma ile. Çünkü Türk ordusu savaşın başlangıcında Suriye ordusuyla aynı çizgideydi. Bizimle tam işbirliği yapıyordu. Ta ki Erdoğan kendi kendine karşı darbe yapıncaya kadar.

Bundan dolayı Türkiye’nin düşman bir devlet olmadığından özenle bu yönde çalışılması mümkündür. Şu anda Erdoğan ve grubu düşmandır, çünkü bu politikalara öncülük ediyor. Ancak şimdiye kadar Türkiye’deki siyasi güçler çoğunlukla Erdoğan politikalarının karşıtıdır. Bu yüzden Türkiye’yi bir düşmana dönüştürmemeye özen göstermeliyiz ki burada dostların rolü geliyor. Rusya ve İran’ın rolü.”

“Türkiye Bu Savaşta Amerikalının Vekilidir”

Esed, Türkiye’nin Suriye’den çıkmak isteyip istemediğine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:

“Eğer çıkmayı düşünüyor olsaydı İdlib’ten çıkardı. Tabi şimdi diyeceksin ki İdlib’te ordu anlamında bir Türk ordusu bulunmuyor. Lakin Suriye sahası, güneyden kuzeye kadar tek saha ve tek operasyon sahası. Türkiye bu savaşta Amerikalının vekilidir. Savaştığımız her yerde de Türk vekiliyle savaşıyorduk. Bütün vesilelerle çıkmadığında, savaştan başka bir seçenek kalmayacaktır. Bu doğal bir şeydir. Lakin ben diyorum ki yakın vadede işi, eğer sonuç vermez ise, muhtelif şekilleriyle siyasi sürece bırakmalıyız. Bu bir düşmandır. Savaşa gideceğiz. Başka bir seçenek de yoktur.”

Rusya’nın, Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün korunması prensibine bağlı kaldığını dile getiren Esed, “Soçi mutabakatı, Türkiye’yi durdurdu ve ABD müdahalesinin yolunu tıkadı” diye ekledi.

 “Onların Erdoğan’ın Kalbine Türk Askerlerinden Daha Yakın Olduklarını Söyleyebilirim”

Esed, İdlib ziyaretinin operasyonun başlangıcına ilişkin bir mesaj olup olmadığını ise şöyle açıkladı:

“Hayır, benim orada bulunmamla başlangıç noktasının hiç bir alakası yok. Ben sık sık sıcak bölgeleri ziyaret ederim. Çünkü o kahramanlar daha zor olan görevi yerine getiriyorlar, ziyaret etmem kadar doğal bir şey yoktur. Lakin İdlib ziyareti belki de bütün dünyanın işin sadece kuzeyden ve Türk ordusunun Suriye topraklarına girişinden ibaret olduğunu saymasından kaynaklanıyor. İdlib’de savaşan herkesin adları her ne kadar, ‘Kaide, Ahrarul Şam vb’ olsa da Türk ordusu olduklarını unuttuk. Ben, onların Erdoğan’ın kalbine Türk askerlerinden daha yakın olduklarını kesinlikle söyleyebilirim.

Gerçekten orada bulunduğum zaman Rusya ile Türkiye arasında bir zirvenin olacağını unuttum. Bir zirvenin olacağını biliyordum lakin o günü değil.”

Suriye Haberleri

Hamas yöneticisi Nassar: “Halkını katleden Esed direnişin timsali olamaz”
Suriye’ye dönüşlerin “gönüllü” olduğundan emin misiniz?
Suriyeli aileye sınır dışı kararı!
İşgalcilerin Şam'daki hava saldırısında 16 kişi katledildi
Rusya'nın gerçekleştirdiği Etarib pazar yeri katliamının 7'nci yılı