‘’Sokaklar gösterici dolu. Bakanlar hapiste ya da firarda. Ancak, devlet Başkanı Mursi’nin askerlerce alaşağı edilmesinden beri Mısır’da günlük hayat bir şekilde iyileşti. Benzin kuyrukları ortadan kalktı. Elektrik kesintileri yok oldu. Beyaz üniformalarıyla polis sokaklarda görünür oldu. Hayatı felç eden enerji sıkıntısının mucizevi şekilde sona ermesi ve polisin yeniden sosyal hayatın içine dönmesi Hüsnü Mübarek’in 2011’de devrilmesinden sonra devlette kalmaya devam eden ekibinin Mursi yönetiminde hayatı zorlaştırmak için kasıtlı veya değil bir çaba içinde olduğunun göstergesi.
Mursi destekçilerinin devletin aniden işlemeye başlamasını, Mursi’nin başarısız yapılması için organize bir komplo olduğunu ispatladığını savunduğuna dikkat çeken gazete, sadece polis memurlarının değil, hayatı felç eden elektrik kesintileri ve benzin kuyruklarını çözmesi gereken memurların da son bir yılda adeta ortadan kayboldoğuna işaret etti.
Gazeteye ‘’Bütün bunlar askeri darbe için şartları oluşturma hazırlığıydı’’ açıklaması yapan Mursi dönemi Ticaret ve Enerji Bakanlığı sözcüsü Naser el-Farash, şöyle devam etti: ‘’Devletin farklı daireleri, elektrik kurumundan istasyonlara benzin nakli yapanlara kadar krizin oluşturulmasında yer aldı. Mübarek ile irtibatlı petrol kara piyasası, devletin sağladığı petrolü dışarıya satarak kar etme yolunu seçti. Mursi, petrolün ülke içine dağıtıldığını denetleyecek kart sistemi getirdi ama bu cihazı kullanmayı reddettiler’’.
Haberde daha sonra şu yoruma yer verildi:
‘’Mısır’ın eski düzenin Mübarek’e yakın adamları ki aralarında üst düzey generaller de var ile Mursi’yi devirme operasyonuna finansörlük, danışmanlık ve organizatörlük yapan Müslüman Kardeşler’in baş düşmanı milyarder Necip Sawiris, generallere yakınlığıyla bilinen eski Anyasa Mahkemesi başkanı Tahani El-Gebali ve Mursi’ye devlet başkanlığı seçiminde rakip olan Mübarek’in son başbakanı Ahmed Şefik’in hukuk müşaviri Şevki el Sayed gibi isimler Mursi’yi devirmek için perde arkası bir çalışma yürüttüler’’.
‘’Ancak, bir zamanlar Mübarek’e bağlı kurumların Mursi döneminde bilinçli olarak geriye çekildiğinin belki de en önemli işareti, Mursi döneminde sokakları kendi haline bırakan polis güçlerinin darbeden sonra yeniden sokaklara çıkması oldu’’ denilen analizde, şu değerlendirme yapıldı: ‘’Bir yıllık iktidarında Mursi polise söz geçirmekte zorlandı. Hatta içişleri bakanını değiştirmediği için kendi destekçilerinin tepkisine bile hedef oldu. Sokaklarda suç oranı hızla yükselmesi ve trafiğin yolları adeta işlemez hale getirmesi sadece hayat kalitesini değil ekonomiyi de bozarken, polis görevini yapmaktan uzak durdu. Ta ki darbe sabahına kadar. Beyaz üniformalı polisler Kahire sokaklarına geri döndü. Darbeden önce ve hemen sonra hiçbir sokak gösterisinen ortalıkta gözükmeyen güvenlik güçleri, Mursi’ye destek gösterilerinde ilk kez ortaya çıktı ve gözyaşartıcı bombalarını ve silahlarını kullandı. Mursi karşıtlarının gözünde kahraman oldular. Bunlar, bir polis memurunun bir çocuğun başını okşadığı ve üzerinde ‘sizin güvenliğiniz bizim işimiz. Amacımız emniyetiniz’ yazan bir posteri bütün şehre yaydı.
