O-BA-MA!

Abdurrahman Dilipak

Obama'nın gelişi muhteşem oldu. Çin'deki olimpiyat gösterisinden sonra ABD'deki devir teslim töreni bir “Özgürlük” gösterisine dönüştürüldü, zenciler tarafından.

Benim için işin en ilginç yanı da bu.. 60 yıl önce aynı lokantada yemek yiyemezken, bugün bir siyah adam, Beyaz Saray'da oturmaya başladı.. Ve ilk adı “Hüseyin”, ikinci adı “Barack” yani “Bereket!”.. Hüseyin adının İslâm dünyasında özel bir anlamı var.. Özellikle Şia için bu isim çok önemli.. Hüseyin, tam da Aşura günlerinin sonunda görevi devralıyor..

Obama'nın sonu nasıl gelecek bilmiyorum ama, bu Amerikan tarihinde bir ilk..

Derisinin rengi kara diye, insanlar kötü olamayacakları gibi, iyi de olamazlar..

Obama ilginç bir tip: Yahudi, Müslüman, Hıristiyan. Kenyalı, Endonezyalı ve Amerikalı..

İlk konuşması, bana sanki bir reklamcının kaleminden çıkmış gibi geldi.. Victor Hugo’nun Sanayi Devrimi'nin başlangıcı kabul edilen Paris Sanayi Fuarı için hazırlanan el kitapçığının girişinde yayınlanan “Europe” başlıklı makalesindeki derinlikten çok uzak.. Ya da Duvarmish kızılderilileri reisi Seatlenin “Beyaz Başkan”a mektubundaki kuşatan, sarıp sarmayalan, alıp götüren diline sahip değil..

Başkanların mesajlarını kendileri değil, profesyoneller yazar. Onlar da düşündüklerini değil, halkın duymak istedikleri üzerine yoğunlaşırlar..

Yine de sonuçta sözün sahibi redakte eder..

Obama, çok az Adalet, Barış ve Özgürlükten söz ediyor.. Dinî referanslar var halkına umud vermek istiyor. Birlikten ve çalışmaktan söz ediyor.. “Tanrı'nın zaferi bizimle” diyor.. Sorunlarımız var ama hâlâ “en güçlü ve en zengin biziz” diyor..

60 yıl öncesi ve bugün gelinen noktada bir zenci başkan olarak kendi durumu ile giriyor söze..

ABD sabıkalı bir ülke.. Tarihleri Kızılderili kanı ile başlar, Kara derililerle devam eder.. Liberya dedikleri, sözde Amerika'nın özgürlük getirdiği, özgürleştirdiği topraklar, Köle tüccarlarının köle ihracı için kurdukları liman şehri değil mi idi? 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, soğuk savaş ve bugün.. Kan ve gözyaşı ile dolu bir tarih.. Obama'yı başkan yaparak güya günah çıkartıyorlar.. Obama da bunun gururunu yaşıyor.. Onun için bunun özel bir anlamı var.. Dünyaya da önemli bir mesaj bu yönü ile.. Obama beyazlar tarafından kabul görse de, Obama bir amerikalı olarak, derilerinin rengi beyaz da olsa, diğer “kara derililer” konusunda aynı anlayışa sahip olacak mı, onu zaman içinde göreceğiz..

Krizden ders çıkarttıklarını, Piyasanın refah anlayışı ile yeniden yapılandırılacağı mesajı veriyor. Yani Kapitalizmin yeniden yapılandırılması söz konusu.. Derinlikli bir İnsan Hakları ve Çevre vurgusu yok. Ama Nükleer silahların sınırlandırılması ve küresel ısınmaya gönderme yapıyor.. Sürecin zor olmadığını görüyor ve umudumuzu kaybetmemeliyiz diyor. “Barış çağı”ndan ve eski düşmanları ile işbirliğinden söz ediyor..

Müslüman dünyaya karşı “ya bendensin ya da bana karşısın” havası var.. “Bahanelerin arkasına saklanarak suçlandıklarını” söylüyor.. “Siz tarihin yanlış açısından bakıyorsunuz” diyor. Egosantrik bir duruşu var. Oysa benim ona uzaklığım, onun bana uzaklığına eşittir. O zaman o da bana göre aynı tesbitin muhatabı olacaktır..

“Biz de değişeceğiz” diyor ama, “Biz merkezdeyiz, lideriz, zenginiz, güçlüyüz, kararlıyız, bizim dediğimiz olacak” havası var..

Terör, güvenlik sorunları, inançları, insan hakları ve hukuk devleti mücadelelerinin uluslararası planda savunucusu olduklarını söylüyorlar..

Pax American'a devam ediyor.. Zor bir süreçten geçeceklerini söylese de “Çalışarak, cesaretle, dürüst bir şekilde güven tesis ederek, hoşgörü, merak ve vatanseverlikle hedeflerine ulaşacaklarını” söylüyor..

Obama'nın konuşmasının anahtar kelimesi bunlar..

Müslümanlara karşı önyargılı, şartlı bir işbirliği teklifi var.

Genel anlamda “ne şiş yansın, ne kebab” bir açıklama.. İhtiyadlı bir iyimserlik.. Öyle anlaşılıyor ki; bazı şeylerin içi zamanla dolacak.. Gerçeklerle yüzleşmesi için fazla bekleyeceğini sanmıyorum..

Mesela 11 Eylül konusuna hiç girmiyor. Terörü analiz etmiyor. Irak'a, Filistin konusuna değinmiyor.. Amerikan derin devletini görmezden geliyor..

Bazı şeyler söylemesi gerekiyordu. Söyledi..

Zenci bir lider Amerikan halkının bazı gerçeklerle yüzleşmesi açısından önemli bir gelişme ama politik olarak Rice, sıradan bir beyazdan daha tehlikeli bir karekter olduğu da ortada dururken, Obama'nın umut olarak görülmesi yanlış..

Sözüne değil, işine bakmak gerek. Amerikan başkanları, tek başına her şeye hakim değil. Çizgi dışına çıkanların başına neler geldiğini ise Kenedi olayında gördük.

Şimdi neler olacağını bekleyip göreceğiz.. Obama Malcom X'e benziyor, yoksa “Tom Amca” mı göreceğiz.. Yoksa “Tuncay Güney” gibi biri mi? Müslüman, Yahudi, Hıristiyan, zenci, Amerikalı, Endonezyalı, Kenyalı.. Hepsi mi ya da hiçbiri mi?

Obama ne düşünüyor, bu metnin oluşmasında katkısı ne bilmem ama, bu metni daha iyi şekilde yazacak onlarca Amerikalı bulunabilirdi..

Şimdi bekleyeceğiz, bakalım icraatı ne olacak diye!

Guantanamo'daki 11 Eylül Mahkemesi'ni 60 gün süre ile durdurması önemli.. Bakalım Irak'ta, Filistin konusunda, Afganistan'da ne yapacak?

İslâm dünyasına bakışı ne olacak.

İran'a bakışı ne olacak?

İsrail'e bakışı ne olacak?

AB ile ilişkiler ne yönde gelişecek?

Cevabını arayan o kadar çok soru var ki!

Dünyanın Bush gibi birinden kurtulmuş olması, başlı başına bir kazanç. Ama gelen gideni aratır mı diye de düşünmeden edemiyor insan.. Bir de tabiî, Amerika'da başkan değişti, parti değişti diye politikalarda radikal değişiklikler olur mu? Onu bize zaman gösterecek.. Sonuçta âyinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz..

Selâm ve dua ile..

VAKİT