Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki Marriott Otel'e patlayıcı yüklü kamyonla yapılan saldırı, görünüşe göre tipik bir terör eylemi değil mi? Endonezya'da, İspanya'da, İngiltere'de tanık olduğumuz türden.
600 kilo TNT, RDX ve fosforla karşılaştırılınca ortaya çıkan korkunç patlamada 80 civarında insan öldü, yüzlerce insan yaralandı. "Olağan şüpheliler" elbette Taliban, El Kaide, Pakistan içinden bazı örgütlerdi. Her zaman olduğu gibi olağan şüpheliler ABD'nin o bölgedeki çıkarları için tehlike olarak görülen herkesti, her güçtü.
Hepsi bu kadar mı? Olayla ilgili son derece çarpıcı ayrıntılar aktarmak istiyorum: "Ayrıntı" desem de bunların hiç de öyle olmadığı, olayın boyutunu değiştirecek güçte olduğu ortada.
1- Olay günü Pakistan'ın Yeni Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, askerler ve çok sayıda kişi Meclis Başkanı'nın Marriott Otel'deki iftarına davetliydi. Ancak davet yeri sürpriz biçimde değiştirildi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kabine üyeleri son anda yapılan değişiklikle iftar için Başbakanlık binasına gitti.
2- Pakistan Halk Partisi'ne mensup milletvekilleri, olay öncesine ilişkin son derece ürkütücü olaylara tanık oldu. Marriott Oteli'ni merkez alan esrarengiz gelişmeler oluyordu. ABD Deniz Piyadeleri'nin otel çevresindeki faaliyetlerini fark ettiler.
3- ABD Büyükelçiliği'ne mensup araçlar, otelin giriş kapısına sıralanmış, otel içine bazı çelik kutular taşınıyor, bu kutular orada değiştirilip başka kutularla dışarı çıkılıyordu. Yani araçtan indirilen çelik kutular oteldekilerle değiştirilip tekrar araçlara yükleniyordu.
4- Tuhaf bir şekilde bu kutular girerken ve çıkarken kontrol edilmiyor, kimse bakamıyor, XRay cihazından geçirilmiyor.
5- Bunlar olurken otelin iki girişi de kapatılıyor. Güvenlik görevlilerinin araçlara ve kutulara yaklaşmasına bile izin verilmiyordu. ABD askerleri yol boyunca sıralanıp güvenlik sağlıyordu.
7- O akşam Marriott içindeki Nadia restoranında yemek yiyen bir çok kişi bu trafiğe tanık oldu.
Pakistan devlet yetkilileri iftar yerini değiştirince saldırıdan kurtuluyor. Ama saldırı anı ve sonrasına ilişkin de benzer gelişmeler söz konusu.
1- Saldırı anında kamyonda küçük patlama oluyor. Kameralar görüntülüyor. Ama büyük patlama ile ilgili görüntü yok.
2- Patlamanın olduğu yerde hiçbir çukur yok. Araçlar olduğu gibi duruyor. Hiç biri yanmamış. Patlamanın etkisiyle araçlardan hiç biri yerinden hareket etmemiş!
3- Belki de en önemlisi, patlamadan sonra otelin sadece dördüncü ve beşinci katında yangınlar çıkıyor.
4- İşte o esrarengiz çelik kutuların istif edildiği yer de, ne tuhaftır ki, Marriott Otel'in dördüncü ve beşinci katı. Yani çelik kutuların yerleştirildiği yerlerde yangın çıkıyor.
SORU: ABD askerlerinin otele taşıdığı bu çelik kutularda ne vardı? Aynı akşam üst düzey bir CIA görevlisi orada hangi operasyonu yönetiyordu? Patlama sonrası neden bu kutuların yerleştirildiği dördüncü ve beşince kat yandı? Bu kadar büyük patlamadan sonra aracın olduğu yerde neden çukur yok. Otel önünde park eden araçların sırası bile bozulmamış neden?
Şimdi ABD-Pakistan eksenli başka örneklere dikkat çekelim: Geçtiğimiz yıl Benazir Butto öldürüldüğü gün, "2008'de Pakistan'ı çok tartışacağız" diye yazmıştım. Hatırlayalım: Pakistan'da Pervez Müşerref 3 Kasım 2007'de olağanüstü hal ilan etti. 2 Kasım'da ABD'li bir istihbarat şirketi, "nükleer silahların İslamcıların ya da ordu içindeki şahin grubun eline geçmeyeceğini" açıkladı. Yani olağanüstü hal ilanından bir gün önce.
12 Kasım'da ABD'nin, Pakistan nükleer silahlarını korumak için gizli bir planı olduğuna ilişkin bir rapor dünya basınına sızdı. Rapordaki kötümser senaryo şöyleydi: Müşerref kontrolü kaybedecek, siyasi krizin derinleşecek, ABD karşıtı güçler nükleer silahların kontrolünü ele geçirecek. Pakistan ikinci İran olacak, nükleer güç İsrail'i tehdit edecek… Çözüm olarak, Pakistan'a ABD askeri gönderilecek, ülke içinde operasyonlar yapılacak ve yedi yıl orada bulunacaktı.
Pakistan yönetimi reddetse de ABD özel birlikleri bu ülkeye yerleşmeye başlamıştı bile. Ülke içine girip operasyonlar yapmaya, sivil can kayıplarına neden olan saldırılara başlamıştı. Amaç "terörle mücadele"ydi! Ama gerçek amaç nükleer silahların kontrolüydü. Müşerref gitmeye zorlandı ve gitti. Son derece zayıf bir lider, Asıf Ali Zerdari, öldürülen Benazir Butto'nun kocası Cumhurbaşkanı oldu.
Bu sırada ABD Afganistan'dan Pakistan'a operasyonlarını artırdı. Son günlerde Pakistan ordusunun ABD helikopterlerine ateş açtığı, operasyona izin vermediği bildiriliyordu. ABD özel birlikleri İslamabad'ın 20 kilometre dışındaki Tarbella bölgesine yerleşti. ABD ordusu o bölgede arazi satın alıyor, üs kurmaya çalışıyor, onlarca TIR dolu mühimmat bölgeye taşınıyordu. Operasyonun merkezi orasıydı. Otele götürülen çelik kutular da belki oradan geldi.
Belki Marriott saldırısının planlaması da orada yapıldı. Kim bilir!
Yeni Şafak gazetesi