‘’İslamizme karşı konumlanmış bir rejimde çalışan devlet görevlisi ve bireylersiniz’’ diye anlatan şimdilerde bir güvenlik şirketi çalıştıran emekli polis Ihab Youssef ekliyor: ‘’Derken aniden rejim değişiyor ve İslamistler iktidara geliyor. Psikolojik olarak bunu asla kabullenmezlerdi’’
Mübarek’in 2011’de devrilmesine rağmen kurduğu sistemin büyük ölçüde devlette kalmaya devam ettiğine vurgu yapan New York Times, birçok işadamının ve devletin önemli isminin refah ve etkinliği erimeye başladığına işaret etti: ‘’Mısır tarihinin en özgür seçimiyle işbaşına gelmesine rağmen Mursi devlet üzerinde muktedir olamadı ve destekçileri ‘derin devlet’in onun altını oymak için çaba içinde olduğundan yakındı. Bir milli konsensus kurmakta başarısız olması bir yana, Mübarek döneminin işdünyasındaki ve devletteki kudretlilerinin kendisine düşmanlığa dayanan aktif kampanyası ile de yüzyüze kaldı.’’
Mısır’ın en zengini, darbe organizasyonunun destekçisi
Mısır’ın en zengini ve eski rejimin titanı olan Necip Sawiris’in, Mursi’ye karşı ‘devrim’i desteklediğini itiraf ettiğini aktaran gazete, Sawiris’in, kurduğu Özgür Mısırlılar partisine ait ülke genelindeki tüm teşkilat ve tesisleri ‘devrim’ faaliyetlerine tahsis ettiğini aktardı. Sahip olduğu ülkenin en büyük TV kanalları ve gazeteleri ile gösteriler için atmosfer ve popülarite sağladı. Hatta kendi kanallarında sürekli oynatılan popüler videonun hazırlanmasına bizzat katıldı. Sawiris, ‘’Tamarrod (devrim), destekçinin ben olduğumu bile bilmedi. Ama ben yaptıklarımdan utanç duymuyorum’’ diye konuştu. Sawiris, Mursi’nin devrilmesi ile Mısır’a paraya yağacağını da öngördüğünü kaydederek, çarşamba günü itibarı ile Suudi Arabistan, Kuveyt ve BAE’den gelen 12 milyar doların Mısır’ı 12 ay sorunsuz idare edeceğini belirtti.
Anayasa Mahkemesi’nin eski başkanı Tahani El-Gebali de gazeteye yaptığı açıklamada, kendisinin ve diğer hukukçuların, Tamarrod’a (devrim), Mursi’nin devrileceği askeri darbeye zemin hazırlamasında danışmanlık yaptıklarını gizlemedi: ‘’Bir toplumsal hareket olduğunu gördük ve bunun etkin ve anayasal temelde olmasını sağlamaya çalıştık’.
Ancak darbe destekçileri, bütün bu yaşananların komplo olduğu fikrine katılmıyor. Onlara göre Mısır’ın bir haftada düzelmesi Mursi’nin ne kadar başarısız ve yetersiz bir yönetici olduğunun göstergesi. Medyanın ve darbenin amiral gemisi Al Ahram, Çarşamba günü yayınladığı haberde, devletin başlattığı enerji tasarrufu politikasıyla enerji stokunun bu hafta aylar sonra ilk kez fazla verdiğini yazdı. Darbecilere göre tasarrufun en önemli kalemi ise Hamas’a (Gazze) bedava petrol aktarımının durdurulması ki Mursi yönetimi böyle birşeyin söz konusu bile olmadığını savunuyor. Gerçek şu ki darbeden sadece günler sonra Mısırlılar artık benzin kuyruğunda beklemiyor.
Bir benzin istasyonu işleten Ahmed Nabawi, NYT’a yaptığı açıklamada benzin sıkıntısının sebebi olarak, petrol deposunda teknik arıza, düşük kaliteli petrol ithalatı yapılması ve kamunun gereksiz benzin stoku yapması gbi sebepler duyduğunu ifade ederek, bir gecede benzin sıkıntısının sona ermesine hala şaşırdığını söylüyor:
‘’Gece yattık, sabah kalktık kriz bitmişti.’’